LOMBOZ 20 MART 2022 PAZAR

Dava şirketi siyasi risk sigortası yaptırır mı?

Dünya Bankası verilerine göre, Dünya’nın kamuya iş yapan bütün şirketleri sıralamasında en yüksek tutarlı kamu ihalesi alan şirketi Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz ne diyor: 

“Biz dava şirketiyiz!”

Kamu ihalelerinde dünya birinciliği madalyası dururken millete ettiği küfür kaseti ile ünlenen Mehmet Cengiz’in, Erkan Baş’tan Ümit Özdağ’a, Ali Öztunç’tan Aykut Erdoğdu’ya, Barış Pehlivan’dan Soner Yalçın’a dava açmadığı kimse kalmamış. Kendisini eleştirene basmış davayı!

… 

Ayrıca, özellikle maden projelerindeki çevre duyarsızlıkları nedeniyle davalaşmadığı sivil toplum kuruluşu kalmamış. Neredeyse ormanı, gölü, koyu olan her ilde bir davaya muhatap olmuş ama arkasına aldığı iktidar gücü ile ‘bana mısın’ demeden bütün itirazları buldozer gibi ezip geçmiş! 

Acaba ‘dava şirketiyiz’den kasıt böyle bir hukuki durum mu?

Yok! 

Bizce kasıt başka..

Üstad burada ‘mecazı mürsel’ yapmış!

Dava denilen şey, Reyiz’in ağzından sık sık duymaya alıştığımız ve allah rızası için 2023 yılında son noktasının konulmasına niyet eylenen bir örtü!

Neden örtü?
Çünkü aslında dava mava yok!

En büyük dava para davası!


Bu memlekette tüccarından yazarına, siyasetçisinden akademisyenine bu işin nasıl işlediğini bilmeyen yok!

Ama karşısındaki bu büyük iktidar gücünün haşmetinden korkusuna kimse bunun adını böyle açık açık koyamıyor!

“Kral çıplak!” diyecek bir çocuk aranıyor!

Dava şirketiymiş?
Dava şirketi ‘Siyasi risk sigortası’ mı yaptırır?

Dava denilen şeyde B planı olur mu!

Dava uğruna yola çıkan kaybetmeyi düşünerek önlem almaz!
Çünkü B planı yapıldığında daima B planı gerçekleşir!

Neymiş?

Biz adına dava diyelim. 

Bakalım, olursa dava, olmazsa bedava!

Sizin davanızı sevsinler!
Bazen Can Yücel’i o kadar arıyorum ki!

 

Beterin beteri var

Ununu elemiş, eleğini asmış, artık 76 yaşına gelmiş, çoktan boğaza nazır villasında, cam kenarındaki elektrikli minderine oturmuş, Yeniköy – Beykoz motorlarını seyrederken bir yandan kahvesini yudumlama moduna alışmış Tansu Çiller’in kapısına düşen bir Cumhur İttifakımız var!.. 

O Çiller ki, Başbakanlığı sırasında ABD vatandaşı da olduğu ortaya çıkmış, az bi vakit uygun olsa belki dil avantajı ile Amerika’nın da başına geçebilecek donanıma sahip bir asrın lideri!..

Uçağının penceresinden memleket toprağına bakıp “Allaha şükür çok arazimiz var, çok arazimiz var!” cümlesi ile vatan toprağını ‘imarsız arazi’ gözüyle gördüğünü bizzat kayda geçirmiş, alışılmışın dışında sofistike bir bakış!

Asyacı olarak algıladığı Mesut Yılmaz muhalefetine “Taocu muhalefet!” diyen uluslararası siyaset jargonuna haiz bir siyaset dehası..(Mao’cu demek istiyor ama doğru kelimeyi bulması bazen zaman alıyor..)

Sivas Katliamı sırasında: “Oteli saran vatandaşlarımıza birşey olmamıştır!” cümlesini kurabilen koruyucu, kollayıcı bir “Ana” hassasiyeti!..

Gittiği her kente, uyarılana kadar “serhat şehri” (sınır şehri) demeye devam eden (serhat’ı ne olarak algılıyorsa) bir coğrafya bilgesi!.


Karadeniz Ereğli mitingi sırasında, miting alanının üzerinden uçak geçince: “Üzerinden uçak geçen Ereğlililer” hitabını yapabilme kabiliyetinde, ender bulunur bir pratik zekaya ve hızlı yorumlama yeteneğine sahip bir miting üstadı.

Tansu Çiller henüz nabız yokluyor. 

Yani Parti kurup Cumpur ittifakına katılma durumu bir ihtimal!

Ama beterin beteri var!

Daha vahimi ne olabilir..

Bu ihtimal gerçek olabilir!

Gerçi varsın olsun!

Çünkü, ‘Birinci Çillerli siyaset’ döneminde sosyal medya yoktu.

Simdi olursa, seyreyleyin sosyal medyaya yeni kan getirecek şenliği..

 

—-

 

Haftanın Twitleri

Bu haftanın twitleri köşesinde iki paylaşım var.
Birincisini Dr. Kemal’den.
Kemal arkadaşım bir başka meslekdaşının twitini paylaşmış. Twit bu haftaya ait olmasa da kayda değer olduğu için köşemize alıyoruz. Konu ameliyata girerken, narkoz öncesi dua eden hastalarla ilgili…

Anestezi uzmanı, hesabından diğer arkadaşlarını uyarıyor:
“Sayın anestezist arkadaşlarım! “Amin!” sözcüğünü duyana kadar müsaade edelim hastalarımıza :)”
Bir başka anestezist, konuyu biraz daha netleştiren bir yanıt veriyor:
“Bana narkoz veren adam, benim Fatiha’yı bitirmeme izin vermedi” diye şikayet edildim!” diyor…
Bir başka anestezi uzmanı da konuya giriyor:
“Ama dualar hiç bitmiyor.. Ben bir keresinde ‘Hadi teyze son duanı et!’ dedim”

İkincisi ise Zanoff nic’li bir kullanıcıdan…
Öncelikle Rusya ve ABD’yi hedef alıyor.. Ama devamı daha ilginç!..

​​”Sıçan, osurandan üstün gelirmiş.

Afganistan ve Irak’ta 5 milyon sivili  her türlü silah ile katlettiler.

Bence bu iki ülkenin varlığı dünya için tehlike!

Bi de Çin, bi de K.Kore, bi de Avrupa, bi de İngiltere…

Yok!

Tek çare en büyüğünden meteor.

Biz insanlık olarak yapamadık.

Olmadı yani!”

Kuyruk kaosu

Akaryakıta 6 gün üst üste zam yapıldı. 

20 liranın üstüne çıktı.
ardından 3 gün üst üste indirim yapıldı ve akaryakıt fiyatı 18 liraya geriledi.

Bir gün sonra tekrar, tek bir zam geldi ve fiyat yine 20 lirayı geçti.

Bu durumda ‘yakıt kuyrukçusu’ vatandaşın kafası karıştı. 

Abandone oldu.

Benzin istasyonuna gitse mi, yakıt kuyruğuna girse mi, çıksa mı, geri mi dönse karar veremedi.. Ortada kaldı!..

Önerim şu:
Ağalar!

Hani ucuz tüketim malzemelerinin yerini tarif eden bir site yaptık demiştiniz ya,

bu iş için de bir site yaptırın! 

Yakıt kuyruğuna girilecek, yakıt kuyruğundan çıkılacak gün ve saatleri, gösteren bir uygulama ile hadiseye bir düzen getirin!

Ayrıca et kuyruğuna bir düzen getiren ve vatandaşımızın “Numaratörden gayet memnunuz. Üstüste binmekten kurtuduk”  şeklinde açıklama yaptığı ‘elektronik numaratör’ sistemini benzin istasyonlarında da uygulayarak kuyruk konusuna bir düzen de getirdiniz mi tamamdır.


Konuyu, M. Cengiz’den alınan ‘buselik’ makamında bir şarkı ile noktalıyorum..

Anladınız siz o şarkıyı!

 

Yağan kar uyarıya değmemiş!

İstanbul dün ‘Turuncu alarm’ verdi!
Belediye önceki ‘balık restoranlı’ hadiseden dili yandığı için o kadar hazırlık yaptı ve öyle teyakkuz haline geçti ki, yağan kar öncekinin iki katı olmasına rağmen bu ön uyarılar ve İstanbullular’ın o uyarıları ciddiye alması sonucunda, kimi malum gazete ve televizyonların manşetlerini patatacak değerde “Haber!” çıkmadı..

Bunun üzerine sosyal medyada şöyle trol paylaşımları ortaya çıktı..
“Milleti o kadar uyardılar ama bu düzeyde yüksek uyarıya değecek kar yağmadı..”
“İnsanları bosu boşuna teyyakkuza geçirdiler!”
Sanki uyarmanın bir maliyeti var!

Yahu arkadaş! 

Neredeyse açıkça “Niye uyardınız da bizim tıkanmış arter fotoğrafları, kaza yapmış belediye otobüsü fotoğrafları çekme imkanımızı elimizden aldınız?!” diye isyan edecekler!

Siz hakikaten hastasınız birader!..

Bi çekin gidin şu memleketin sathından!..

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir