İşsiz Sayısı Azalırken

Lomboz 25 Haziran Cuma 2020

LOMBOZ 26 HAZİRAN Cuma

İSTİFÇİLİK

Neredeyse tüm canlılar, bünye içi biriktirmeyi, ortak bir özellik şeklinde, yaşamsal bir kurgu olarak taşırlar.
Tükettikleri yiyeceklerden aldıkları enerjinin fazlasını, enerjinin depolanabilir bir türü olan ‘yağ’a çevirirler. Bu yağı yağ hücrelerinde depolarlar.
Bu bir meziyettir. Başarıdır. 

Bu sistemin iyi çalışması canlı için son derece hayatidir.
Yağ hücresi, canlının yeniden doldurulabilir “Akü”südür.

Akü sağlamsa, düzgünce ve beklendiği şekilde dolar. 

Yani iyi kilo alırsınız.
Bazen aküde iki yönlü arızalar olabilir. Dolmama ya da aşırı dolma gibi ya! 

Onlara girmeyelim..

Devamını Oku

LOMBOZ 21 Haziran Pazar

Lomboz 21 Haziran 2020 PAZAR

 

Sarmal!

Soru 1- Avrupa ülkeleri, birbirlerine turist gönderiyor da bu yaz neden bize turist göndermiyorlar?
Cevap: Çünkü Covid 19 verilerimiz güvenilir bulunmuyor!

Devamını Oku

Lomboz 19 Haziran Cuma 2020

YEŞİL TOP OLAYI
“Neler gördü bu gözler” serisi..

 

Devlet kurumlarının isimlerinden TC ibarelerinin kaldırılması sürecinde, bu girişimlere karşı olanlar, bir protesto şekli olarak sosyal medya hesaplarının başlarına ‘TC’ ibarelerini koymaya başlamışlardı.
Sonra benzer şekilde, Atatürk’e saldırı dilinin keskinliği artınca aynı kesimin bir bölümü, tepkilerini ve duruşlarını açıkça ifade etmek için hesaplarının profil görsellerini Atarürk’lü Türk bayrakları ile değiştirdiler.

Çünkü, o zaman bu kesim, kendisini aslında bu güne göre daha mağdur hissediyordu.

Devamını Oku

LOMBOZ 14 Haziran 2020 Pazar

 

NEDEN BAŞBUĞ’UN “İFADESİ ALINDI”?

Ünlü bir yazar; aristokrat olabilmek için bir kaç kuşaktan bu yana zengin olmak gerektiğini belirtiyor ve sonradan görme zengini tek cümle ile şöyle tarif ediyordu: 

“Ganimetini sergiler ama onu düzgün taşıyamaz!”

Bu giriş bir tarafta dursun!

Devamını Oku

LOMBOZ 12 HAZİRAN 2020 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ

Hüsamettin Cindoruk. 

Ömrü uzun olsun, Türk siyasetinin hala hayatta olan en eski üyelerinden biri.

Parti başkanlığından, meclis başkanlığına hatta vekaleten cumhurbaşkanlığına kadar siyaset kademelerinde basmadık taş bırakmamış bir duayen.

Ve mealen diyor ki: 

“Türkiye’nin devlet hukukunu, adaletini yeniden ayağa kaldırabilmesi için 27 Mayıs anayasası gibi bir anayasa gerektiğini düşünüyorum!”
Dikkat edin, bunu diyen kişi, kimilerinin ancak kitaplardan okuyup öğrendiği bir sürecin avukatı. Yassıada’da yargılananların, 27 Mayıs’çılar karşısında, mahkemelerde bizzat savunmasını yapmış, görmüş geçirmiş bir hukuk adamı. O Tarihin, savunma tarafındaki en önemli tanıklarından biri.

Sonra Kavala’ya yapılanı da, “Osman Kavala’nın durumu Islahat Fermanı’na bile aykırıdır!” şeklinde ‘yaşayan tarihlik’ şanına uygun bir gönderme ile tarif ediyor. Devamını Oku

LOMBOZ 7 HAZİRAN PAZAR

 

Muhalefete dersler: Yarım cümleler, yanlış kelimeler!
İktidarın doğru yaptıkları mizahın konusu değildir. Onu halk değerlendirir. 

Mizah daima muhalefetten yanadır.  İktidarlar kızmasın! Bugün ona, yarın sana;)

O nedenle, muhalefetin, yani müttefiklerin dili ile ilgili birkaç hususun altını çizmek de bize düşer. 


İş, aile, eğitim ya da arkadaşlarımız arasında kullandığımız bazı cümle ve kelimeler aslında yarımdır. Devamını Oku

LOMBOZ 5 HAZİRAN CUMA

 

 

LOMBOZ 5 HAZİRAN CUMA

Olayı Bir Dizi Gibi Anlatalım?


Hep söylüyorum.
Bu kararları Erdoğan değil, Beştepe’deki sayısı 21 olarak açıklanan, çarpan etkisi ile bir kaç katı olduğunu sandığım bir danışman ekibi alıyor. Onlar yazıyor, onlar çiziyor Erdoğan uyguluyor!.. 

Erdoğan o ekibin “Mega Starı.!”  Yani bir nevi “Tarkan”ı..
Son sözü tabiki o söylüyor. 

Çünkü son sözü ona söyletiyorlar..

Son belediye seçimleri, Beştepe’deki iktidar senaristlerinin bütün ayarlarını bozdu.
Haliyle senaryo yenilendi..
İktidarın temellerinin sallandığı görülünce güncellemeler yapıldı.

Duruma göre yeni hikayeler yazıldı. Çekimler başladı! Bir iki deneme çekimi yapıldı..

Devamını Oku

LOMBOZ – 29 MAYIS PAZAR

Zenginin parası Homo Sapien’sin yarası

Facebook’un kurucusu Zuckerberg’in serveti korona salgınında %60 artarak 86.5 milyar dolar oldu..
Yine yeni dünyanın en zengini Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un serveti salgında %30 artarak 146.9 milyar dolara ulaştı.

Bunları zenginlerin parasının çetelesini tutan ‘Forbes’ dergisi söylüyor.

 

Yani korona herkesi fakirleştirmedi.
Herkesi işsiz, aç bilaç bırakmadı.
Kiminin de kısa sürede servetine servet kattı.

Dünyanın en zengin 25 iş adamının toplam serveti 1,5 trilyon dolar.

Bu rakam dünyadaki tüm zenginlerin parasının %16’sı..
Zenginler arasında bile adalet yok. Bakar mısın!

IMF verilerine göre dünyanın 190 ülkesinin toplam milli geliri 90 trilyon dolar civarında.

Bu gelirin %60’ı dünyanın en zengin 2.153 kişisinin elinde.

Kalan %40 da fakir fukaranın elinde sanmayın.

Onun da önemli bir bölümünü en zenginlerden biraz daha az zenginler, onlardan biraz daha az zenginlerin elinde.
Aşağı doğru indikçe milyarlarca insan, bırakın dünya servetinden pay sahibi olmayı üstüne bir de borçlu çıkıyor.

7,4 milyar nüfuslu “dünya ülkesinde” 4,6 milyar kişi, dünya ganimetinden pay almak bir yana, ömür boyu bitiremediği, torunlarına devrettiği borçlarla yaşıyor.

Dercartes’in tanımlamasıyla, Homo sapiens sapiens, yani “düşündüğünün üstüne düşünen insan” türü olarak bizler, son akrabamız Homo sapiens idaltu’dan ayrılalı 160 bin yıl oldu.

160 bin yıl önce ortam vahşi, koşullar sertti ama açlıktan ölen kimse yoktu.
Kabilenin bütün bireylerinin temel ihtiyaçları zamanında karşılanıyordu.
Çocukların hepsi yaşamıyordu ama yaşayanlar zamanı gelince işsiz kalmıyor, ava gidiyor, meyve topluyor, evleniyor, konutu, eşyayı, çocuklarının eğitimini dert etmiyorlardı..

Hoş fazla da yaşlanamıyorlardı ama yaşlanınca grubun en saygı duyulan, fikrine en fazla değer verilen hazineleri olarak, baş köşede oturtuluyorlardı..
Şimdi cep telefonunu açamıyor diye eziklenen, dalga geçilen yaşlılar gibi değillerdi. Klanın bilgisayarları onlardı.. En fazla bilgiye sahip olanlar onlardı. Yağmur ne zaman yağacak biliyorlardı. Ayı ne zaman ininden çıkacak biliyorlardı.

Beyin kapasitemiz, düşünsel ve fiziksel yapımız bugünkü ile aynıydı. Sadece birikimlerimiz azdı. Yaşlılarımızın hafızalarında tutup bize aktardıkları kadar.

47 bin yıl önce,  Avrupa kıtasına doğru yollandık. Oradaki Başka bir tür olarak yaşayan, düşündüğünün üzerine bizim kadar düşünemeyen Neandertalleri yok ettik.

47 bin yılın özellikle son birkaç bin yılında yaşam alanlarımızı, barınaklara, son birkaç yüz yılında da yiyeceklerimizi konservelere çevirdik.

Para diye bir şeyi icat edip ortalığın anasını belledik. Global finans sistemi diyerek de üzerine tüy diktik!

Düşündüğümüzün üstüne düşüne düşüne geldiğimiz yer burası?
Hay düşünmez olaydık!

—-

 

Günün izahatı:

İyi de, biz sana “Türk İslam Tarihinin en önemli liderlerinden birine damat olamazsın!” demiyoruz. “Kayınpederin Cumhurbaşkanı ise sen bakan olamazsın!” diyoruz..

 

Normalleşme.
Değerli vatandaşlarımız!

Malum salgın boyunca, yüksek sabır ve itina gösterdiğimiz önlemleri her geçen gün biraz daha hafifleterek hızla normalleşme sürecine geçiyoruz. Buna göre:
65 yaş üstü yine evde kalacak. Ama 65 yaş üstü, işadamı ise, bakkalı, dükkanı, mağazası, avm’si var ise istediği zaman dışarı çıkabilecek.

Yok ise sadece Pazar günleri 14:00 -18:00 arası evinin etrafında terlikle gidilebilecek mesafede tur atabilecek.

Velev ki hafta sonu sokağa çıkma yasaklı 15 büyükşehirden birinde yaşıyor ise yine çıkamayacak. Emekli 65 yaş üstüler, sokağa hiç çıkamayacak.

Hele işsiz 65 yaş üstüler, oturma odasından salona geçemeyecek!..

0-18 yaş arası Çarşamba ve Cuma günleri 14:00 – 20:00 arası sokağa çıkarak normalleşebilecek. Çıktığı halde kasıtlı olarak normalleşmeyenler ikinci bir duyuruya kadar  yine sokağa çıkamayacak. Bunlardan kreş çağında olanlar sair günlerde kreşe gidebilecek. Yalnız, 18 yaş altı sokağa çıkma yasağı nedeniyle kreşe giderken sokağa çıkamayacak. Nasıl gidecekse gidecek!..
65 yaş üstü vatandaşımız, aynı evde yaşadığı torununu alıp kreşe götürebilecek. Ancak torununu kreşte bırakıp tek başına geri dönemeyecek.
Niye? Çünkü yukarıda belirttiğimiz gibi 65 yaş üstü tek başına sokağa çıkması yasak!

Aynı evde yaşayan 18 yaş altı ile 65 yaş üstü olanlar, dışarıda birbirlerine virüs bulaştırma ihtimallerinde dolayı birlikte sokağa çıkamayacak.

65 yaş üstü kahvehane sahibi sokağa çıkabilecek.  Ama yasak olduğundan kahvehanesini açamayacak. Bununla birlikte kahvehane bir tatil tesisinin içerisinde ise herhangi bir yaş kısıtlaması olmaksızın, kumlara basmadan, ayağını denize sokmadan saat 24:00’e kadar açabilecek.
65 yaş üstü berber, 18 yaş altı oğlan çocuğunu Çarşamba ve Cuma günleri 14-18:00 arası, koltuğa koyduğu tahtaya oturtarak saç traşı yapabilecek. Sakal traşı yapamayacak. Çünkü değerli vatandaşımız, bu yaştaki çocuğun sakalı mı olur allah aşkına?
65 yaşından küçük ama 18 yaşından büyük, ancak 25 yaşının altında olup da evinde 65 yaş üstü yakını olanlar öyle -hele maskesiz- zırt pırt sokağa çıkamayacaklar.

15 büyükşehirden birinde olup Hes kartı olmayıp, antikor testi negatif olanlar, PCR testi pozitif olsa dahi yaş 35 olup da yolun yarısı edenlerle birlikte maske takarak avm’ye girebilecek ama kurum tarafından yemek katına çıkarak normalleşmeleri engellenecek.
Değerli vatandaşlarımız! Bu kurallara uyarak başarılı normalleşme sürecimize katkılarınızdan dolayı şükranlarımızı sunarız!

– Amirim, izin bildiri yazısı bitti! Önceki bildirilerin üzerinden düzelterek hemen hazırladım kolaylık oldu!
– Tamam evladım!.. İvedi mesaj at bütün birimlere!
– Tamamdır amirim! Ben koğuşuma geçiyorum Napolyon gelmiş!

 

SİZ SORUN KORONA UZMANINIZ CEVAPLASIN!

Uzman Dr. Kethüda Çotanak Sorularınızı Online Olarak Cevaplıyor.  

(Kulaklıktan rejinin sesi gelir. “Hocam, hazırsanız başlayalım! Başınızı öne doğru sallayın!.. İlk sorumuz geliyor!)

Ferhunde K. / Dalaman: “Hocam! Korona gerdandan bulaşır mı? Bir kilo gerdan aldım. Kasap eldiven takmadı. Ne yapayım?”

Cevap: Yavrucum, güzelce haşlayıp güveç yaparsan gerdanda virüs mirüs kalmaz! Hem kuzu gerdan bağışıklık için de son derece yararlı bir hayvandır. Afiyet olsun!

 

Ramiz T. / Aksaray: “Maske yerine kadın çorabı takmak virüsten korunmakta daha etkili olabilir mi? Hani gözü, saçı filan?”
Cevap: Evladım Ramiz! Banka soymuyoruz! Bu bir hijyen meselesi. Virüsün seni şahsen tanımasıyla bir ilgisi yok!. Kadın çorabının gözenekleri büyüktür. Çorabın kaçma ihtimali yüksektir. Karın çorabının tekini bulamayınca çarpan etkisi de büyük olur!

 

İlayda G/ Etiler: “Hocam!.. Normalleşme süreci nedir? Biz normal değil miyiz ki normalleşiyoruz? Kaldı ki herkes anormal ise anormal normal değil midir?”
Cevap: Güzel kızım! Ben şimdi sana cevap olarak Freud’dan girer, Ericsson’dan çıkarım, İde’den tırmanır, amigdala’dan zıplar iki tane uçan tekme çakarım ama bana yakışmaz! Felsefeye giriş kitabının yarısını okuyup bana mavra yapmayın!.. Sinirimi zıplatmayın! Normal isek, üç aydır evde işimiz ne?!

 

Seyfi Ş/ Bahçelievler: “Değerli Hocam! Omzuma, ömür boyu unutmayayım diye kalıcı estetik ve sanat adına korona dövmesi yaptırdım. ‘Dövme’den korona virüs bulaşır mı?”
Cevap: Dövmeden bulaşmaz ama dövmeden de bulaşmaz! Güzel evladım omzuna dövme yaptıracak korona virüsünden başka figür bulamadın mı? Bir kalp yaptır, bir sevgilinin ismini yazdır!.. Korona dövmesi nedir yahu? Kalıcı sanatmış! Seni bu soru ile Bedri Baykam’ın önüne atsam virüs bulaşacak zerren kalmaz!..

 

Sezai Ö/ Merter: Hocam! Asgari Çalışma ödeneği alan bir kişiyi rüyada görmek için ne yapmak lazım?
Cevap: Canım evladım. Senin ne kastettiğini anlayacak kadar kafam çalışıyor çok şükür. Beni RTÜK ile faça façaya getirmeye çalışma!.. Cübbeli Hoca’nın rüyada peygamber gösteren terliği bile var ama bunun çaresi yok maalesef. Ne gerçeğini ne de rüyadakini görene henüz rastlamadım..

 

Malik T/ Topkapı: Yaşım 65 üstü. Para sorun değil. Mahkeme kararıyla yaşımda eksi beş büyüme yaptırsam yani 60 yaş üstü yapsam, korona riskim ne kadar azalır?

Cevap: Değerli kardeşim! Madem paran bol, sadece yaş tashihi ile kalma.. Biraz da sağını solunu botoksla, kazayaklarına altın iğne, yüz kırışıklarına kolajen indüksiyonu yaptır. Gözüne hyaluronik asit enjekte ettir.. Bol bol masaj yap..
Virüsün şakülü kaysın! Seni Brad Pitt sansın. Hiç tanıyamasın.. Bizim kliniğe gel. Ben seni, tanıması gereken arkadaşlarla tanıştırayım!.. Oldu mu canım?.

 

Şamil S./ Ballıca: Hocam! Ben gözümle görmediğim için koronaya inanmıyorum. Gözle görülmeyen koronaya inanmamak atayizlik sayılır mı?
Cevap: Yavrum! Güzel evladım! Koronayı Gözünle görmezsin ama virüs vücuda duhul ettiğinde gönlünde hissedersin!.. Senin müstesna beynin ancak böyle bir soruyu sorabilecek kadar inkişaf ettiyse senden zaten senden atayiz filan da olmaz. Endişe etme!

Yahu şu işe ömrümü adadım. İnsana bir tane de adam gibi bir soru gelmez mi!.. Evet.. Son soruyu alalım. Ellerim titremeye başladı!..

Raci K./ Ballıca: Pandemi kelimesi nereden gelmektedir? Kökeni nedir? Kim uydurmuştur?
Cevap: Al bi tane daha!!.. Şimdi bak yavrucum!.. Pandemi kelimesi latin kökenli olup  Panayırın pan’ı.. (“..Hocam, hocam kestik!.. Hocam kestik!..” Burada reji araya girer. Program sonlanır.)