1_5454_21022007_1

Anlaşıldı ki Morgıç’da garibanın açıkta kalan poposunu örtmeye çare olmayacak. Alcağı evin %25’ini peşin verecek bu bir.. 100 bin YTL kredi için de yirmi yıl boyunca ayda birkaç kira düzeyinde geri ödeme yapacak bu iki.. Gariban bu koşullara uyabilir mi?.. Bu koşullara uyan gariban sayılır mı?

1_5426_21022007_1

Krala kılıç çekenin kılıcı uzun olmalı.. Kanaltürk de zaten diyor ki, değil 14, 114 koldan incleme yapsınlar, bizim alnımız açık.. ama işlem yasal değil!..” Gerçekten yasal mı, değil mi bilmiyorum ama bir haddini bil sopa benim elimde mesajı çok açık görülüyor.. Buna sadece Kanaltürk değil, bütün basın karşı çıkmalı.. “Kır ama satma!” prensibinin bir gereğidir bu..

1_3585_19022007_1

Siyaset, ticaretin reklam dilini kullanabilir mi?.. Kullanmalı mı?.. Reklamın o ince fırçalı, oynak, illüzyonist tabiatı, siyaseti sunarken aldatmaz mı? “Erfendim, reklam sektörüne hakaret mi ediyorsun?.. Denetimi, yönetimi var?, üst kurulu, etiği, metiği var!” diyen olursa bir sorum daha var.. O halde eczacıların, doktorların, avukatların tabelalarına bile neden standart koyuyoruz..

1_5766_18022007_1

Piyer Loti tepesinin adını “Eyüp Sultan Tepesi” yapmaya kalkan Eyüp Belediye Başkanına, “Kentteki isimlerle oynamaya, Fatih Sultan Mehmet’ten daha fazlı mı hakkınız var?” diye sormak lazım.. Fatih bilmez miydi örneğin ‘Ayasofya’nın adını “GençFatih Camisi” yapmayı? Bre fetheyleyen dahi bunu yapmaz iken…

1_8960_18022007_1

Acarkent davası davacıların yoğunluğundan ötürü nikah salonunda görüldü.

1_6867_16022007_1

Etrafımız suç ve suçlulularla kuşatılırken, neredeyse suçu öven, suçluyu ve silahı sevimlileştiren dizileri kollamayı “sanata saygı” ile karıştırma enayiliğine düşmeyelim. Gelişmiş toplumsal kurguda, polisin belindeki tabanca bile gösterilmez gizlenir. Sebebi basittir. Düşünmek gerekir..

1_7583_16022007_1

Kırk yıllık Kani, olur mu yani.. Gelenekselcilik’le beleşçilik karışınca görüntü komikleşiyor tabi.. Hayır, yeni bir “uzay teleskobu” üretip babanın adını verdin de karşı mı çıktık sayın başkan!. Sokak adlarından şehir sembollerine oralardan dere tepe isimlerine kadar geldik. Yok artık..

1_2007_16022007_1

Bir gizli örgütlenme, gerçekten bu denli afişe olup, buna rağmen bu kadar uzun süre etkilenmeden, fire vermeden, bir tarafını açığa vurmadan gizli kalmayı, sır olmayı sürdürebilir mi?.. Yoksa yine kendi kendimizi mi işletiyoruz?..

Kuş gribi değil..

Tüketici olarak; bir ürünü satın alı›rken KDV’yi, o ürünü işaretlemek için ödüyoruz.
Yani, maliyeye yardım etmek için, paramızla ödünç olarak koyduğ€umuz bu işaret sayesinde, o ürünün vergisi esnaf tarafından devlete ödenmek zorunda kalı›n›ıyor.
Sonra bizim o ödünç işaretimizi geri almamı›z laz›ım diy’mi?
Harcamamız oranındaki fişi Devlete verip işaretlerimizi geri alıyoruz.
Biraz uğraşıyoruz ama olsun.. Devletimiz vergisini topluyor. Biz de hasbel kader vatandaşlık görevimizdir deyip ezayı sineye çekiyoruz..
Bu uyanıklar, Hayı›r! siz işareti koymaya devam edin ama biz artı›k onlar›ı size geri vermeyeceğ€iz diyorlar.  Onları iç edeceğiz diyorlar!
E, bu durumda Vatandaş da fısat buldukça “Bir alışveriş, bir fiş’ten vazgeçiyor..”
Yani “O zaman buyur, işareti de sen koy baba!” diyor..
Fiş kesme oranının, dolayısıyla vergi gelirinin azalmasının nedeni bu..

İşareti koydurup geriye vermemek akıllı bir yol olsaydı›,
Merhum Özal, o cin zekasıyla onu da keşfederdi..

Hayır, bunlar o işareti icad edenden daha mı cevval? – VATAN 13.07.2007

1_7131_13022007_1

Me€erse bizim anlad›€›m›z göstergeler ve rakamlar farkl›ym›fl..