LOMBOZ 26 ŞUBAT 2021 CUMA
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulentLOMBOZ 26 ŞUBAT 2021 CUMA
Boş tencere iktidarı götürmez!
Bu hafta medyada bol bol yer aldı.
Bankalara kredi borcu olanların sayısı 34 milyonu bulmuş.
LOMBOZ 21 ŞUBAT 2021 PAZAR
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulent21 ŞUBAT 2021 PAZAR
Kandırılmaktan beslenmek!
Devlet adamı olmak zor iştir.
Hasbelkader devletin bir makamına seçilmekle devlet adamı olunmuyor.
LOMBOZ 19 ŞUBAT 2021 CUMA
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulent
LOMBOZ 19 ŞUBAT 2021 CUMA
Bu çocuklar nasıl böyle oldu?
Selçuk Özdağ kim?
Gelecek Partisi’nin Başkan Yardımcısı.
Ona arkadan pusu kuran bu çocuklar doğmadan, onların şimdi yürüdüğü yolları yürümüş, gençliğinin bir kısmını mapus duvarlarında törpülemiş, bir eski ülkücü.
Lomboz 14 Şubat 2021 PAZAR
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulent
—
Bu Haberi Okumadan Seçime Girmeyin
Çıkarken Üzülmeyin!
Havuz gazetelerinden biri olan Takvim gazetesinde, geçtiğimiz hafta yayınlanan, siyaset ve sosyal medyada haftanın olayı olan “Bu haberi okumadan markete girmeyin!” Haberi aslında iktidar partisine, teşkilata ve milletvekillerine yönelik, olası bir erken seçimin kripto mesajlarından başka birşey değildi.
İşte LOMBOZ olarak bu kripto mesajların şifresini çözdük.
Aşağıda tek tek açıklıyoruz!
Lomboz 12 Şubat 2021 CUMA
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulent
Yoğurt mu dedin?
Aya gideceğiz ya!
İş, aya göndereceğimiz astronota isim bulmaya kaldı!
…
İlk öneri biliyorsunuz, yaşayan “Büyük Türk büyüğümüz” Bahçeli’den geldi bile:
Cacabey!
Bir Karikatür Dersi Anısı
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulentBİR KARİKATÜR DERSİ ANISI
Tarih 7 Mayıs Cumartesi-2011
Sabah; Kızımın okulunda, Türkçe öğretmeni, Eymen Öğretmen’in ısrarlı baskısı sonucu
karikatüre hevesli çocuklara “karikatür dersi” vereceğim.
Pardon, ders vermek ne haddime!
Karikatür çizmeyi biliyor olmak onu öğretebiliyor olmayı da sağlamıyor ki..
Öğretmenlik başka bir şey..
‘Bildiklerimizi, dilimizin, elimizin döndüğü kadarıyla, bir kaç haftalık bir program içerisinde anlatmaya çalışacağız işte..
Nasıl kağıt kullanılır, nasıl kalem kullanılır, nasıl çizilir. nasıl boyanır vesaire..
Üç haftanın sonunda çocukların çizgileri ile bir hatıra albümü hazırlayacağız.
…
Dersin ilk günü.
Güya, Eymen öğretmen ilk derste bana refakat edecekti.
Ben de ondan biraz güç alacaktım. Ama okul gezisine gitmiş..
Başka çocuklara refakat etmek için Ankara’da.
Ana kapı girişinde, soldaki ilk kapı etkinlik odası.
Henüz ilk dersimiz.
Çocuklar etkinlik odasındaki üzeri resim malzemeleri dolu, yere oldukça yakın, alçak, uzunca bir masanın etrafında oturmuş, ellerinde kalemleri, önlerinde kağıtları, merak ve heves dolu gözlerle beni izliyorlar.
Çeşitli sınıflardan, karikatür öğrenmek için cumartesi, pazar günlerini yakacak kadar hevesli öğrenciler var.
Tanışma faslı bitti..
Lakin karşılıklı ciddiyet sürüyor.
Henüz onlar bana, ben de onlara rampa etmiş değiliz.
Orta sahada, kısa paslarla karşılıklı top çeviriyoruz.
Hayatımda bir sınıfta ders anlatmışlığım yok! Stajyer öğretmenlerin ilk günü modundayım.
Öyle işini bilmek, konuya hakim olmak, özgüven filan fasarya!.
Karşında, ellerinde kalem, boncuk gözleri senin üzerinde küçücük ve hevesli bir sürü çocuk var.
Anlattığın şeyi yani güzelim hafta sonlarını ayıracak kadar istekli oldukları şeyi ya daha çok sevecekler, ya da bir daha yüzüne bakmayacaklar.. Sebebi sen olacaksın!
İş ciddi.. İster istemez heyecanlanıyorsun!
…
Masa ve sandalyeler ‘Yedi Cüceler’in film setinden gelmiş gibi.
Masa başında, ayakta biraz bir şeyler anlatmaya çalışırken onlara fazla yüksekten baktığımı hissettim.
Okuduğum bir pedogogun bir cümlesi aklıma geldi. “Çocukların seni gerçekten dinlemelerini istiyorsan onlara, onlarla aynı düzlemden hitap et!”
Masaya elimi dayayıp biraz eğildim ama olmadı.
Masa alçak! Ben çok iriyim. Onlar ise çok minikler.
Şekil olarak sorgu yapan FBI ajanı gibi bir pozisyon çıktı ortaya.
Yavaş yavaş doğrulup tekrar dik duruma geçtim.
O esnada gözüme, kenarda duran, çocukların oturduğu minik sandalyelerden biri ilişti. Plastik tabure gibi birşey.. Aldım. Masanın başına getirdim.
“Buna oturup biraz da kamburumu çıkartırsam düzlem işi tamamdır!” dedim.
…
Plastik tabureye oturmamla taburenin plastik ayaklarının dört bir yana kayarak ayrılması bir oldu.
Oturak yere yapıştı. Benim ayaklar havada!
Çocuklar önce bir kıkırdadılar ise de hemen koşuştular.
“Örtmenim, örtmenim!” diye biri kolumdan, biri ceketimden..
Minyatür sandalye. Oyuncak gibi bir şey. 98 kiloyu nasıl taşısın?
Düşmeye düştük ama çocuklarla, onların hizasından, hatta biraz daha aşağısından iletişim kurma işi ziyadesiyle ehven bir seviyeden hallolmuş oldu.
…
Doğrusu pek öyle rezil olmak gibi bir şey hissetmedim.
Hatta ben de biraz güldüm kendi halime. Ben gülünce onlar daha çok güldü.
Bir iki espri yapayım, pişkine bağlayıp geçiştireyim diye;
“neyse ki dersimiz karikatür. Allahtan milli güvenlik ögretmeniniz değilim” dedim doğrulurken..
Ortalardan biri atıldı. “Ögretmenim! milli güvenlik ne demek?”
Pası iyi değerlendirdim.
Konu değişti, gitti..
…
Aynı günün akşamı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ortaköy’deki ünlü bir otelin, en üst katındaki Boğaz manzaralı salonunda düzenlediği “Gazete Karikatürcüleriyle Buluşma” toplantısına, on-onbeş gazete karikatürcüsü ile birlikte katıldık.
O sıra çalıştığım Gazete’den de kovulmuşum ama yine de davet etmişler..
Bir ay sonra 2011 Genel Seçimleri yapılacak.
…
Sandalyeler sağlamdı bu sefer..
Kare düzeninde dizilmiş masaların etrafında, benden de cüsseli bir sürü ‘öğreten siyasetçi’ vardı .
Hiç birinin sandalyesi çökmedi!
Hiç birinin bacakları havaya dikilmedi..
—
LOMBOZ – 7 ŞUBAT 2021 PAZAR
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulentLOMBOZ – 7 ŞUBAT 2021 PAZAR
Sanatçı olamazsın ama sanatçı adaylarına dekan olursun!
Atatürk, zamanında noktayı boşuna koymamış:
“Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız!”
Melih Ağaca Çıktı Serisi
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından bulentLomboz 5 Şubat 2021 Cuma
/0 Yorumlar/in Karikatür Yazıları /tarafından bulent
Ne oldu özelleştirmeciliğinize?
Hani “Özal’ın devamıyız!” diye bas bas bağırıyordunuz meydanlarda!
Hani devletin bakkallık, kasaplık, manavlık yapması ilkellikti…
Oldu mu ya?
…
İlgi çekici linkler
Here are some interesting links for you! Enjoy your stay :)Kategoriler
Arşiv
- Aralık 2024
- Kasım 2024
- Ekim 2024
- Ağustos 2024
- Haziran 2024
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Aralık 2020
- Kasım 2020
- Ekim 2020
- Eylül 2020
- Ağustos 2020
- Temmuz 2020
- Haziran 2020
- Mayıs 2020
- Nisan 2020
- Mart 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Aralık 2017
- Kasım 2017
- Ekim 2017
- Ağustos 2017
- Mart 2017
- Şubat 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Ocak 2016
- Aralık 2015
- Kasım 2015
- Ekim 2015
- Eylül 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Ekim 2014
- Ekim 2013
- Aralık 2012
- Ağustos 2005
- Nisan 2005