LOMBOZ 25 MART 2022 CUMA

Fiyat ile uğraşacağına kuyruğu tarayın gitsin?

Et ve Süt Kurumu Başkanı Osman Uzun, kurumun et fiyatlarına yüzde 48 zam gerekçesini, Dünya gazetesine yaptığı açıklamada kelimesi kelimesine şöyle açıklıyor: 

“…Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 altında fiyatlarımız vardı. Çok uzun kuyruklar oluşuyordu, bu yüzden fiyatı arttırdık!..”

Sağdan soldan duyduklarıma inanmadım. Zaman zaman bizim de burada yaptığımız mizah haberlerinden biri gibi geldi. Çünkü formatı, matematiği cuk oturuyordu!
Sosyal medya abartması olabilir mi diye araştırdım. Ama maalesef kullandığı cümle birebir yukarıdaki gibi…

Hazret diyor ki: vatandaşın mevcut geliri ile et yeme ihtimalini ortadan kaldırdık. Zelensky’nin Nato’ya girme isteğini kaybetmesi gibi, vatandaşın et kuyruğuna girme isteğini kaybettirdik. Böylece et kuyruğu haber olmaktan çıktı!
Hani neredeyse ‘bu gelirle’ et yemeye yeltenen, et yeme terbiyesizliğini gösteren vatandaşı hizaya getirdik diyecek!..

Yani mantığı düşünebiliyor musunuz?
Halk Ekmek büfelerini kapatmak istemenin arkasındaki mantık ile birebir örtüşen bir zihin yapısı!
Kuyruklar iktidarı rahatsız ediyor. O halde ucuz ekmek olmamalı ki kuyruk da olmasın!

Bir dengeleyici kurumun başına getirilmiş anlı şanlı, koskocaa müdür olmuş bir yönetici böyle bir zam gerekçesini nasıl açıklayabilir?

Tek bir izahı var!
Müdür bu açıklamayı kamuoyuna değil Reyiz’e yapıyor!
Bizi ipleyen yok! Bütün mesele Reyiz’in elini rahatlatmak!

“Hani kuyruklardan rahatsız oluyorsunuz ya, bakın ne güzel bitirdim kuyrukları, ödülümü isterim!” demeye getiriyor.

Yok canım demeyin!

Azıcık hafızanızı zorlayın!

Bu iktidar dönemince terfi edenlerin terfi gerekçelerine şöyle bir gözünüzün önüne getirin!

Hariciyeye atanan; tekmecilerden, ayakkabı kutularıyla yakalanmış bakara makaracılara; 

Banka yönetim kurullarına atanan; güreşçilerden, uzay ajansına danışman yapılan tarım teknisyenlerine; 

Meclise taşınan; yumruğu önde futbolculardan, makam şöförü olmaktan başka tecrübesi olmayan Yeliz’lere, Tübitak Müdür Yardımcılığına atanan hayvanat bahçesi müdürlerine kadar listeyi devam ettirecek olsak ansiklopediler dolduracak…

İnanın ki, bu vakayı en masumlarından biri olarak değerlendireceksiniz!

 

Bir ömür hazırlık

Hürriyet’ten Tülay Demir; AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ile yaptığı röportajda, “20 yaşındaki bir parti 19 yıldır iktidarda, artık yetmez mi? şeklindeki eleştirilere ne diyorsunuz” diye sorunca, Ünal şöyle cevap vermiş: “Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü, asıl şimdi başlıyoruz!” 


Herhalde şunu demek istiyor, “biz 19 yılda öyle bir hazırlandik ki, siz 2023 seçimlerinde oyunuzu bize verin, 2024’e uçarak girin!”
Tıpkı Tayyip Erdoğan’ın, 2018’de “Şu fakiri bir Cumhurbaşkanı seçin nasıl uçacağımızı görün” demesi gibi birşey!

Konuyu Süleyman Demirel’den bir fıkra ile bağlayalım..
Kedi; ağzında kocaman bir peynirle fare deliğinin içindeki fareye: “O delikten çık, hemen şu karşıki deliğe gir, sana bu peyniri vereyim!” demiş.

Fare: “Mesafe çok kısa, ödül çok büyük!.. Bu işte bir bit yeniği var!” diyerek teklifi reddetmiş..

… 

Biz hazırlık meselesini okullardan biliriz.
Hazırlık sınıfı olan okullarda, hazırlığa bir yıl, diploma almaya dört yıl ayrılır.

Mahir Ünal’ın sözünü ettiği, AKP’nin hazırlık sınıfı 19 yıl ise varın hesap edin mezun olacağımız süreyi!
Bizim değil, torunlarımızın ömrü yetmez! 

Bu işte “bit yeniğinden” fazla bir şey var!

 

Polis dayağı 

Furkan Vakfı nedir?

Vakıf kimliği altında faaliyet gösteren yeni model bir dinci tarikat örgütlenmesidir.

Nurcular, Kadiriler, Halvetiler, Rufailer, Melamiler ve benzerleri gibi köklü bir geçmişi ve bu geçmiş süresince saçaklanmış alt cemaatleri olan bir tarikat olmayıp, Adana bölgesinde Alparslan Kuytul isimli bir mühendis tarafından kurulmuş bir yapıdır.

Bunun dışında diğer tarikatlardan 2 küçük farkı vardır.

Birincisi; en azından vakıf şeklinde hukuki bir yapılanma altında varlığını sürdürmektedir. Şeklen de olsa denetlenebilir görünümdedir!
İkinciye geleceğiz…
Önce duruma bir kuşbakışı bakalım!

İslamcı grupların yaptıkları benzer türden gösterilerde; gösteriyi dağıtmak için kullanılan o nazik, kollayıcı, babacan üslup, Furkan Vakfı üyelerinden esirgenmiş; iktidara muhalefet eden dinci göstericiler dışındaki her gösterici gruba yapıldığı gibi Furkan Vakfı grubuna da okkalı bir polis dayağı atılmış!

Neden Furkan üyeleri dinci, sakallı ve türbanlı oldukları halde ağır sopa yemişler?

Çünkü Furkan Vakfı’nın diğer tarikatlardan ikinci ve önemli bir farklılığı daha var demiştik!

Bu grup, açık bir şekilde iktidara muhalefet etmekten bir türlü vazgeçirilememiştir de ondan!

Haa o zaman bu “dava” denilen hikayede, demek ki mesele, ‘bizim mahalle’ meselesidir.

Türbanlı kadınları, türbanlı polislerin nasıl kıyasıya copladığını görünce anlıyoruz ki mesele “türbanlı olma meselesi de değil, yine “bizden” olma meselesidir!

Şimdi ‘ehli tarik zatlara’, tarikat mensuplarına bir çift sözüm var!

Siz iktidarı desteklemeye devam edin!

Hele, es kaza 2023 barajını da geçsinler anlarsınız; 100 yıldır sizi ezdiğini söylediğiniz; can havliyle karşı olmanıza rağmen hala varlığınızı sürdürmenize yol vermiş laik Cumhuriyetin, size, insan olarak tanıdığı özgürlüğün değerini!

O halde, Ali Ercan’dan güzel bir Niğde Türküsü sizlere gelsin!

Kara kaş gözlerin elmas,
Bu güzellik sende de kalmaz,
Pişman olun kimseler almaz,
Furkan’a bak gör halini!

 

Çanakkale köprüsü neden soygun?

Çanakkale köprüsünden geçiş 18 Mart itibariyle bir haftadır bedavaydı.

Bedava geçiş bugün bitti!

Her yere baktım.
Her yeri soruşturdum…

Acaba bir hafta boyunca, köprü bedavayken geçen araç sayısı neden açıklanmıyor?

Söyleyelim!
Muhtemelen, bedavayken bile günlük 45 bin geçiş sayısının yanına bile yaklaşmadığından!

Derin hesaplara girmeye gerek yok!

Köprüyü yapan konsorsiyuma bir yılda ‘16 milyon’ araç geçiş garantisi verilmiş.
Oysa feribotları işleten şirket, yılda karşılıklı 3,5 milyon araç taşındığını açıklıyor.


Şimdi, sefer sayısı azaltılsa da bu feribotlar yine çalışmaya devam edecekler. 

Köprü, feribot kuyruklarını azaltacağı için uygun fiyatı nedeniyle feribotlar acelesi olmayanların tercihi olmaya devam edecek. 

“Aman da köprü açılmış, hadi iki yüz liracık verip verip geçelim!” diye millet Çanakkale’ye hücum etmeyeceğine göre en iyi ihtimalle geçiş sayısının yıllık ‘3 milyon’ civarında olacağını söylemek için kahin olmaya ya da acaip hesap adamı olmaya gerek yok!

Verilen garanti ile gerçek arasında tam ‘13 milyon adet araç’ farkı olacak!
İşte Erdoğan’ın “Farkı tabi ki Devlet’in kasasından çıkacak!” dediği para bu!

Kimse köprüye karşı değil!

Bütün mesele, köprünün gişe geliri ve bu dehşet farkı üst üste koyduğunuzda, teminat süresi olan 16 yıl boyunca konsorsiyumun cebine girecek para ile Çanakkale Köprüsü gibi kaç köprünün yapılabileceğinde…

Uzmanlar en az 3 köprü yapılabileceğini söylüyor.

Soru, “Çanakkale köprüsü neden yapıldı?” değil!

Bu fazladan iki köprünün parası kime gitti?
İtiraz etmeden önce soruyu iyi anlamak lazım!

“Anlamaza” yatmanın manası yok!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir