LOMBOZ 28 ŞUBAT 2021 PAZAR

LOMBOZ 28 ŞUBAT 2021 PAZAR

 

Aşıda son durum!

Nüfusumuz 84 milyon.

Bu rakamın 7,5 milyona yakını 65 yaş üstü vatandaşlarımız.

Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre Türkiye’de 165 bin doktor, 200 bin hemşire, 32 bin diş hekimi; kalanı yardımcı personel olmak üzere, toplam 1 milyon 61 bin sağlık personeli bulunuyor.

Yani aşıda öncelik sırası olan toplam 8,5 milyon vatandaşımız var.

Bugüne kadar gelen aşı kaç doz? 

Resmi açıklama doğru ise 10,5 milyon doz.

Eldeki aşıyla sağlık personelinin ilk ve ikinci doz aşısı çoktan bitmiş, 65 yaş üstünün ikinci dozları çoktan başlamış olmalıydı. 

TTB Kovit İzleme Grubu Üyesi Sarp Üner’e göre, dün itibariyle; günlük ortalama yapılan 180 bin olmak üzere, 6 haftada,  7 milyon 560 bin kişiyi aşılamışız.
Türkiye, Dünya’da aşılamayı en fazla yapan 7’inci ülke..
Kulağa hoş geliyor..
Ama neden birinci değiliz?

Cumhuriyet’in kurduğu henüz yer ile yeksan olmamış sağlık teşkilatımız birinci olabilecek personel, bilgi, tecrübe ve özveriye sahip..

Taşın altına başlarını koydular!..
Neden birinci olamıyoruz?

Şu anda dünyada 90 ülke aşı yapıyor.

6 milyar insanın aşılanması gerekli.
Ama aşı olabilen henüz 46 milyon kişi.
Birinci olmak için işte fırsat!

Sağlık Bakanımız “günde iki milyon kişiyi rahat aşılarız” demişti..
Aşılamanın 6. Haftasındayız..
Günde iki milyondan, altı haftada 84 milyon doz aşı yapmamızı engelleyen nedir? 

Ne oldu da hala ilk kademeden ikinciye geçemedik?

Sarp Hoca’nın verdiği rakamlara göre İngiltere’de 4 kişiden biri, Amerika’da 5 kişiden biri aşılı!
Sağlık ordumuzun bunca cevvaliyetine karşın bizde neden hala her 11 kişiden 1’i aşılı?

Neden açılmayı gerçek anlamda sağlayacak olan yeterli sayıda aşılanmış kişileri saymak yerine, olmayan(!) aracı şirketin aldığı komisyonu sayıyoruz?
Bari bu konuda olsun gözlerini kar hırsı bürümüş yandaşlarınızın elini tutamaz mıydınız arkadaş?

Pek çok aşı merkezi ve sağlık ocağı bekleme durumunda.

Verilen randevu sayısı ile yapılan aşı sayısı örtüşmüyor.
Randevu alıp risk alarak aile sağlık ocaklarına gelen 65 yaş üstü vatandaşların yarısına yakını aşısını olamadan evine dönüyor.
Manisa Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Hüseyin Köz, “Bu bir savaş. Savaşan askerinizin tüfeği var mermisi yok! Bizim durumumuz ona benziyor!..” diye açıklıyor hal-i pür melalini.

Geldi, geliyor, gelecek denen aşı neden yok?
Paramız mı yok, anlaşmamız mı yok, üretim mi yetişmiyor, başka bir aksilik mi var?
Bunu bilmek, ‘masaya koydukları risk: kendi hayatı ya da yakınlarının hayatı’ olanların hakkı!
Tanıdığımız insanlar bir bir yatağa düşüyor!
Bu konuda kimse aza razı olma lüksüne sahip değil!

Hala, bir sonraki kademe yani “50 yaş üstü en az bir kronik hastalığı bulunanlar ve toplumda riskli işlerde çalışanlar” aşılanmayı bekliyor!

İnsanlar bir yandan her geçen gün daha fazla işlerini aşlarını kaybederken bir yandan da covit-19’a yakalanmaya, hayatlarını ya da yakınlarını kaybetmeye devam ediyor. 


Gara’da şehit olan 15 kardeşimiz ciğerimizi yaktı..
Korona’’dan her gün yaşamını kaybeden bunun 20 katı kardeşimiz için yeri göğü inletmemiz gerekmiyor mu?..

Neden bu kadar sayıda ölüme bu kadar kolay alıştık?


Evet bir bağışıklık kazandığımız belli..
Ama galiba ölmek fikrine bağışıklık kazandık! 

 

Öyle mi alay komutanı!

Bursa, Büyükorhan ilçesi, Erecek köyü merasında, ineklerini otlatan Fadime Ümmü teyze üzerinden, onu evine gönderen tim komutanı kardeşime iki sorum var! 

 

  • Fadime Ümmü teyzeyi, pandemi nedeniyle “ince, nazik bir diskur” çekerek inekleriyle birlikte evine gönderen sevgili Jandarma Astsubay kardeşim; aynı gün İstanbul’da yapılan malum kongreye katılan kongre sahiplerini ve katılımcılarını, aynı nazik diskuru çekerek, spor salonu merasından evlerine gönderebilir miydin?

 

  • Bilindiği üzere, çalışanlar, valiliklerin verdiği “görevlendirme belgesi” ile kısıtlamalardan muaf oluyorlar. İşyeri sahipleri de “imza sirkülerini” yanlarında bulundururlarsa, istedikleri yerde istedikleri saatte kısıtlamalardan muaf oluyorlar:
    İneklerini meraya çıkartmasa, alternatifi, onlara ithal saman yedirmek olan; yemyeşil, tertemiz otlaklara çıkışını, “Çıkmayıdım, sabahtan beri bunlar çok melediler!” diye açıklayan, aslında hiç riski olmayan doğada, çayır çimende tek başına inek otlatan gariban köylü Fadime Ümmü teyze bu memleketin bir çalışanı, bir üreticisi değil midir?
    Fadime Ümmü teyze meraya piknik yapmaya mı çıkmıştır?
    Fadime Ümmü teyze, bir imza sirküsü gösterip kent sokaklarında fink atan şirket sahiplerinden daha az önemi olan bir üretim mi yapmaktadır?

Fadime Ümmü teyzeyi korkutup evine göndereceğine; apoletlerinin verdiği insiyatifi kullanarak, “Yaptığın iş çok değerli Ümmü teyzem.. Sana müteşekkiriz.. Dikkat et! Kimselere yaklaşmadan işini sürdür!.. Üreteceğin Ete, süte ihtiyacımız var. Başın sıkıntıya girerse bizi ara. Sana minnettarız!” deseydin, Türk askerinin, köylüsüne nasıl destek olduğunu gösteren bu paylaşımınla daha bir efsane olmaz mıydın sevgili kıdemli astsubay başçavuşum?

 

 HABERLERDEN ÖZETLER

 

Maliye Bakanlığı çok sayıda illüzyonist ve hipnoz uzmanı kadrosu açtı

Enflasyon ve dolar kurunun yeniden yukarı yönlü harekete geçmesi üzerine “ATM’lere mümkün olduğu kadar bozuk para yüklenmesi ve vatandaşta çektiği paranın çok fazla olduğu hissinin yaratılması” fikri, etkinin vatandaş markete gittiğinde bozulması ve işe yaramaması sonucu, aynı etkiyi illüzyonistler aracılığı ile oluşturma projesinin devreye alınması kararlaştırıldı.
Projeye göre, ATM’lerin başında görev yapacak illüzyonistler ve hipnoz uzmanları, vatandaşları çeşitli metotlarla etkileyerek ATM’lerden çektikleri paranın çok olduğuna inandıracak.
Keşan’da yapılan ve çok başarılı olduğu izlenen pilot uygulamada hesabından 1000 TL çekmeye gelen bir emeklinin, “nereme koyayım o kadar pareyi be ya?” diyerek 100 TL çekip gittiği belirtiliyor.
Sorunu uzun vadeli çözmek için yeterli sayıda illüzyonist yetiştirilmesi amacıyla imam hatip liselerine illüzyon dersi konulması da karara bağlandı.

 

Berat Kandili doları etkiledi mi?

Geçtiğimiz günlerde idrak edilen mübarek Berat Kandili gecesinin hemen akabinde doların yükselmeye başlamasından huylanarak harekete geçen ekonomi uzmanları,  

Kandille birlikte de geççiyor olsa, “Berat” kelimesinin doların yükselmesine etkisini araştırdı. Araştırma sonucu bir açıklama yapan uzmanlar bir an için tetiklenen dolar kurunun, ilk etapta neyin ne olduğunu anladığı için nispi bir yükselme efekti yarattığı, ancak o Berat’ın bu Berat olmadığı netleşince kurun normale döndüğünün saptandığını açıkladılar. 

 

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi “Bizim Sülale Ontolojisi” bölümü açtı

İKÇÜ’ yönetimi, Üniversite’nin akademik kadrosunda akrabalık bağı olan 27 öğretim üyesinin bulunmasını ilave bir avantaja çevirmek için Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı “Bizim Sülale Ontolojisi” isimli yeni bir bölüm ihdas etme kararı aldı.

Bölüm Başkanlığına getirilen Prof. Şecaattin Nepoter, “Bu kadar disiplin ortaklığı bulunan bir akademisyen kadrosu dünyanın hiçbir üniversitesinde yok! Hocası bu kadar bol bir bölüm hiç bir üniversitede yok!.. Madem birbiriyle akraba bu kadar hoca var yönetim olarak biz de “Bizim Sülale Ontolojisi” bölümünü açtık. Bölüm derslerini belirledik. En fazla öğrenci kaydı ise: “Bizim Sülalede Gelin Görümce İlişkileri” dersimize oldu. Hammiye Teyzenin Hünnap Bahçesi” ve “Tekir Dedenin Libya Hatıraları” isimli, her biri iki dönemlik iki dersi bizzat ben vereceğim.. Parası mühim değil!” dedi.

—-

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir