Bu başlık altında; ‘Bağımsız Gazetecilik’ tarafından kurulduğu 2002 yılından, Demirören’e satıldığı 2010 ortalarına kadar Vatan Gazetesi’nde çizdiğim siyasi karikatürleri içeren bir arşiv bulunuyor.. Vatan Gazetesi el değiştirdiğinde “ilk kapının önüne konulan!” gazeteci ben oldum.. Karikatürlerin çoğunun altında, çizdiğim gün yazdığım birer ikişer paragraflık kısa notlar bulunuyor.. Beni kovarken, “Valla ekonomik olarak çok zor durumdayız. Yoksa siyasi bir nedeni yok! ” demişlerdi. Sonra Mine Kırıkkanat’ı kovdular. Necati Doğru gitti. Sonra Can Ataklı, Mustafa Mutlu.. Böyle boş kalınca düşündüm. Biz bu bir kaç kişi ne para alıyormuşuz ki gazete bizi masraftan düşünce batmaktan kurtuldu. Hala yaşamaya devam ediyor!.. Yazıklar olsun bize! Kaç kişinin ekmeğiyle oynuyormuşuz az kala..

1_8071_14062006_1

1_7272_16062006_1

,

1_6372_16062006_1

,

1_2037_18062006_1

1_2156_20062006_1

1_4397_29052006_1

Baba, ki biz karikatürcüler çok severiz kendisini.. isteriz bi kere daha gelsin, binsin gırata şapkasını sallaya sallaya, ehey!.. Gendimiz için bişey istiyorsak namerdiz!..

1_9150_12062006_1

sınıfsız bir dünya istemekten geçtik gayri.. sınavsız bir dünyaya fitiz..

1_9589_29052006_1

Halil bey eşini dövmüş dediler.. ama ben inanmadım.. Yapmaz!.. Koskoca milletvekili niye böyle bişey yapsın.. Hayır ne çıkarı var ki?..

1_8694_12062006_1

çocuklarımızı Tv den koruyalım -1

1_466_29052006_1

Fener!.. Dünyada en meşakkatli iş nedir deseler; tereddütsüz “Fener seyircisi olmak” derim.. Tuhaf bir keder var ‘fenerlilikte’ tam bir mazoşizm denemez.. Ama garip bir kendine eziyet.. Ben fenere, futboluna futbolcusuna değil ama seyircisine hastayım… Derin bir saygı besliyorum içimde.. Ben olsam yapamazdım..