ÇİLE ÇEKMENİN SONU KEPAZELİK!..

ÇİLE ÇEKMENİN SONU KEPAZELİK!..
“Çile, yaya bağlanan ipe denir. Kepâze ise, kemankeş olmak isteyenlerin, 1000 gün kadar kaslarını güçlendirmek amacıyla oksuz bir şekilde boş boş çekmek zorunda oldukları yayın ismi. Ok atmaya yaramadığı, boşu boşuna çekildiği için, kepaze olmak deyimine ilham vermiş. Çekilen kirişin ismi de çile… Kemankeş olmak isteyenler evvela ok kullanmadan boş yayı ellerine alırlar ve 1000 gün boyunca çile çeke çeke kepâze olurlardı. ”
Kepazelik öyle kolay değildi..
Hey gidi günler!.
Gazetepencere.com – 26.10.2019

Fahri doktor poliklinik yapar mı?

FAHRİ DOKTOR POLİKLİNİK YAPAR MI?
Bizde poliklinik değil ameliyat yapıyor!.
Hani birisi:
“Benim branşım ekonomi!” deyip duruyor ya..
ekonominin de vaziyeti de ortada..
Fazla söze ne hacet!..
26 Ekim 2019 – Gazetepencere.com

Putin de bizi kandıracak Trump da..

PUTİN’DE BİZİ KANDIRACAK TRUMP DA
Şunu baştan söyleyeyim.Hani “Zam” sözcüğü yerine “Ayarlama, düzenleme”
gibi sözcükler buluyorsunuz ya!
“Kandırıldık!” yerine de artık bir şeyler bulmanın zamanıdır.
Makul bir süre sonra “Putin’de bizi kandırdı!”, “Trump’da bizi kandırdı!”
sözlerini hep birlikte buradan döner döner okuruz..
Aha buraya yazıyorum!..
Çünkü artık Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan biliyoruz.

Neymiş!.. O meşum mektubu Amerika’ya yanlarında götürüp Trump’a hesap soracaklarmış!
Ah benim temiz kalpli saf insanlarım!..
Sormuyorlar!.. : “Yahu hani yırtıp çöpe atmıştınız! yırtık parçaları mı yapıştırdınız?”

Lütfen şurayı dikkatli okuyun: Türkiye’den Suriye’ye her sabah 10 otobüs kalksa,
ancak sadece o gün doğan suriyeli bebekleri taşıyabiliyor.
Çünkü Türkiye’de her gün annesi babası suriyeli 400 bebek doğuyor.

Putin ile Trump ile Suriye sorununu, Kürt sorununu çözeceğine inananlara,
Einstein’in bir cümlesini söyleyeyim.
“Hiç bir sorun onu yaratan bilinç seviyesi ile çözülemez!”
www.gazetepencere.com / 24 Ekim 2019 Perşembe

Erdoğan açıkladı: Barı Pınarı Harekatı’nda TSK’nın 7 şehit,  95 yaralısı var. ÖSO’nun 96 kaybı, 374 yaralısı var. Ayrıca 20 sivil hayatını kaybederken 187 sivil yaralandı.

 

ÖSO Kimdir?

ÖSO Kimdir?
2011 yılında, Esad ordusundan ayrılan subaylar tarafından, CIA’nın desteğiyle kurulan bir örgüt. Amacı Esad’ı devirmek..
Özgür Suriye Ordusunun, analizi yapıldığında cihatçı grupların çatı örgütü olduğu açık seçik görülüyor.
Ceyşu’l İslam, Feylak eş Şam, Cephe Şamiyye, Sultan Murat Tugayı, Fatih Sultan Mehmet Han Tugayı, Muntasırbillah Tugayı, Tevhid Tugayları, Nureddin Zengi Tugayı, Kuzey Bölgesi Tümeni, Birinci Alay, Mücahitler Ordusu, Cebel Dağı Şahinleri Tugayı, 13. Tümen gibi grupları bünyesinde barındırıyor.
Bununla birlikte, bir vakit ÖSO’nun başındaki Selim İdris dahi, El Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra Cephesi’yle ilişki içerisinde olduklarını söylerken, bizim neo Osmanlıcı tosunlar canhıraş bir şekilde ÖSO’nun, El Nusra’dan farklı bir yapılanma olduğunu tekrarlıyor.
En pişkincesi de; eylem kataloğunda onlarca asker, polis ve memurun boğazlarını kesilerek Asi Nehri’ne atılmasından, öldürülen bir askerin kalbini yemeye kadar, görüntüleri paylaşılan envai çeşit vahşet görüntüsü bulunan, emperyalistlerin kucağında eğitilip donatılmış bu örgütün adını “Suriye Milli Ordusu” diye değiştirilerek; Emperyalizme ilk kez diz çöktürme başarısını göstermiş bir efsaneye, ‘Kuvva-i Milliye’ye benzetilmesi..
Hem de bizim aklı evveller tarafından..
E, bu kadarına da pes!

 

Bak postacı geliyor!

ABD Başkan’ı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a siyasi edepten uzak bir mektup gönderdi.
Mektup gönderildikten 11 gün sonra yine Trump’ın mektuptan bahsetmesi sonrası ortaya çıktı.
(Bizimkiler sümen altı etmiş yani..)
Trump mektubunda, Erdoğan’a hitaben birebir aynı değil ama mealen, özetle şöyle diyordu.. “Suriye’ye çektiğin hareket yanlış. Vazgeç kahraman ol! Aksi halde tarih seni şeytan olarak tanır. …Hem ben seni kurtarmak için biliyorsun çok uğraştım. Aynı zamanda Rahip olayında yaptığım gibi ekonomini de dağıtabilirim.  Kabadayılık yapma!.. Aptal olma!”
Biz; Erdoğan’ın, Trump’ın bu salvosuna alışık olduğumuz şekilde gözlerini benirte benirte, alın damarlarını dışarı uğratarak: “Eyy Trump!..” diye başlayan klasik çıkışıyla başlayan, adeta Kılıçdaroğlu’nu hayal ederek, yarım saat süren baş döndürücü, muhteşem babalanmasını beklerken, bizi son derece şaşırtan başka bir yaklaşımını izledik.
Erdoğan gayet sakin ve munis bir şekilde, belli belirsiz; “Trump’ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubunu elbette unutmadık. Ama karşılıklı sevgi ve saygımız nedeniyle bunları gündemimizde tutmamamız gerekiyor. Vakti saati geldiğinde de bu konu ile ilgili olarak gereğinin yapılacağını da bilmenizi istiyoruz.”   diye cevap verdi.
Şimdi, -bizim bilmediğimiz bir nedenle- Trump’ın hak ettiği yanıt kendisine verilemeyince, yandaşlar tarafından memleket sathında Trump ile ilgili “Delidir. Ne yapsa yeridir!” anlayışı pazarlanmaya çalışılıyor!
Aslında konuya pek yakın düşen başka bir atasözümüz daha var.. “Sopa saklama” ile ilgili..
Onu da siz buluverin artık!..

GazetePencere – 22 Ekim 2019

Kazandık mı kazıklandık mı?

Gazete Pencere 1. Sayı (21 Ekim 2019)
Ortalıktaki barut kokusu ve toz bulutu dağıldıkça görüntü netleşiyor..
Ortadoğu bataklığı, bu coğrafyaya adımını atanı bir kez daha çamura buluyor.
Üstüne bulaşan sadece çamur olsa ne ala..
Müslüman müslümanı vura vura yok ederken onları birbirine düşürenlerde bu pespaye süreçten vareste değil..
Aslına bakarsanız kazananı olmayan bir oyun..
Sadece daha çok kaybedeni var..