1_4426_25092009_1
Açılım üstüne açılım..
Açılım üstüne açılım..
tezahurat..
Haydi bu iktidarı pir-ü pak, tertemiz ve artniyetsiz sayalım. Diyelim ki öyleler.. inanip itimadedelim.. Ama bu iş sadece bu günün işi degil ki!.. ‘Yargı, yürütmeyi denetleyemez hale gelirse, yarın iyiniyetli olmayan bir iktidarın elini kim tutacak?’.. Aksi halde bu iktidarin, "artik bizden başka kimse iktidar olamayacak!" diye dusundugunu iddia etmezler mi?
Henüz laftan ve niyetten öte birsey yok..
Toplumun rol modelleri hergün "siyaset yapma sanatı" kisvesine sığınarak birbirini yiyor. Üzerine kriz ve küresel belirsizliklerin yarattığı kaygı ve endişeler toplumda , aynen "Savaş Sonrası Stres Sendromu"na benzer semptomlar ortaya çıkarıyor. İletişimin gücü bu hastalık yapıcı malzemeyi adeta katlayarak ortalığa saçıyor ve herkes az ya da çok üzerine düşen payı alıyor.. Bu gidişe artık bilimadamları dur demeli.. Başka kimseden umut kalmadı..
isin özü ortada! "PKK Holding" hızla iflasa doğru gidiyor. Hatta teoride iflas etti de stoklarla idare ediyor.. Ne ABD kaldı arkasında ne de eskisi gibi Avrupa.. Barzani ve Talabani potansiyel tehlikeyi bertaraf etme niyetini gizlemiyor. iran ve Suriye’nin tavrı zaten ortada. O halde gittikçe eriyen bu kırk yıllık terör sorununa "son fiskeyi vuran ben olacagim! Kimselere mal etmem!" yarışından öte birşey değil yaşananlar. Kimse kimseyi kandırmasın!.
Kurbağayı yavaş yavaş ısıtarak haşlama taktiği gibi, ağır ağır soğutarak unutturuluyor yeri gögü oynatan "Deniz Feneri"..
Birdenbire bazı "kırmızı çizgiler" hatırlanıverdi.. Niyeyse?..
Açılalım ama dikkatli açılalım.. Ayrımı ortadan kaldırmaya soyunurken daha derin ayrımlar yaratmayalım. Bir spor olayında bile "öldürmecesine" kamplaşabilen bir toplum kesiminin "etnik" bir kamplaşma körüklenirse neler yapabileceğini unutmayalım. PKK’nın beceremediğini kendi kendimize yapar hale gelmeyelim.. Türkiye’de demokrasi herkes için ve acil olarak lazım unutmayalım..
Erdoğan’dan Bahçeliye dava..
