1_4845_12122008_1
Kurban Bayramı..
Kurban Bayramı..
Numara deiflmeden seçmeninizi baflka operatöre taflyn, rahat edin!..
Yeni çıkacak enerji yasası herkese kendi elektriğini üretme iznini verecek. ‘Oto üretim sistemi’ ancak yedi yılda geri dönen bir yatırım gerektiriyor. Enerji Yasası her ne kadar izin verse de ‘Enerjinin Korunumu yasası’ izim vermiyor. Yemeye ekmek zor bulan gariban yedi yılda geri dönecek 20 bin Euroyu nereden bulacak?
Allahtan her şeyi bilen liderlerimiz var. Koyunun gürbüzünü de karpuzun iyisini de, adayın liyakatlisini de eeen iyi onlar biliyor. Bizim elimizi de baldan yaga degdirmiyorlar. Ballı börek, tuzlu çörek.. Böyle memlekete böyle liderler gerek.. Uydu mu? Uydu!..
Sorun; yapılandan ziyade ‘kimin yaptığı’ noktasına taşınmışsa yapacak fazla birşey kalmaz.. Atatürk Cumhuriyeti kurarken yanına aldığı Türk kadınının tamamı başörtülüydü. Seksen yılda oran yarıya indi. Atatürk’ün partisi, kalanları "Bezirganlara" bırakmayıp yanına almayı sürdürürse kuşkusuz seksen yıl sonra bu oran da yarıya inecek. Sap ile samanı birbirine karıştırmamak lazım..
İbrahim Tatlıses’in ATV’de yayınlanan programı "ibo Show" un reytinglerinin düşük gelmesi canlı yayında "hile var bu işte!" diye isyan etmesine neden oldu.. şimdi ölçüm kuruluşu AGB tartışılıyor..
Osmanlı döneminde medreselerde Osmanlıca öğretmek üzere ilk okutulan kitabın adı "Bina" imiş.. Onu bitirenler "Emsile" ile ikinci kademeden öğrenmeye devam ederlermiş. Bir türlü ikinciye geçemeden öğrenimi yarım bırakıp tekrar başlayan talebeler için babaları bu deyimi kullanırmış. "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur!" Neden mi anlattık bunu? Bilgelige soyunup isi, Orhan Gazi’den’ iki cümle ile kıvırmaya yeltenelere ithafen tabi ki..
Araç önden çekişli olduğundan, tozu dumana katarak da olsa şimdilik yürüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun söktüğü ilk teker aracı oldukça yavaşlattı. şimdi “çarşaf açılımı” diye isimlendirilen ‘farkındalık olgusuyla’ ile ikinci arka tekeri de Baykal sökmüş oldu…
Bu nasıl bir güçtür ki,
İçerideki liberallerden sonra dış destekçileri de Erdoğan’ı terketmeye başladı. The Economist, Erdoğan’ın gidişini nazikçe "endişe verici" olarak tanımlarken IPI Başkanı açıkça "Diktatörce" diye tanımladı. Dün Avrupalılaşmanın en yeni motoru olarak tanımlanırken bu gün son kullanma tarihi geçmiş bir ürün gibi davranmaları, gözlerinin yeni açıldığını mı gösteriyor, işlerinin bittiğini mi?
