LOMBOZ 13 Mayıs 2022

CHP üstüne gitmeli?

Konumuz, Süleyman Soylu’nun yinelediği bir iddia; Daha önce adını vermediği bir CHP’linin, yine adı verilmeyen bir ülkenin büyükelçisi ile görüşmesi ve bu görüşmede kullanıldığını iddia ettiği bazı cümleleri dile getirmesi!.. 

Sonradan bu kişinin Kılıçdaroğlu, Elçinin ise bir AB büyükelçisi olduğunu, kıyısından köşesinden, biraz çekingen, biraz gizemli bir hava vererek, ama bir ‘dedikodu’ havasıyla güya ifşa ediyor!


Soylu’nun, konuşulduğunu iddia ettiği konulardan yola çıkarsak, aslında ortada anormal birşey yok!

Türkiye’deki siyasal durum, bu ülkede herhangi bir kahvehanede değerlendirildiğinden çok daha nezaket ve itidal ile değerlendirilmiş, gelecekte muhtemel olan gelişmeler konuşulmuş gibi!..

Soylu’nun ifadesine göre; konuşulan konular, “Muhalefetin milletvekili sayısı hedefi, parlementer sisteme geçilince cumhurbaşkanlığı seçiminin yeniden yapılması gibi ortalık konuları..

Şimdi gelelim Vehbi’nin kerrakesine!

Herhangi bir ülkenin Türkiye’deki büyükelçisinin, Türkiye’deki ana muhalefet partisinin bir yetkilisi ile görüşmesi konusunda bir yasak, bir gelenek dışı durum ya da bir sıkıntı var mı?

Yok!

Yapılmış yüzlerce kayıtlı görüşme var…

Aksine, büyükelçilerin ve parti temsilcilerinin görevlerinden biri de bu!

Karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak!

Elbette bu bilgiler ağırlıklı olarak karşılıklı ticaret, siyaset, siyasi yaklaşım ve beklentiler etrafında şekillenecek. Yoksa Ana muhalefet temsilcisi ile büyükelçi, en güzel keşkek nasıl yapılır veya karpuzun iyisi nasıl anlaşılır gibi konuları konuşacak değiller!

Burada asıl mesele şu:

Süleyman Soylu’nun, bu ülkenin İçişleri Bakanı koltuğunda oturmak gibi önemli bir erk’in sahibi olarak bu bilgiyi nasıl elde ettiği?

Gerçekten böyle bir görüşme konusunda kanıtlanabilir bir bilgisi var ise ve kaynağını bir türlü net olarak açıklayamadığı bu bilgiyi misal bir “dinleme” faaliyeti ile elde etmiş ise bu, ABD’de ilk kez bir başkanın istifası ile sonuçlanan “Watergate Skandalı”ndan daha büyük bir skandaldır.

Çünkü mesele ulusal değil uluslararasıdır!

Olay tam bir ‘merdi kıptı’ olayıdır!

İddianın doğru olduğunu varsayarsak, dinlenen sadece Kılıçdaroğlu değil, bir AB büyükelçisidir!

Yok iddia doğru değilse o da başka bir felakettir!

Bir büyükelçi ile görüşmekten, ona, ülkesinin siyasi geleceği konusunda kendi perspektifini aktarmaktan daha doğal bir faaliyet olmadığına göre, CHP bu durumu, mutad bir Soylu yaklaşımı olarak değerlendirmeden, ısrarla üzerine gitmelidir.

Soylu; ya bu bilginin kaynağını ve içeriğini detaylı ve net olarak açıklamalı ya da özür dileyip istifa etmelidir!

Haa, biliyoruz ki her ikisini de yapamayacaktır!

Varsın yapamasın!
Alem yapamadığını da görmüş olur, mesele tarihin kutsal kayıtlarına geçer!…

 

Bi aralık bakarız!

Yılbaşında yapılan zamların, zamdan birkaç kat hızlı artan enflasyon canavarının dişleri arasında hızla erimesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel’den gelirken uçakta, “embedded” gazetecilerle yaptığı sohbet esnasında ‘emekli ve asgari ücretlilerin durumuna Temmuz’da bakılacağını’ söylemişti.

Bundan bir ay sonra, Özbekistan dönüşünde aynı konu gündeme gelince net bir şekilde, “Buna ancak Aralık’ta bakılır” dedi.

Geçtiğimiz hafta grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada ise “Sıkıntı var, farkındayız.. Temmuz ayında enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle alım gücünü daha da iyileştireceğiz!..” dedi…

Şimdi hemen heveslenip ilave borca girmeyin!

Temmuz”a bir buçuk ay var!..
Siyasette, hele AKP siyasetinde bir buçuk ay çok uzun bir süre!

 

Aç bir bira daha!

Abiler, lütfen!

Öyle, “Vali festivali yasakladı!” deyip geçmeyin!

hele bir sorun bakalım! Vali, Festivali neden yasaklamış!

Bakınız:

Eskişehir Valisi, ‘Eskişehir Festivali’ni yasaklarken önemli bir soru soruyor! diyor ki:

“Festivalde 10 bin bira dağıtılacak! Bu biralar içildikten sonra ne olacak?”

Buyrun!

Bu sualin cevabını hiç düşüneniniz var mı?

10 bin bira bu!

Kutuda durduğu gibi durmaz!

Allah bilir o biralar da, alkolü arttırılmış %9’luk biralardandır ki, ormanda bin kaplan gücünde!..  

… 

İşin şakası bir yana, ben bu yasağın bir işaret fişeği olarak algılanması gerektiğini düşünüyorum!

Neyin mi?

Neyin olacak? Ufak ufak sıcaklar artıyor. Bira sezonu açılıyor.
Gelmekte olan ‘yaz sıcaklarında’ muhtemel bir ‘bira’ya yönelişin önünü kesme yaklaşımının!
Peki bu başarılı bir hamle olur mu?

Aksine, bira tüketimini arttırmazsa ben de birşey bilmiyorum!

Hatta bazen bu anlamsız derecede abartılı söylemler yüzünden tam tersini de düşünmemek elde değil!.. 

Öyle bir vergi alınıyor ki, bu hamlelerin tüketimi arttırmak için kasten yapıldığından da huylanıyor insan!..

— 

 

Bir soru

Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar diyor ki: “Sınırlarımıza laf ettirmem! Türkiye sınırları en gelişmiş teknolojik cihazlarla korunmaktadır… Sınırlarımıza laf etmek, sınırlarımızı koruyan askerlerimizin emeğini yok saymaktır!”

Afgan mültecilerin, youtube’a malamat yaptığı ‘sınır saydıkları duvar üzerinde sek sek oynama’ parodilerini bir yana bırakalım; Sayın Akar’a sorum şu: “Resmi rakamlarla toplamı 8 milyonu bulan, Ortadoğu, Asya ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelen kaçak sığınmacılar bu çok iyi denetlenen sınırlardan uçarak mı geçiyorlar acaba?”

Bu sayılara göre, ya sınırların kevgire döndüğünü kabul edeceksiniz, ya da bu insanları bile isteye ülkeye aldığınızı itiraf edeceksiniz!

İkisinden birini siz seçin!.. 

Bir bulmaca

HDP Altılı Masa’da asla olamaz! Neden

Cevap için aşağıda parantez içindeki cümleyi sondan başa doğru okuyunuz!

(.nadno ad rulo ilidey asam esrerig PDH)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir