Bu bölümdeki karikatürler, 2014 Temmuz’undan 2016 Temmuz’una kadar Ulusal Kanal’da Cuma Akşamları saat 21:00 de yayınlanan, Mustafa Mutlu’nun ‘Kral Çıplak’ programında ‘Canlı Yayın esnasında, gündeme ilişkin çizdiğim karikatürler’ den oluşuyor.. 2017 Aralık itibariyle yaklaşık bir buçuk yıllık bir aradan sonra bu kez aynı programa CEM Tv’ de yeniden start veriyoruz.. Yine Cuma akşamları, bu sefer saat 19:30 dan itibaren..

Esad’a yeni isim..

“İstesek önümüzdeki Cuma Şam’dayız!” diyenler, inceden aksi istikamete, Bologna’ya doğru süzülmeye başladılar.. Esad ise Cuma namazlarını hala Şam’da eda ediyor..
Atalarımız ne güzel söylemiş; “Büyük lokma ye, büyük konuşma!..”

Gazeteciler Hedef

Gazetecilerin hedef gösterilmesi yeni değil.
Tüm otokratik yönetimler, tüm demokrasi dışı anlayışlar en önce gazetecileri hedef aldı, hedef gösterdi.

Ama gazetecilik yine hep var. Hedef gösteren güçlerin hiç birinin esamisi yok..

Taşımalı Sandık

Her yol deneniyor. Çünkü fazla seçenek yok. Düşmemek için bisikletin pedallarına sürekli asılmak zorunluluğu var!

Değil sandıkları taşımak, bu uğurda memleketi bile taşımak, Mozambik’e komşu yapmak gerekse cehdedip taşıyacaklar..

Oysa ‘sandık’ demokrasi binasının ‘temel tuğlası’ ise ve onu yerinden alıp başka bir yere koymak ‘zaruretine’ teslim olunmuş ise topluca geçmiş ola!
“Demokrasimiz çoktan ölmüş de ağlayanı yok!”
Tuğlaları sökülmüş bina ne kadar ayakta kalabilir ki?

Soru..

SORU
Nasıl bir mengeneyle raptolmuş ki köşk-ü saltanata,
Ne feryatlar, ne siygalar işliyor, duymuyor,
Ne saraylar yetiyor, ne gemiler, ne hanlar,
Bu nasıl bir han-ı iştihadır ki doymuyor.

Olmuyor Anla Artık!

OLMUYOR ANLA ARTIK
Yaşı kemale erdi dağdaki ‘rütbeli’ zevatın çoktan,
Yürü desen zor yürür, oyna desen oynamaz.
Bir kıçında matara, bir kıçında ilaç torbası,
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz..

BAYRAM

BAYRAM
Bayramlık halimiz mi kalmış?
Kimimiz göç yollarında boğulduk çağ-çoluk,
Kimimiz kara teröre kurban.
Sağ kalan, ya rehin diyar-ı ırakta,
ya da sıla yollarında kan revan!
Eeey İbrahim Hazretleri,
Duy bu sesi!
Biz insan kesmeye döndük artık..
Al şu verdiğin koçu geri!..

Baykal, bu sefer de Erdoğan’ı Kurtarabilecek mi?

Bu güzel esprinin sahibi ‘Mehmet Akıncıer’ isimli kardeşimiz..
E-posta atmış, espriyi yazıyla tarif etmiş, anlatmış.
Bana çizmek, Mustafa Mutlu’ya da ‘Kral Çıplak’ programının içinde, bu izleyicimizin ismini zikrederek karikatürü yayınlamak kaldı..
Şöyle bir düşündüm. Kral çıplak izleyicisi, sadece canlı yayına gönderdiği soru ve görüşlerle programın akışını belirlemekle kalmıyor, içeriğe de imzasını atmak suretiyle programın gerçek sahibi olduğunu gösteriyor.
Hangi görüşten olursa olsun, sadece ‘Kral Çıplak’ diyebilenleri ekrana çıkartan,  Cuma aksamları, kendi kuşağında CNN Türk ve NTV gibi kanalları geride bırakarak birinci olan Ulusal Kanal’ın bu çizgi üstü programının, izleyicisinin de çizgi üstü olduğunun bir göstergesi.
Teşekkürler Mehmet!..

2015 Seçim Sonuçları

Yüce milletimiz seçim sabahı çok sinirliydi. Tıraşını olup sandığa gitti “koalisyon!” dedi diyorlar..
Şimdi doluya koysan almıyor, boşa koysan dolmuyor..

Kerli-ferli adamlar, her seçim sonrası olduğu gibi bir deli saçması teranedir tutturmuş gidiyorlar.. “Efendim, seçmen şunu demek istedi, seçmen şöyle yapın dedi, yüce seçmen şöyle mesaj verdi..” Dersin ki seçmen sandığa giderken ‘Voltran’ı oluşturuyor. 47 milyon kişi aralarında anlaşarak “sen oraya, ben buraya!” diye bir strateji kuruyor! Sonra da bu aklı evveller, o sivri zekalarıyla bu mesajı keşfedip bize anlatıyorlar.
Sanki AKP’ye oy veren’in gözü Tayyip’ten başka bir şey görüyormuş gibi, sanki CHP’ye oy verenler tek bir ağızdan ‘Başbakan Kemal!’  sloganları atmıyormuş gibi, sanki HDP’ye oy veren ilave seçmen baraj garabetine fokus olmamış da, ‘AKP-CHP koalisyon yapsın’ diye bir niyetle oy vermiş gibi..

Kardeşler! 47 Milyon’a ‘gulyabani’ muamelesi yapmayın! İlla da bir şey diyecekseniz adam gibi “sandıktan çıkan sonuça göre AKP nin desteği öncesine göre şu kadar azaldı!” deyin.

O kadar!

Gerisi seçilenlerin işi!
Koalisyon mu kurarlar, tükürdüklerini mi yalarlar. yoksa bırakır giderler mi? onlar bilir!

Memlekete dönüş başladı!

Saray’da zaafiyet başlayınca, kamuyu yönlendirme gücüne sahip sözümona aydınlarda, öncelikle de medyada “yandım Allah!” diyerek dönenleri ve inceden dönmeye çabalayanları ibretle seyrediyoruz.
Bir topluluğu bir arada tutan, onu savaşa, çatışmaya sokan bağ, bir ideal uğruna değil de çıkar sağlamaya yönelik bir bağ ise, uluslararası literatürde bu topluluğu oluşturan bireylere ‘Paralı Asker’ deniliyor. Bu çıkar para dışında, mal ya da belirli ayrıcalıklar da olabiliyor.
Lakin Cenevre sözleşmesine göre paralı asker, ‘Savaş esiri’ olma hakkına bile sahip değil..
Bunları aranıza almayın! “Aa, bak arap geliyo!” diyerek geriye dönmelerini sağlayın. Sonra bi tekme vurun kıçlarına gitsinler!..

Zirve

Zirve, zirveyi kaldıramayanı önce güç sarhoşu yapar, sonra yalnızlaştırır.
Allahtan haşmetmap, zamanında akıl etmiş de merdivene dizmek için 16 tane maskot istihdam etmiş.
Önümüzdeki günlerde, aralarında halı saha maç tertip ederlerse şaşmam!..