Lomboz 30 Mayıs 2021 Pazar

 

Meral Akşener nasıl büyüyor?

Yeni kurulmuş bir partiyi %20 lere doğru giden oy oranları ile konuşulur hale getirmek kolay değil.

Bunu İyi Parti’siyle, yakın çevresindekilerin yanında CHP’lilerin de desteğiyle Meral Akşener başardı.

Elbette evini basmaya kadar varan saldırılar, Meydanlarda, salonlarda yapılan engellemeler, yüklenmeler, rakipleri tarafından hesapsızca yapılan ön kesmeler onun yükselen bir çizgiye oturmasına yardım etti.


Ama Meral Akşener’i asıl büyüten bunlar değil.
Bunlar aynı mahallede yer alan Deva ve Gelecek Partisine de yapılıyor. Ama onları böyle büyütmüyor!

Akşener’i asıl büyüten, samimiyetle yansıtmayı sürdürdüğü iki duygu var. 

Vefa ve vicdan duygusu. 


2018 seçimlerinde, oluşturulan suni YSK setini aşabilmesi için İyi Parti’ye geçen 15 “emanet” CHP milletvekiline ve bu yolu açan Kılıçdaroğlu’na, şükran duygularını ve bu yaptığının demokrasi tarihi açısından ne kadar önemli olduğunu her fırsatta belirtmesi vefasını;
İttifak konusunda kararlı duruşu ve tüm kışkırtmalara rağmen bu duruşunu bozmaması da vicdanını ortaya koyuyor.

Sürekli yoğun ateş altında tutulan Millet İttifakı için her fırsatta:

“Net olarak söyleyeyim.  Ben Meral Akşener olarak bu birlikteliğe zarar verecek, egosantrik bir adım atmayacağıma, şahsi bir hedefe, kendime dair bir projeye yönelik girişimde bulunmayacağına, milletim önünde söz veriyorum!” diyor.

İşte Cumhur İttifakı’nı umutsuzluğa düşürüp kızdıran, ancak o ittifakın seçmenlerinin önemli bir bölümünün yüreğine işleyen ve Akşener’i büyüten samimiyet bu.

Her şey engellenebiliyor ama bu yürekten yüreği iletişim engellenemiyor.

Bu ‘samimi duygu yansıması’ sürerse, Meral Akşener’in partisinin ilk seçimde merkez sağın en büyük partisi haline gelmesi kimseyi şaşırtmasın.
Bu milletin kahir ekseriyesi, vicdanlı, vefalı ve samimi insana hastadır.

 

Çökertme, Çökme 

Son birkaç yılın ticaret ve siyaset jargonuna “Donk!” diye oturan vahşi bir kelime “çökme”. 

Benzetmek gibi olmasın, Osmanlı’nın küffar diyarlara eylediği seferlerde, şehrin muhasarası ve zaptının ardından, karargahın izniyle askerin şehre salınması ve ortaya çıkan peşrevsiz ganimet yağmalamaları gibi bir hadise.

Bu yaklaşım ‘15 Temmuz’un ardından başladı…
Çökme vakaları sadece yurtdışına kaçan Fetö’cülerin mallarına el koymakla sınırlı kalmadı. Zaman içinde, içine suç çetelerinin de karıştığı bir yağma metodu haline geldi.
Şiddetli korkut; bırakıp kaçmasını sağla; ve el koy!
Görülüyor ki iktidara yakın duran kötü niyetli yapılar, aracı olarak bu suç çetelerini kullanarak sadece Fetö’cülere değil, Fetö ile ilişkisi olmayan varlıklı ama korunmasız bazı kişilere de çelik uçlu sivri kancalarını atmışlar.
Sedat Peker’in açıklamaları, sağda solda dedikoduları yapılan benzeri hadiselerle, şehir efsaneleri ile birebir örtüşüyor.


Adli kayıtlardaki bilgilere göre Türkiye genelindeki ‘ulusal, bölgesel ve yerel’ organize suç örgütlerinin toplam sayısı 881. 

Bunların eleman sayılarının toplamı ise 13 bin 691. 

Beş-on adamı olanlardan, ikişer, üçer yüz adamları olanlara kadar çeşitli ebatlarda mafyatik örgütlenme var. 

Yani bu yapıları ortalama 150 çalışanlı bir holding gibi düşünün.
Ceo’ları, operasyon müdürleri, muhasebe elemanları, getir götürcüleri, tetikçileri..
13 bin 691 eleman taş yemiyor. 

Maaşları, masrafları var.
Sürekli bir akar lazım!

Bu 881 suç örgütünün hepsi kaçak sigara işi yapmıyor.

Önemli bir kısmı ya birilerini tehdit etme ya da tehdit alan birilerini koruma faaliyetinde bulunuyor.
Gözüne kestirdiğinin parasına malına çöküyor!
Hatta bir suç örgütünün başka bir suç örgütüne çökmesinin örnekleri var.

Peki suç örgütleri ve o örgütlerin adamı olmak neden bu kadar revaçta?

Yanıtı imam cemaat darbımeselinde yatıyor.


Örneğin; ‘Varlık Fonu’ bütçe fazlası veren ülkelerin, bu fazla parayı yönetmeleri için icat ettikleri bir uygulama.

Bu ülkede, bütçe açık verdiği halde, yani yönetilecek fazla parası olmadığı halde ‘Varlık Fonu’ denilen havuz neden kuruldu?

Türkiye’nin en karlı, en büyük kurumları, özel yasayla sayıştayın denetleyemediği, bu kontrolsüz yapının içerisine neden dolduruldu? 

Bu kurumun başına neden Cumhurbaşkanı kendi kendini ve damadını atadı?

Çoğu Cumhuriyet’in yarı yaşında ve bu güne kadar hep kar açıklayan bu dev şirketler bir iki yılda nasıl zararlara gark oldu?

Güç; çevresine çok kuvvetli ve renkli bir ışık yayar.
Bu ışık, rengini en yakınından en uzağındakine kadar etrafındaki herkesin yüzüne yansıtır.
Gücün ışığının rengi kırmızıysa en yakındakiler kızıla keser. Uzaktakiler ise pembeye..
İnsanlar değişmez.
Güç değiştikçe, ışığın rengi değişir!

 

Üzgünüm yine petrol ve doğalgaz bulduk!

Nasıl bir korelasyon kuruluyorsa; her yeni “petrol bulduk!” müjdesinden sonra benzine ve mazota; her yeni “doğalgaz bulduk!” müjdesinden sonra da doğalgaza zam geldi.


Karadeniz’de doğalgaz bulunmasından bu yana doğalgaz’a 4 kez zamlandı. 

Resmi Enflasyon %30 iken doğalgaza %50’ye yakın zam geldi.


Her bulduğunuzda zamlanacaksa bulmayın şunları kardeşim!

İstemezük!

 

 

 

Her şey de kötü değil

AKP ileri gelenlerinin çocuklarının neredeyse tamamı finans, ticaret ve yönetim virtüözü.
Kimisi onlarca gemi sahibi, kimisinin tır filoları var.
Kimisi büyük şirketlerin yönetim kurullarında.
Kimisi “eski” Türkiye devam etse önünden bile geçemeyecekleri baba holdinglerin hissedarı.
Kimi hayatında tıraş makinesi bile alamayacakken “yeni” Türkiye’de üçer beşer para sayma makinesi istifledi.
Nasıl bir koleksiyon merakı ise.

İyi ki AKP iktidara geldi.
Yoksa memleketin bu dahi beyinleri karambolde yitip gideceklerdi..

 

ikinci iş Arıyorum

Dolgun maaşlı, yurtdışı seyahat primli, özel araç tahsisli, tüm vergi ve harçları işveren kurum tarafından yüklenilecek, yılda 4 kez ikramiye uygulamalı, minimum 75 bin TL net maaşlı, yönetim kurulu üyeliği benzeri, yerli ve milli ikinci, iş arıyorum.
Maaşın TL üzerinden ödenmesi konusunda hassasım. Dolar ile maaş kabul edilmez.

“Beyhude çaba” dediğinizi işitir gibiyim.
Özellikle bu maaş konusundaki hassasiyetimin işe yarayacağı konusunda umutluyum.
Ben ilanımı yazıp ortaya atayım da balık bilmezse halik bilir! 

 

Hep bir örtü var

Masal dinlemeye ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ ile başlamıştık.
Türbanlı Bacı hikayeleri ile devam ettik,
Örtülü ödenek ile Kanlıçay tesislerinde çay ve ihtiyaç molası verdik.
Suç örgütünden on bin dolar gizli maaş ile yola devam ediyoruz.
Ne masalmış be!
Uykulara doyamadık!

 

 

 

 

Önerme
Önerme: kabul edilmesi dileğiyle ortaya sürülen düşünce, görüş, öneri.. 

Bir yanda “Her şey çok güzel olacak!” diyenler;

Diğer yanda “Bu birşey değil, daha neler olacak neler!” diyenler.


Karşı iki ittifakın, aslında ruh halini yansıtan, iki önerme!

Sandık ortaya konulduğunda vatandaş bu iki önermeden birini tercih edecek!

Birine gel, birine git! diyecek..
Toplumun en iyi ilacı sandıktır!


 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir