Bak postacı geliyor!

ABD Başkan’ı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a siyasi edepten uzak bir mektup gönderdi.
Mektup gönderildikten 11 gün sonra yine Trump’ın mektuptan bahsetmesi sonrası ortaya çıktı.
(Bizimkiler sümen altı etmiş yani..)
Trump mektubunda, Erdoğan’a hitaben birebir aynı değil ama mealen, özetle şöyle diyordu.. “Suriye’ye çektiğin hareket yanlış. Vazgeç kahraman ol! Aksi halde tarih seni şeytan olarak tanır. …Hem ben seni kurtarmak için biliyorsun çok uğraştım. Aynı zamanda Rahip olayında yaptığım gibi ekonomini de dağıtabilirim.  Kabadayılık yapma!.. Aptal olma!”
Biz; Erdoğan’ın, Trump’ın bu salvosuna alışık olduğumuz şekilde gözlerini benirte benirte, alın damarlarını dışarı uğratarak: “Eyy Trump!..” diye başlayan klasik çıkışıyla başlayan, adeta Kılıçdaroğlu’nu hayal ederek, yarım saat süren baş döndürücü, muhteşem babalanmasını beklerken, bizi son derece şaşırtan başka bir yaklaşımını izledik.
Erdoğan gayet sakin ve munis bir şekilde, belli belirsiz; “Trump’ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubunu elbette unutmadık. Ama karşılıklı sevgi ve saygımız nedeniyle bunları gündemimizde tutmamamız gerekiyor. Vakti saati geldiğinde de bu konu ile ilgili olarak gereğinin yapılacağını da bilmenizi istiyoruz.”   diye cevap verdi.
Şimdi, -bizim bilmediğimiz bir nedenle- Trump’ın hak ettiği yanıt kendisine verilemeyince, yandaşlar tarafından memleket sathında Trump ile ilgili “Delidir. Ne yapsa yeridir!” anlayışı pazarlanmaya çalışılıyor!
Aslında konuya pek yakın düşen başka bir atasözümüz daha var.. “Sopa saklama” ile ilgili..
Onu da siz buluverin artık!..

GazetePencere – 22 Ekim 2019

Kazandık mı kazıklandık mı?

Gazete Pencere 1. Sayı (21 Ekim 2019)
Ortalıktaki barut kokusu ve toz bulutu dağıldıkça görüntü netleşiyor..
Ortadoğu bataklığı, bu coğrafyaya adımını atanı bir kez daha çamura buluyor.
Üstüne bulaşan sadece çamur olsa ne ala..
Müslüman müslümanı vura vura yok ederken onları birbirine düşürenlerde bu pespaye süreçten vareste değil..
Aslına bakarsanız kazananı olmayan bir oyun..
Sadece daha çok kaybedeni var..

 

Komşularla Sıfır sorun’dan binalarda sıfır Atık’a

TÜİK’in 2018 araştırma sonuçlarına göre borç ödeyen vatandaş oranı %70’in üzerine çıkmış.
Halkın bankalara 520 milyar TL’nin üzerinde borcu var.
Bu borcun 20 Milyar TL’si takibe düşmüş durumda. Yani icralık..
Borcu olanlar, borçlarını öteleyebilmek için artık bankalardan yeni kredi de alamıyorlar.
Çünkü, “findex puanları” düşük.
Cumhurbaşkanı, 18 senede beraber yürüyerek geldiğimiz noktadan birleşmiş milletlere sesleniyor.
“2023’te  400 bin binada sıfır atık sistemine geçeceğiz!”
El hak doğru..
Yemeyen, içmeyen, enerji kullanamayan vatandaşların oturduğu binada atık mı olur!.

Başkanlık sitemi zayıflatıyor

Münhasır ekonomik bölge

Yeni askerlik yasası

Tarikatlar bu barikattan da atlar!.

AKP’nin düşüşe geçişi; seçim öncesi tarafını -eskiden alışılmamış bir şekilde- deklare eden tarikatları yoğun endişeye sevketti. Ola ki devran döner, AKP iktidardan düşer ise bu gafletlerini unutturacak takiyye hazırlığına girmekten başka çareleri yok!. Fetö de böyle yapmamış mıydı?

Yeni askerlik yasası

Yeni askerlik yasası;. “Parası olmayan nöbete” meselesi bir yana, yasada iki madde var ki -artık ne yazık ki dönüşü de yok- son derece düşündürücü..

Biri, Cumhurbaşkanı’na neredeyse özel ordu kurma yetkisi veriyor.

Diğeri ise Askeri akademilere meslek liselerinden gireceklere 20 puan avantaj sağlıyor. Yani imam hatip liselerinden gelecek öğrencilerin, normal liselere göre askeri akademilere girmelerine avantaj sağlıyor.

Özetle, orduda siyasi islamın yollarına taş döşüyor..

Fetö de böyle yapmamış mıydı??

Sistem revizyonu

‘Topal ördek’ meselesi..

Amerikalılar, yönetim süresi bitmiş, yerine yenisi seçildiği halde yeni yönetici gelene kadar idareten görevde olan yöneticiler için bu deyimi kullanırlar.  “Lame duck” yani “topal ördek”. Ayrıca prestijini kaybetmiş ve artık ciddi kararlar alamaz hale gelmiş, yönetme gücü erozyona uğramış  yöneticiler için de aynı kavram kullanılır.

Tayyip Erdoğan, 31 Mart belediye seçimleri sonrası seçimi kazanan ama Belediye Meclisi’nde çoğunluğu alamayan İmamoğlu için de bu deyimi kullandı. İmamoğlu’nu istediği uygulamaları yürürlüğe koyamaz, istediğini yaptırmayız anlamında  “topal ördek” olarak niteledi..
Bunu kenara koyalım..

Daha önce “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder diyen de bizzat Tayyip Erdoğan idi.
Şimdi İstanbul’u kaybettiğine göre sormazlar mı adama, ‘Türkiye’yi kaybettiği’ halde koltukta oturmaya devam eden birisi için Türkler hangi tabiri kullanır?