Baykal, bu sefer de Erdoğan’ı Kurtarabilecek mi?

Bu güzel esprinin sahibi ‘Mehmet Akıncıer’ isimli kardeşimiz..
E-posta atmış, espriyi yazıyla tarif etmiş, anlatmış.
Bana çizmek, Mustafa Mutlu’ya da ‘Kral Çıplak’ programının içinde, bu izleyicimizin ismini zikrederek karikatürü yayınlamak kaldı..
Şöyle bir düşündüm. Kral çıplak izleyicisi, sadece canlı yayına gönderdiği soru ve görüşlerle programın akışını belirlemekle kalmıyor, içeriğe de imzasını atmak suretiyle programın gerçek sahibi olduğunu gösteriyor.
Hangi görüşten olursa olsun, sadece ‘Kral Çıplak’ diyebilenleri ekrana çıkartan,  Cuma aksamları, kendi kuşağında CNN Türk ve NTV gibi kanalları geride bırakarak birinci olan Ulusal Kanal’ın bu çizgi üstü programının, izleyicisinin de çizgi üstü olduğunun bir göstergesi.
Teşekkürler Mehmet!..

2015 Seçim Sonuçları

Yüce milletimiz seçim sabahı çok sinirliydi. Tıraşını olup sandığa gitti “koalisyon!” dedi diyorlar..
Şimdi doluya koysan almıyor, boşa koysan dolmuyor..

Kerli-ferli adamlar, her seçim sonrası olduğu gibi bir deli saçması teranedir tutturmuş gidiyorlar.. “Efendim, seçmen şunu demek istedi, seçmen şöyle yapın dedi, yüce seçmen şöyle mesaj verdi..” Dersin ki seçmen sandığa giderken ‘Voltran’ı oluşturuyor. 47 milyon kişi aralarında anlaşarak “sen oraya, ben buraya!” diye bir strateji kuruyor! Sonra da bu aklı evveller, o sivri zekalarıyla bu mesajı keşfedip bize anlatıyorlar.
Sanki AKP’ye oy veren’in gözü Tayyip’ten başka bir şey görüyormuş gibi, sanki CHP’ye oy verenler tek bir ağızdan ‘Başbakan Kemal!’  sloganları atmıyormuş gibi, sanki HDP’ye oy veren ilave seçmen baraj garabetine fokus olmamış da, ‘AKP-CHP koalisyon yapsın’ diye bir niyetle oy vermiş gibi..

Kardeşler! 47 Milyon’a ‘gulyabani’ muamelesi yapmayın! İlla da bir şey diyecekseniz adam gibi “sandıktan çıkan sonuça göre AKP nin desteği öncesine göre şu kadar azaldı!” deyin.

O kadar!

Gerisi seçilenlerin işi!
Koalisyon mu kurarlar, tükürdüklerini mi yalarlar. yoksa bırakır giderler mi? onlar bilir!

Memlekete dönüş başladı!

Saray’da zaafiyet başlayınca, kamuyu yönlendirme gücüne sahip sözümona aydınlarda, öncelikle de medyada “yandım Allah!” diyerek dönenleri ve inceden dönmeye çabalayanları ibretle seyrediyoruz.
Bir topluluğu bir arada tutan, onu savaşa, çatışmaya sokan bağ, bir ideal uğruna değil de çıkar sağlamaya yönelik bir bağ ise, uluslararası literatürde bu topluluğu oluşturan bireylere ‘Paralı Asker’ deniliyor. Bu çıkar para dışında, mal ya da belirli ayrıcalıklar da olabiliyor.
Lakin Cenevre sözleşmesine göre paralı asker, ‘Savaş esiri’ olma hakkına bile sahip değil..
Bunları aranıza almayın! “Aa, bak arap geliyo!” diyerek geriye dönmelerini sağlayın. Sonra bi tekme vurun kıçlarına gitsinler!..

Zirve

Zirve, zirveyi kaldıramayanı önce güç sarhoşu yapar, sonra yalnızlaştırır.
Allahtan haşmetmap, zamanında akıl etmiş de merdivene dizmek için 16 tane maskot istihdam etmiş.
Önümüzdeki günlerde, aralarında halı saha maç tertip ederlerse şaşmam!..

Nereden Nereye!..

Liderlik böyle bir şeydir.. Misal, Taliban lideri Hikmetyar’ın dizinin dibinde huşu içinde verdiğin biat pozunu, sıkıya geldiğinde, Baykal’ın yamacında da verebileceksin! Egondan, karizmandan bu kadar sıyrılabileceksin yani.
“Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız!”  diyecek, ama yeri geldiğinde çömelerek hedef küçülteceksin!.
Kitlelerine “Dik dur, eğilme, inananlar seninle.:” diye sloganlar attıracaksın ama rakibin eli kispete girip, paça kasnağa geleceğini anlayınca çayıra uzanıvereceksin.  En munis uzlaşmacı sen olacaksın!..
Sahi;
Baykal seni bir kere kurtarmıştı. Kaset tezgahına direnmeyip bi daha kurtardı. Bakalım bir kez daha kurtarabilecek mi?

Logo’yu değiştirmek icabeder..

..Ayakkabı kutusu’ydu, paranın üstüyle 5 villa almaydı, Saray’dı, Mercedes’ti; 10 puan gidiverdi!.
“İsraf etme insaf et!” sloganıyla, ekmek israfına bile kampanya yapan AKP, güç sarhoşluğunun etkisi ile bir anda gerçek kimliğine rücu etti. Şimdi ayıkla pirincin taşını!..

Kırmızı Çizgi

Yorumsuz!

Binici

Evlendik..

İkinci Yarı denen şey ve ‘Kaynayan Kurbağa’

Doğruluğu tartışılsa da ünlü bir deneydir ‘Kaynayan Kurbağa’ .
Bu deneyde, soğuk bir kap suya konulan kurbağanın, su yavaş yavaş  ısıtıldığında tepki veremeyerek haşlandığı gösterilir. Bu anekdot, genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılıyor. Öyle bir tepkisizlik ki, Sultangazi’de Diyanet’in bir müezzini çıkıp “Başkanlık sisteminde kadınlar devlet başkanının helali olacak..!” (*)  diyor ve kimse tepki vermiyor. Hatta bu adam müezzinlik yaparak senin benim vergimden maaşını almaya devam ediyor.
Toplumun ciddi bir bölümü tıpkı ‘kaynayan kurbağa’ gibi uyuşuk ve sessiz.. Kazanın altını da yandaş medya harlıyor. ‘İkinci yarı’ denilen şey gerçek olursa kazanın suyunun epeyice ısınacağından kimsenin kuşkusu olmasın!..

(*) Haber için Bkz: Ahmet Hakan 06.06.2015 Hürriyet