LOMBOZ 18 KASIM 2022

Sineğin yağından dezenformasyon çıkarmak

Mizah ve gerçeğin sınırlarının birbirine bu kadar yaklaşması, espriden anlayan yönetim ortamlarında belki heyecan verici ve eğlenceli olabilirdi..
Ama iş bizde hayli sıkıntılı.

Şimdi size, mizah üreticilerini bile yarım saat güldüren; mizah kurgusu, onlara bile iki numara büyük gelen yurdum olaylarından birini anlatacağım.

Belki biliyorsunuzdur, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının bir web sitesi var.
O sitede, Ekim başından, bu yana “Haftanın Yalan Haberleri” alt başlığı ile bir “Dezenformasyon Bülteni” yayınlanıyor.

Bülten yayını; Basında, “dezenformasyon yasası” olarak özetlenen, Ekim ayında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren TCK 217. Maddede yapılan değişikliklerle birlikte başlatılmış, adeta Teyit.org benzeri sitelerdeki mekanizmaya benzer bir şekilde, “şu haber dezenformasyondur, sebebi de şudur!” şeklinde ‘post’lar dan oluşan bir uygulama.

Hikaye şu:

Bu bültenin son sayısında, “Edirne’de Suriyeliler, erzak dağıtılıyor diye kandırılarak Atatürk anıtının önüne toplandı” haberinin bir dezenformasyon haber olduğu belirtilmiş. Haberde kullanılan fotoğraf da, bu yargıyı destekleyen kanıt olarak kullanılmış. Fotoğrafın, aslında Samsun’da, geçtiğimiz yaz halat bağlanarak yıkılmaya çalışılan ‘Onur Anıtı’ olduğu; toplanan kalabalığın da, Suriyeliler değil, Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye slogan atarak etrafında dönmek suretiyle anıta saldırıyı protesto eden vatandaşlar olduğu hatırlatılmış.


Oysa söz konusu haber bir mizah haberi!.

Üstelik de aynı paylaşımcının, bu paylaşımın biraz daha altında, daha önce de aynı temayla, başka bir versiyonunu paylaştığı bir mizah haberinin devamı niteliğinde bir mizah haberi.

Mizah haberinin yayınlandığı “@DailyTrakya” isimli Twitter hesabındaki paylaşımlara göz atıldığında açıkça görülüyor ki hesapta, kimisi oldukça başarılı, bol miktarda ‘mizah haberi’ yayınlanmış… 

Yani İletişim Başkanlığının “dezenformasyon” olarak değerlendirdiği bu paylaşım, kimilerinin “parodi haber” olarak da nitelendirdiği, ‘mizah haber’ kodlarına birebir uygun bir paylaşım.

Haberde; Ana sınıfı öğrencilerinin bile Samsun’un simgesi olarak tanıdığı ve Türkiye’nin en bilinen Atatürk anıtının yani Onur Anıtının kasten Edirne’de gösterilmesi, mizah kodlamasının en bariz işareti.
Suriyelilerin, bedava erzak vaadiyle “Tam 10 Kasım’da, saat 9’u 5 geçe Atatürk anıtının 

önünde toplanması” kurgusu ise siyasal bir ironi. 

Gülersiniz, gülmezsiniz! 

Yerinde bulursunuz ya da yakışıksız olarak nitelersiniz!
Bu okurun bileceği iş.
Ama bir mizah haberi ile gerçek haberin kodlarını ilk bakışta ayırt etme yetisinden uzak düşmek, anlık bir basiret bağlanması sıkıntısı değilse, emin olun ki onu okuyanın kültürel gelişimi ve genetik kaderiyle ilgili nazik bir durum.

Üstelik, bu mizah haberinin yapılış sebebi, belirttiğim gibi, bir önceki benzer bir mizah haberi ile ilişkili.

Aynı hesap Ağustos ayında benzer bir mizah haberi daha üretmiş. “Edirne’de bir genç, “Bedava erzak dağıtılacak” diyerek kandırdığı Suriyelileri, otobüsle götürdüğü Bulgaristan sınırında bırakıp kaçtı!” metni ile, sıcak Ağustos ortasında yayınlanan bu haberin fotoğrafında, yaprakları dökülmüş ağaçlar altında kalın kışlık giysileri ve atkılarla sardıkları kapşonlarını sıkı sıkı başlarına geçirmiş bir grup, ıslak bir havada sınır tellerinin önünde bekleşirken görülüyor.  

Bu ‘mizah haberi’ komik bulmayabilirsiniz.
Ama onu “dezenformasyon” olarak devletin sitesindeki bültene yazan ve kanıt olarak da aslında tam da onu mizah yapan fotoğrafı ayrıntılı olarak tarif eden durgun yaklaşımı komik bulmayan olabilir mi?

… 

Şimdi bu bahiste, hem bu Twitter hesabının sahibine, hem de haberi dezenformasyon olarak bültenine alan; belki de haberi üreteni yargıya sevk edecek mekanizmayı harekete geçirecek İletişim Başkanlığı web sitesinin hamisine birer cümle sarf etmek farz oldu.

Önce, Daily Trakya hesabının sahibine şunu ifade etmek lazım ki ‘Komik haber’ ile ‘mizah haberi’ benzer gibi görünse de temelden farklıdır. Paylaşırken adını koymak gerekir. Zira komik haber, komik olsa da bir haberdir.
Mizah haberi ise bir üretimdir. Yani uyduruktur. Bu iki tür haberin, adı konulmadan, sağlam bir seperatörle ayrılmadan bir arada paylaşılması, yukarıda sözünü ettiğim ‘nazik durum’ nedeniyle sakıncalıdır.

İletişim Başkanlığı web sitesinin moderatörüne gelince:
Arkadaş! Dezenformasyon kaşesini vurmadan önce az bir araştırma yapmak en fazla size düşer.
Aksi halde dışarıdan bakana görüntünüz, ya ‘trollenmiş’ ya da bizzat kendisi dezenformasyon yapan bir “dezenformasyonla mücadele kurulu” olarak yansır ki, ikisi de bizzat sizin prestijiniz açısından birbirinden beter!

Misal; şimdi ben bu bülteni, neşelenmek için ara sıra bakılacaklar listeme ekledim bile!

Pasif agresif

Önce ‘pasif agresif’i bir örnekle tarif edelim.
Mesela tıkalı trafikte, önündeki arabanın sürücüsünü çıldırtacak kadar kornaya basan, öndeki arabanın sürücüsü aracından sinirle çıkıp kapısına geldiğinde penceresini açmadan, elleri direksiyonda, dümdüz önüne bakan sürücüye “pasif agresif” denir. 

Bu bilgiyi ansiklopedilerde bulamazsınız!

TOGG fabrikası ile ilgili paylaşılan bütün fotoğrafları bulmaya çalıştım.
Bulduğum bütün görüntüler, dışarıdan, ya da dronla çekilmiş büyük bir hangar görünümünde inşaat halinde ya da bitmiş tesis görüntüleri…

İçeriden, üretim tesisleri ile ilgili paylaşılan tek bir fotoğraf yok!
Ya da ben bulamadım.

Ha, bir kaç fotoğraf var!
Büyük, kapalı bir alanda, üzerleri tentelerle örtülü onlarca araç. Bunların TOGG olduğu belirtiliyor.

Görüntüde, otomobil fabrikalarında görmeye alıştığımız ne bir üretim bantı, ne robotlara takılı araçlar ne de tavanlarda hareket eden şasiler..

Çalışan bir otomobil fabrikası görüntüsüne ulaşamayınca aklıma, Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası önünde, fabrikada üretim yapılmadığını öne sürerek eylem koyan, ancak Fabrika Müdürünün “İçeri gelde bak, yapılıyor mu yapılmıyor mu!” şeklindeki davetini reddederek olay yerinden uzaklaşan AKP İstanbul İl Başkanı Ahmet Nuri Kabaktepe’nin eylemi geldi.
İşte tam da yukarıdaki “Pasif agresif” tanımına uyan bir eylem!

… 

Şimdi Sayın Kabaktepe’den aynı eylemi, Gemlik’teki TOGG tesisinin önünde de yapmasını istirham ediyoruz.
Bakalım TOGG’un müdürü de “Gel fabrikayı gez, kendin gör: üretim yapılıyor mu yapılmıyor mu” diyebilecek mi?
Hayır, desinler, fotoğraf paylaşsınlar, onu da burada yayınlayalım!
Güneşe gidecek nükleer araç mı tasarlıyorsunuz.
Herkesin ürettiği elektrikli otomobil!

Bu kadar gizlilik neyin nesi?

Yine seçim yine doğalgaz!

Seçim yaklaştı, ‘Karadeniz doğalgazı’ ufak ufak gündemimizdeki yerini almaya başladı.

Reyiz diyor ki: “On vananın birinin başı takıldı! Seneye doğalgazımız hazır!..”

Geçen gün karşı komşumuz doğalgaz faturasını eline almış, hayret dolu bir ifadeyle kutsal saati seyredip duruyor.
“Kayınpeder misafirdi. Sadece iki gün kaloriferleri yaktım. 700 lira fatura geldi!” diye aşağıdan, ağlama-inleme karışımı, yanık bir ses veriyor.

Önceki yıl, yaz aylarında 30-35 lirayı geçmeyen doğalgaz faturası bu yaz 250 bandında gidip geldi. Kış için basit bir oran orantı denklemi kurunca insanın matematiği evlatlıktan reddedesi geliyor. 

Henüz vatandaşın kahir ekseriyesi kış faturası ile karşılaşmış değil.

Hele bir kış bastırsın, ilk faturalar kapıların kulplarına asılmaya başlasın, siz o zaman seyredin vaveylayı!


On vananın onunun da başı takılsa ne yazar!

Ayın karikatürleri