Zarf değil zarfın içindeki önemlidir anlamına gelen "Zarfa değil Mazrufa bak" diye bir deyim vardır. Mektup olayı bir süredir öylesine hakiki meselenin önüne geçti ki işin özü kayboldu gitti. Meclisteki odaların mesafesi 25 metre olan iki lider, kamuoyunu bir mektubun peşine takıp götürdüler..
Okullar açlyor..
iletisim sorunu..
Yönetme merakı..
Açılım üstüne açılım..
Bu memleket çok açlık çok yoksulluk çekti.. Yaşlılarımızdan savaşlar, yıkımlar sonrası "onurlu açlık ve sefalet öyküleri" dinleyerek büyüdük. Ama yeni Türkiye’de üstelik de devlet eliyle, daha önce olmayan büyüklükte bir "irili ufaklı bir besleme sınıfı" yaratıldı. Belki de "..Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zaruri neticesi bu.." ama yürek o dilden anlamıyor pek!..
Basın camiasında bir entellektüel yaklasim vardir.. Patronlar, birileriyle "mugalataya" girdiklerinde yazar-çizer takiminin kahir ekseriyeti o topa girmez!. Mesafeli durur!.. Ama bu durum öyle bir durum degil!.. Baska bir gazetede olmak yapılan saldirinin büyüklügü algisini degistirmiyor. Buradan bu ülkenin Başbakanına sesleniyorum! Sana fikirle mukavemet edenleri sen de fikirle yok et!.. Orantısız güç kullanma!.. Çocuklarımın ekmegiyle oynama! Soframdan elini çek! Buna hakkın yok!..
ÖTV indirimi sona dogru..
"Bir tır dolusu tüfek sel sularına karıştı. Suların içinden yağmalanan tüfeklerin bir kısmını polis yağmacıların elinden güçlükle geri aldı.."
Mektup, uzun sürer..