Hatırlayalım;
7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP ummadığı bir yenilgi aldı. Tek başına hükümet kurma yetkisini kaybetti.
Sandığın, koalisyon işaret etmesine rağmen Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak hükümet kurma görevini teamüllere aykırı bir şekilde yine AKP’ye verdi.
Bir anda ülkede, Suruç katliamından, Ankara Barış Mitingi katliamına kadar bombalı, terörlü kabus bir süreç yaşandı.. Kamuoyunun ‘sorun listesi’nin ilk sırasına hızla “Terör korkusu” yükseldi.
Bu ortamda Erdoğan aynı yılın ‘1 Kasım’ında erken seçim kararı aldı.
1 Kasım’da yapılan seçimlerden bu sefer AKP zaferle çıktı!
Seçimden 8-9 ay sonra 15 Temmuz 2016’da “Fetö Kalkışması” yaşandı.
Erdoğan’ın rafa kaldırdığı Cumhurbaşkanlığı sistemine, kısa bir süre önce “Tekeden süt sağılmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz!” şeklinde üst perdeden muhalif olan Bahçeli bir anda “fiili duruma uymak lazım!” diyerek konuyu tekrar gündeme getirdi.
Yine 8-9 ay sonra 2017’nin 16 Nisan’ında referanduma gittik.
51,4 ile Evet çıktı ve sistem değişti.
Yeni sistemde her şey çok güzel olacaktı. Uçacaktık!
Hemen Başkanlık seçimi kararı alındı. İttifaklar kuruldu ve 24 Haziran 2018’de hem yeni sistemin başkanını hem de artık sayısı 600’e çıkartıldığı halde eski gücü kalmayan parlamentoyu yenilemek için seçimler yapıldı.
Erdoğan ve Bahçelinin ‘Cumhur İttifakı, 52.59 ile birinci turda, başını Muharrem İnce’nin çektiği muhalif ‘Millet İttifakı’nı yendi.
Aynı sandıklardan 600 milletvekilinin 344’ünü Cumhur ittifakı, kalanını da muhalifler kazandı.
Dolayısıyla Yeni sisteme tam kadro geçilmiş oldu. Bir seri kararname ve genelgeler ile bir çok kurum ve doğrudan Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Bakanlar kurulu tam da Erdoğan’ın istediği gibi parlamento dışından atanmış oldu.
Her şey Erdoğan’ın istediği gibi oldu.. Eksik gedik kalmadı.. Uçuşa hazırdık!..
Seçimden önce TRT’de “Türkiye, inşallah bu sistemle uçuşa geçecek” diyordu ve devam ediyordu.. “İnşallah, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız. Bu, farklı sistemle inşallah diğerlerinin akıllarına bile gelmeyeni biz gerçekleştireceğiz.”
Aradan bir yıl geçti.
Uçuşa geçecek dedikleri Türkiye’yi krizlerin en derinine soktular.
Uçuşa geçecek dedikleri Türkiye’nin vatandaşı pazar arabalarını ikinci el satışa çıkardı.
Uçuşa geçecek dedikleri Türkiye’nin Merkez bankasında dolar kalmadı..
Uçuşa geçecek dedikleri Türkiye’nin ‘Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ sıralamasındaki yeri 180 ülke içerisinde 157. sıraya düştü.. Kongo’dan, mango’dan geriye..
Uçmak için kendimizi boşluğa bıraktık!.. Ama bir de baktık ki kanat yok!
Galiba uçmak için en azından bir çift ‘kanat’ın da gerekebileceğini düşünmemiştik.