LOMBOZ 1 Eylül 2023

Tüm Teleskopların Annesi

Bugüne kadar üretilmiş en gelişkin teleskopun, ilk görüntülerini göndermeye başlamasının üzerinden bir yıl geçti.

Bu fotoğraflar evrenin en uzak noktalarının da ilk net görüntüleriydi.

Şöyle düşünün.
Birkaç metre önünüzde vesikalık fotoğrafınızı çeken fotoğrafçının çektiği andaki görüntü, aslında sizin birkaç nanosaniye önceki görüntünüzdür. Çünkü yüzünüzden yansıyan ışık yani ‘fotonlar’ fotoğraf makinesine çok minik de olsa, bir süre sonra ulaşır.

Siz bu pozu güneşin üzerine oturarak verseydiniz fotoğrafçı sizin ancak 9 dakika önceki yüzünüzü resmedecekti. Totonuzun piştiğindeki ifadeyi biz yüzünüzde göremeyecektik!

Saniyede 300 bin km yol alan Işığın bir yılda katettiği mesafe 1 ışık yılı olarak adlandırılır ve bu uzunluk yaklaşık 10 trilyon km dir. Bize güneşten sonraki en yakın yıldız sistemi 42 trilyon km uzakta olduğuna göre bu pozu Alfa Centauri yıldızlarından birinde verseydiniz, fotoğrafçının makinesindeki görüntü 4,2 yıl önceki haliniz olacaktı.

İşte James Webb, evrenin çook uzak noktalarının fotoğraflarını çekerek onun bebekliğinden bu gününe kadar bütün aşamalarının görüntülerini elde etmek üzere planlandı..

Bir ahde vefa ile 1992’de ölen Apollo programının sorumlu müdürü James Edvin Webb’in ismini verdiler bu büyük teleskopa..

Öyle büyük bir projeydi ki James Webb uzay teleskobu üzerinde, ayrı zamanlarda 10 binden fazla insan çalıştı.

Ay’a ilk insanlı iniş dahil, NASA’nın bugüne kadar yaptığı en zorlu görev olarak tanımlandı.

Proje, 20 yılın üzerinde zaman aldı.

Birçok mühendis neredeyse kariyerini bu teleskobun yapımında tamamladı.

3 katlı bir bina büyüklüğündeydi.

Yani onu uzaya götürecek olan Arien 5 roketinden çok daha büyüktü. Bu nedenle origamik bir tasarım yapılarak katlanması, bu şekilde atmosfer dışına taşındıktan sonra mikromotorlarla açılması gerekiyordu.

Bu dev teleskop, Dünya ile Ay arasındaki uzaklığın dört katı kadar uzağa yerleşip, evrenin en uzak noktalarındaki ilk galaksilerin yaydığı kızıl ötesi ışınları görecekti. Yakın yörüngedeki Hubble dahil, dünyada yerleşik diğer teleskoplar sadece normal ışıkları görebiliyorlardı

Evrenin geçmişini, matematikle değil çıplak gözle görme zamanı gelmişti.

9 milyar dolara mal olan teleskobun üzerinde 10 binin üzerinde civata vardı. 

Üretimi boyunca yüksek maliyeti yüzünden büyük bir risk olarak değerlendiriliyordu

Nihayet Kaliforniya’daki fırlatma rampasına konulduğuna onu üreten mühendisler dahil  kimse işe başlamaya hazır hale geldiğine inanamıyordu!

A kadar çok ‘tek sorun alanı’ (single point failures) olarak adlandırılan, sorun çıkarma potansiyeline sahip noktası vardı ki, bunlardan sadece birinin gerçekleşmesi durumunda bile bu devasa proje çöp olacaktı.

Artık büyük bir şans da gerekiyordu. Hatta fırlatma sonrası basına hitap edecek olan baş mühendis, fırlatmanın başarısızlığı ve başarısı için iki ayrı konuşma hazırladığını itiraf etmişti.

Fırlatma 25 Aralık 2021’de yapıldı nefesler tutulmuştu Fransız guyanasında Arien 5 roketine katlana katlana adeta bir poşet gibi buruşturularak yüklenmişti James Webb.

Tüm sistemler yeşil ve hava şartları uygundu.

Geri sayım bitti roket tüm bağlantılarından kurtularak rampadan ayrıldı birazdan Webb de onu taşıyan roketten de ayrılacaktı.

Ekibe saatler gibi gelen birkaç dakikadan sonra nihayet atmosfer dışına çıkıldı ve ayrılma gerçekleşti. 

Bir süre uzayda küp şeklinde, paketlenmiş haliyle süzüldükten sonra ilk panellerini açmaya başladı. Henüz sorun çıkmamıştı. 

Bu teleskobu uzaydaki yörüngesine, L2 noktası denilen pozisyonuna yerleştirmek, bir buçuk milyon kilometre mesafeden, katlanmış karmaşık bir masayı robotla açmak şeklinde bir işti. 

Cihaz yoldayken, uzaktan komutlarla bir animasyon model kullanılarak yerleştirme işlemleri yapılıyordu. Çünkü saniyede 1,5 km hızla yol alan Webb artık görülemeyecek, izlenemeyecek kadar uzaktaydı.

En sıkıntılı iş, Güneş’ten, Dünya’dan hatta Ay’dan gelen ısı ve ışığın gölgelenmesi ile teleskobun sürekli soğuk kalmasını sağlamaktı. Böylece teleskop kızılötesi ışınların radyasyonundan etkilenerek bozulmadan daha net görüntü alabilecekti.

Bunun için en önemli koruyucu olan ve beş katmandan oluşan güneşliklerin, kırılmadan, yırtılmadan düzgün bir şekilde açılması gerekiyordu.
Soğuktan bahisle, öyle buzlu badem kıvamında bir soğuktan değil -223 dereceden söz ediliyordu. 

Güneşliklerin 5 katmanı da tamamen ve sorunsuz olarak açıldı

Sıra katlanmış olan aynaların açılmasına gelmişti.

18 altıgen ayna da sorunsuz bir biçimde açılarak tek düzlemde çatıldı ve ana ayna oluşturuldu .
Böylece teleskop tamamen yerleştirilmiş oldu, ekip derin bir nefes aldı. 

Destan yazılmıştı..

Artık galaksilerin, kara deliklerin ve yıldızların nasıl oluştuğunu anlamak çok daha kolaylaşacaktı.

Bir tekinin arıza vermesi durumunda bile görevin iptal olacağı 300’ün üzerindeki ‘tek hata alanlarından’ hiçbiri hata vermedi. 

Örneğin 24 Nisan 1990 da uzaya gönderilen Hubble teleskobunda böyle bir hata yaşanmıştı, teleskobun odak ayarı yanlış yapılmıştı, görüntüler bulanık geliyordu. Ancak Hubble’ın şansı yakın yörüngede olmasıydı.
Astronotlar teleskopa ulaşıp bir parça takarak görüntüyü netleştirdiler.

James Webb’de bu imkansızdı çünkü teleskopun görev alanı dünyadan bir buçuk milyon kilometre uzakta L2 denilen noktadaydı.

Nihayet teleskoptan ilk görüntüler gelmeye başladı. 12 Temmuz 2022’de yayınlanan ilk görüntü 4,6 milyar yıl öncesinden SMACS 0723 isimli galaksi kümesinin 4.6 milyar yıl önceki haliydi.

Dünyadan bakınca soluk bir yıldız ışığı olarak bile göremediğimiz galaksi görüntüleri pırıl pırıl ekranlara yansımaya başlamıştı.

Evrenin en eski görüntüleri hem de renkli ve net olarak geliyordu.
13.1 milyar yıl uzaklıktaki Galaksi görüntüsüne kadar ulaşılmıştı.
Evrenin yaşı 13.8 milyar yıldı.
Bugünden tam 13.1 milyar yıl öncesine bir göz atmıştık.

Fotoğraflardaki her galaksi her yıldız kümesi, uzaklığına bağlı olarak evrenin oluşumunun başka bir aşamasını gösteriyordu neredeyse ilk günden bugüne adım adım nasıl oluştuğunu görmek hem de çıplak gözle görmek, işte James Webb bunu sağlamıştı. 

JWST, 10 yıl daha işini yapmaya devam edecek.

NASA, 20 yılda evrenin nasıl oluştuğunu gözlerimizin önüne fotograf kareleriyle seren devrimsel önemde bir zaman makinesi yaparak, dünyadaki bütün bilim insanlarının ve üniversitelerin, önüne uzay bilimin gelecek vizyonunun açılışını yaptı.

Biz de 20 yılda üniversitelerimizde en fazla mescit açılışı yapmışız! 

Hele şu Cuma günlerini tatil yapma işini de halledelim siz seyredin muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkma konusundaki yüzüncü yıl vizyonumuzu!..

 

Alkol bahane oylar şahane?

Daha önceleri Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz ve Samsun Valisi Zülküf Dağlı da böyle bir yasak genelgesi yayınlamıştı..

Kastamonu Valisi “Açık havada çevreyi rahatsız edici bir şekilde” ibaresiyle, Zülküf Dağlı ise “Halka açık deniz ve sahil kenarlarında, bisiklet yollarında…” diye devam eden listede herhangi bir rahatsızlık koşuluna bağlamaksızın alkol kullanımını yasaklayan karara imza atmışlardı.

Her ne kadar tepki alınca, ikinci açıklamada biz onu değil şunu kastetmiştik diye tornistan yaptıysa da yeni İstanbul Valisi de benzer bir karara imza attı. 

O da İstanbul park ve bahçelerinde alkol alınmamasına yönelik bir karar yayınladı. Hatta bir tık ileri giderek “satışı ve tüketilmesinin engellenmesi” ibaresiyle serbest ticaret yasalarına aykırı bir müdahalede de bulundu ama ne gam!

Bu sezon da maksat hasıl oldu.

Neden maksat hasıl oldu diyoruz söyleyelim…

Siz iktidar olarak, öncesini hiç hesaplamıyorum, 2010 yılında bir litre alkolden alınan ÖTV 51 TL iken 2023’te bunu 845 TL’ye çıkaracaksınız.

Saray bütçelerinizin, örtülü ödeneklerinizin, diyanetinizin bütçelerinin hatırı sayılır kısmını alkolden aldığınız vergilerden sağlayacaksınız.

Hatta bütçenizin yüzde 12’sini alkolden alınan vergilerden oluşturacaksınız.

Maaşlarınızın hatırı sayılır bir bölümünü alkolden alınan vergilerden temin edeceksiniz.

Devletin İmamına, müezzinine bu “karışık kaynaktan” maaş ödeyeceksiniz; Desteklediğiniz tarikatlara, cemaatlere verdiğiniz desteklerde yine bu kasayı kullanacaksınız…

Peki siyasal islamdan beslenen bir yönetim olarak bunu oylarını aldığınız muhafazakar, mütedeyyin seçmeninize nasıl izah edeceksiniz!

Tabi ki arada sırada alkole ne kadar da karşı olduğunuzu yükses sesle beyan ederek!

Hadise budur!

Seçim öncesi bir validen bir açıklama daha duyarız, sonra her zaman olduğu gibi yola devam ederiz!

 

TOGG bizi nasıl kurtaracak?

Reyiz, seçimden önce İtalya’dan gelen yerli milli otomobilimiz ile ilgili: 

“Biz TOGG’u geliştirirken aslında vatandaşımızın marketteki soğana kasaptaki ete erişmesini de kolaylaştırıyoruz” dedi.

Ne demek istedi diye uzun uzun düşündüm!

Şu ana kadar piyasaya 170 araç verdiklerini, robotlu kaporta boya tesisinin önünde  bizzat fabrika müdürünün ağzından işittiğimiz TOGG nasıl olacak da marketteki soğana, kasaptaki ete erişmemizi kolaylaştıracaktı?

Şu anda satış fiyatı 1 milyon 200 bin ile 1 milyon 500 bin TL arasında değişen İlave olarak avantajlı kredi faizlerinin de yükseltilmesiyle maliyeti 100 bin TL civarında daha artan TOGG’ları satın alıp pazara, patates soğan almaya gidemeyeceğimize göre nasıl olacaktı bu iş?

Sonra bunu düşünemediğim için kendime kızdım!

Tabi ya!

3 dakikada bir TOGG üretip araplara satarak!

TOGG’un, kaporta boyasını değil de motoru dahil her şeyini kendimiz yapabilir hale gelirsek ve üstüne üstlük Volkswagen’in ya da Mercedes’in de pazarını kaparsak niye olmasındı?

Zaman herşeyin ilacı.
Şıvay şıvay!

 

 

 

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir