Yazılar

Kürt açılımı

Vatan Gazetesi – 11.11.2009

“Kürt Acılımı”nın görüşmelerinin 10 Kasım’da başlatılması Mecliste gerginliğe yol açtı. “11 Kasım olsa olmaz mıydı?” diyen muhalefet ile “10 Kasım olsa nolucak ki?” diyen iktidar birbirine girdi. Başkan sık sık ara verdiyse de gerilim artarak sürecek gibi..

1_6646_12112009_1

Siyasi irade, Sistem’in, Cumhuriyeti korumakla en üst düzeyde görevlendirdigi koskoca bir anayasal kurumu "santralden dalarak" neden dinlemeye kalkmış? Cumhuriyeti onlardan daha fazla korumak için mi? İnşallah öyledir!.

1_905_13112009_1

Açılım yine açılamadı..

1_5858_26102009_1

Malum kişinin başı sıkışmaya görsün. ya bir tutuklama furyası husule geliyor, ya bir silah gömüsü bulunuyor ya da ortaya bir yerlerden bir belge fışkırıyor.. Gözler ve kulaklar bu yeni duruma kitlenince eski ıkıntılı durum bir anda önemini yitirip gündemden uzaklaşıveriyor!..

ilk açılım

Açılım olarak açılan paket içerisinde yeni ve uygulanmayan birşey neredeyse yok.. Tek farklı madde kolluk kuvvetleri hakkında oluşturulcak şikayet mekanizması..

1_843_27102009_1

Sonunda Turizm Bakanı Günay bile dayanadı.. "2010 rezervasyonlarının alındığı bir dönemde domuz gribi haberlerinin birinci sırada yer alması turizmi olumsuz etkiler!" diye serzenişte bulundu. Sayın Günay’a hatırlatalım.. "Ocakta patlamana yapar!" öngörüsü basına değil, Sağlık Bakanlığına ait! At sahibine göre kişner!

1_7508_16112009_1

CHP dersim krizinin faturasını keser..

1_3071_28102009_1

Domuz gribi ısrarlı çağrılara dayanamaz..

1_945_17112009_1

Teknoloji, yaşamımıza bir yandan reddedilemez kolaylıkları taşırken, bir yandan da bireysel özgürlüklerimizin can düşmanı oldu! Ceket Düğmesi kameralar; GSM kartlı duvar saatleri; kameralı, uzaktan kumandalı abajurlar; ortamda ses olduğunda sizi arayan masa lambaları, neredeyse hediye mağazalarında satılır hale geldi. Kapalıyken bile ‘ortam dinlemesi’ yapan yazılımların yüklü olduğu cep telefonları "yakınlarınıza en güzel hediye!" sloganıyla web sitelerinde satılıyor. Üstelik normal telefon fiyatına!. Görülüyor ki, "teknoloji ve özgürlük" kıskacında, ne yardan ne de serden geçebilen insanoğlunun tek çaresi kaldı: Dürüst ve tutarlı olmak!.. "Derede hangi türküyü çığırıyorsa, merada da o türküyü çığırmak.." … Daha durun!.. ‘Beyin dalgalarından karşısındakinin düşüncelerini okuyan gözlükler’ neredeyse düşer marketlere.. Allahın sopası yok!.. Ama teknolojinin sopası var!

Orijinal ayarlara dönmek zorunluluğu

29.10.2009 – VATAN:
Bundan neredeyse 1800 yıl önce söylemiş Sasani hükümdarı Hüsrev..
“Bir devlet iki türlü yönetilir. Ya bilimle, ya zulümle!”
Evet!. Zulümle yönetilen bir devlet de zengin olabilir. Okullara, hastanelere, yollara, uçaklara sahip olabilir.. Ama insanları, kazara ‘Zulmeden’e çarpılmaktan korkarak evinin önünde bile oturamaz. Çarpılırsa da hakkını arayamaz..
HAKKINI ARAYAMAZ!
Bilimle yönetilmenin asıl tercih nedeni budur.