Saçim Havası

Dünya, Hitler gibi bir deli tarafından, koskoca bir ulusun beyninin esir alınabildiğini deneyimleyince, yoğurdu üflemeye başladı.
Çünkü 2. Dünya Savaşı 70 milyon can almıştı.
En derin yeri 61 metre olan Sapanca gölünden 7 tane hayal edin ve tamamen insan kanı ile dolu olsun!
İşte Hitler’in insanlığa armağanı buydu!

Bu acı deneyimi yaşayan Avrupa’da 2. dünya savaşından sonra kurulmuş, hepsi karşılıklı anlaşma anlamına gelen pakt, konvansiyon, essamble, sözleşme gibi kurumlar tam da yeni Hitler’ler oluşmasın diye oluşturuldu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunun yargı kanalı  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yine bu korkularla kuruldu.


Kurucu fikir babası Teitgen: “Hiç kimse yıllar sonrasının geleceğine bakıp kendi medeniyetinin totaliterizm ve diktatörlüğe dönüşmeyeceğini ve ülkesinin böyle risklerden azade olduğunu iddia edemez. Bu nedenledir ki bizler önce davranıp, zamanı geldiğinde alarm çanlarını çalacak bir bilinci ve vicdanı yaratmalıyız. Bu özel vicdan da ancak özel bir Avrupa yüksek mahkemesi yoluyla oluşturulabilir.” diyordu…

İşte, bizim de Avrupa Konvansiyonu üyesi olarak 49 üyesinden biri olduğumuz ve aldığı kararların kanunlarımızla çelişmesi halinde bile daha önde ve geçerli olduğunu ANAYASAMIZA İŞLEYEREK kabul ettiğimiz AIHM bu!

Gelelim bu güne!

Bu 49 üye ülkeden 10’u,  Büyükelçileri aracılığı ile  Erdoğan’a ne diyor?
“Arkadaş, AIHM’e ülkenden bazı başvurular var. İçinde senden gelen hakimlerin de olduğu mahkemelerimiz bu başvuruları inceledi, bazı kararlar aldı. Ama ısrarla bu kararlara uymuyorsun. Lütfen uy! Kuralı bozma! Seni görmezden gelirsek uymayan başkaları da ortaya çıkar! Bu işin altından kalkamayız!”

Erdoğan ne diyor: “Vaay, iç işlerime nasıl karışırsın?

Sonra Aynı devletler ikinci bir mesaj yayınlıyor: Arkadaş, söylediklerimizin arkasındayız! Bu içişlerine karışmak anlamına gelmiyor. AIHM kararlarına uyman gerekiyor!” diye tekrar uyarının altını çiziyor!

Erdoğan ne diyor?
“Bakın nasıl geri adım attırdık! Yedi düvelin sırtını nasıl yere vurduk!”

İnsaf!

Ayıptır, yazıktır, günahtır!
Dört yıldır içeride tutulan, iddianamesinde dişe dokunur tek bir madde olmadığını bütün aklı başında hukukçuların ortaya koyduğu, özgürlüğü gasp edilmiş, boşlukla mücadeleden yılmış, artık kendisini savunmamaya karar vermiş bir vatandaş var!


Onu savunanlar Türkiye düşmanı kafir!..
İçeride tutanlar, yerli, milli müslüman!
Öyle mi?

“Sen de kimsin! Kararlarına uymak zorunda değiliz!” diyor
Erdoğan’ın vaktiyle hapse girdiğinde başvurduğu bu AIHM..
Erdoğan’ın vaktiyle Adli sicil kaydının temizlenmesi için başvurduğu bu AIHM..
Erdoğan’ın vaktiyle millet vekili seçilebilmek için başvurduğu bu AIHM..

Şimdi, başvuranın vatan haini, yargıçlarının da işbirlikçi olduğu aynı AIHM!

Oysa Anayasamızın 90. Maddesi: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” diyor.
Nokta!

..

 

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir