Bizim çocukluğumuzda, sinemalarda moda deyimle farklı bir “konsept” vardı.. “iki film birden!” Sinemada, “Malkoçoğlu Cemsultan” gibi aksiyon dozajı yüksek bir filmin ekürisi, Ediz Hun markalı bir aşk filmi olurdu. Kapatma davası ve Ergenekon beni eski günlere götürdü bi an..
Tatil
Agaçtan düşenin halinden en iyi daha önce aynı ağaçtan düşen anlar.. Tanju da futbolu bırakınca, kendi düşüncesi miydi, yoksa birilerine mi inandı bilinmez “Samsun’a belediye başkanı olacam” diye yola çıkmıştı. Üstelik onun ‘Altın Ayakkabısı’ bile vardı..
Hedef
Bu gidişle; “..Hamdi bey!.. Eveeet!.. Neden olmasın?!..”
Sebep olduğu trafik kaosu için özür dileme nezaketini gösteren, halim selim, mütevazi, naif ve güleryüzlü bir portre. Ama bu portrenin arkasında kemik gibi bir dinci siyaset. Bu siyasetin bir tezahürü olarak misafir olduğu ülkenin Başkentini, en saygı duyduğu sembolleri yok sayan bir nezaket yoksunluğu. Bizi hangisi ilgilendirir?..
Kuyruktakiler, bir de toplumun çalışan kesimi.. Maaşlarından konut edindirme fonuna para kesilebilmiş.. Yine de kuyruk kıyamet.. Alacakları para bir lira mı, beş lira mı, kuyruklarda kalp enfarktüsü, sitelerde çöküntü, otomatlarda hayal kırıklığı.. Üstelik bunlar çalışanlar.. Hani yedi senedir memleket kalkınmıştı.. Memleket kalkındıysa, dün maaşından Fon’a kayna kestirebilen halk nasıl bu hale düştü? Kalkındıysak, piyango gibi üç paraya muhtaç bırakılmış bu insanlar Kongo’dan mı geldi?
Kaç dişi var?
Kapatlmad ama kapatlmfltan beter oldu..
Bakalm, Recep’in kaç tavugu olacak?…