1_1259_01082008_1
Sütten az yanan…
Sütten az yanan…
Bu konuya, siyasetin ağır gündeminden bunalan bünyelere bir nebze müsekkin olsun diye girdik sananlar fena halde yanılıyor. Siyasi davalar gelip geçiyor ama bu yüksek sanatçı kardeşlerimizin davaları, “Yörükler beldesinin tapu davası” gibi bir başladı mı kırkbeş sene bitmek bilmiyor. Ne iddianame belli, ne deliller subut bakımından kat’i fakat delalet bakımından zanni.. Anlatabiliyor muyum yani?!..
“Cari açık Canavarı enflasyon canavarının yerini aldı”..
Ay ortasında Iran Cumhurbaşkanı geliyor..Ama Ankara kendisine “allerji” yaptığından İstanbul’da ağırlanacak..
Madem atamayacaksınız neden seçim yaptırıyorsunuz? 16 yıldır uygulama böyle mazereti bu antidemokratik durumu açıklamaya yeterli mi? Güç elinizde. Yanlış ise neden değiştirmiyorsunuz? Yeterince kadrolaşmayı mı bekliyorsunuz değiştirmek için? Üniversite seçim yapıyor listeyi YÖK’e veriyor, YÖK kafasına göre sıralama yapıyor listeyi cumhurbaşkanına veriyor, Cumhurbaşkanı da meşrebine göre seçiyor.. Sonra! Üniversitelerde seçim var!. Sonra? bilim yuvalarında demokrasi öğretilecek!.. Hadi canım!..
Bu kadar kallavi bir iddianame ancak böyle delillerle oluşturulabilir. İddia makamı öyle şeyleri enti püften malzemeleri delil olarak dosyaya koymuş ki, bu akıl dışı iddialar yüzünden ciddi delillerin de karizması çiziliyor. Hangileri mi? sabrı olan otursun okusun.. Bütün sitelerde var…
Oyu az olduğu halde atanan rektörler, Hoca’nın, partisinin kapatılma nedenlerinden biri olan meşhur sözünü hatırlattı… “Gün gelecek, rektörler türbana selam duracak!” Mevcutların hiçbirinin bunu yapmayacağına kuşku yok. Rektörlerin seçimi selam kabiliyetine göre yapılmaya başlanmamıştır umarız..
Neden eriyor?
Tamam, milletçe hafızamız zayıf.. ama daha üç gün önce Yangın sürerken herkesin gözünün önünde verilen vaadleri de bu kadar çabuk unutmayız herhalde.. Test ediliyoruz olsa gerek!..
Savaş, terör ve gergin siyaset ortamının, memleket havasını burktuğu günlerde, böyle esprili naif haberler iyi gidiyor. Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak, epeyidir “Erkek erkeğe öpüşmeme” tavrı almış, kararlı bir şekilde direniyordu. Ama bu direnç, tabu yıkan, yasak kaldıran, dağ deviren Bakan Tüzmen’e karşı çlışmadı. Tüzmen, Adanalı’ların şaşkın bakışları arasında, yaptıgı sporların sağladığı dokuz kaplan gücüyle Durak’ı ensesinden tuttugu gibi öpüverdi. Durak sadece “Tecavüz bu!” diyebildi.
