Türkiye Uzay Ajansı Kuruldu
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından bulentYeni maduriyetler aranıyor
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından bulentHazine suyunu çekti mi?
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından bulentDipsiz Göl’ün dibini bulduk
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından bulentDipsiz Göl, Gümüşhane’nin Taşköprü yaylasında 12 bin yıldan beri varlığını sürdürmüş doğal bir gölcük.
Her şey, “Dipsiz Göl’de gömü var” şayası ile başladı.
İsmi açıklanmayan iki defineci’ye Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün olumlu görüşleri üzerine Gümüşhane Müze Müdürlüğü’nce define arama ruhsatı verildi.
Yuh!
Kasım 2019’da, Jandarma nezaretinde gölün suyu boşaltıldı.
İşlem süresince bölgeye kimse yaklaştırılmadı. Su boşaltılıp 12 bin yıllık fauna ve flora imha edildikten sonra “Birşey bulunmadığı” açıklandı.
Olay basına yansıyınca, kızılca kıyamet koptu!
Hemen şuyu mizahından beter bir açıklama yapıldı! “Merak etmeyin! Boşaltılan göl alanını boş bırakmayacağız, toprakla dolduracağız!”
İki kere daha yuh!
Bunun üzerine Bakanlık izin veren yetkililere soruşturma başlattı. 2 müdür bir memur açığa alındı. 4 maddelik bir koruma planı hazırlandı.
2140 metre yükseklikte, buzul döneminden kalma, zeminden ve yüzeyden kar suyu ile beslenen, endemik özellikleri bulunan göl tekrar kazıldı, zeminini killi toprakla dolduruldu. Toprak silindirle ezildi ve yakındaki bir dereden boru ile su verilmeye başlandı ve gölü kurtarma tamamlandı.
Oysa Jeomorfoloji Derneği başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, “Kazıldıktan sonra gölün dengesi bozuldu. Gelip bu yeni yapılan çanağa suyu doldurursanız ancak havuz olur” dedi.
Dipsiz Göl’ün define kazısıyla tahrip edilmeden önce kendi dengesi olduğunu ve kazılarak suyun boşaltılmasının gölün dengesini bozduğunu kaydeden Turoğlu, “Karlar eriyerek bu çukurlukta birikiyordu.
Gölün zemininde ana kaya kırıntılarının oluşturduğu bir örtü malzeme var. Bu nedenle su, kısmen hareket edebilme yeteneğine sahip. Gölün, hem yüzeyden hem yer altından da beslenme imkanı vardı ve kendi ekosistemini oluşturmuştu.
Bu düzen hidrolojik bir denge içerisinde devam ediyordu. Kazıldıktan sonra bu denge bozuldu. Şu anda kotlara da baktığımız vakit doğal kotlardan çok farklı. Şekil özelliği de bozuldu. Şu anda başka bir şey var burada” diye konuştu.
12 bin yıllık göl sizlere ömür olmuştu..
Olaya “Bir bardak suda fırtına!” diye bakanlar olabilir.. Ancak, Türkiye’nin her parselinde bu “dar’ül harp” kafasıyla yok edimiş ve edilmekte olan kaç tane dipsiz göl misali değer olduğunu bilebiliyor muyuz?
Bu ülkenin 78 Üniversitesinde akademik ünvanı bulunan hoca yok!..
Ünvanı olan üniversitelerinin 68’inin rektörü makale sahibi değil!..
Bu ülkede ayaklar baş, başlar ayak olmuş durumda!
Gölü yok eden, acaba görevden alınan 2 müdür bir memur muydu, yoksa hiç bir liyakati olmayan, sadece partili ve birilerinin has adamı olduğu için onları, onlara olur veren kurulları, onay veren müdürlükleri o koltuklara oturtanlar mıydı?
Yukarıda, “Artık burası doğal bir göl değil, su dolu bir havuzdur!” açıklamasını yapan profesör, bu işlemin bir aşamasında devrede olsaydı, bu cinayete izin çıkabilir miydi?
Çık-maz-dı!.. Çıkamazdı!..
www.ibulentcelik.com – Çizgili Hafıza Güncesi – Unutma/Unutturma!
Dipsiz Göl’ün önceki hali
Dipsiz Göl’ün define arandıktan sonraki hali,
Mal varlığı
/0 Yorumlar/in Canlı Yayın, Genel /tarafından bulentBarış Pınarı harekatının en civcivli günlerinde, 16 Ekim 2019 tarihinde, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo alel acele Ankara’ya geldiler. Amaç elbette Barış Pınarı harekatının durdurulmasını sağlamak idi.
Aynı sırada, Amerikalı senatörler, Van Hollen ile Lindsey Graham’ın başını çektiği ekip Türkiye ile ilgili bir tasarı hazırladıklarını açıkladılar.
Hazırlanan tehdit paketinde esas olarak 5 ana konu yer alıyordu.
1- Askeri mali transferler,
2- Halkbank,
3- S-400 alımı,
4- Vize yaptırımları,
5- Erdoğan ve ailesinin mal varlığının araştırılması..
Evet, tasarıya göre diğer başlıklar yanında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin net mal varlığı tespit edilecek, 60 gün içinde rapor açıklanacak” şeklinde bir ifade vardı ki yenilir yutulur cinsten değil.
ABD’li heyet ile Cumhurbaşkanı arasında yapılan hızlı görüşmeler sonucu Barış Pınarı Harekatı durduruldu. Türk Dışişleri “Ara Verildi” ABD heyeti ise göre “Ateşkes yapıldı” tanımlamasını kullanmayı uygun görmüştü. 120 saat sonunda YPG Türkiye sınırının 35 km güneyine çekilecek, harekat da tamamen sonlandırılacaktı.
Cumhurbaşkanı bu görüşmenin ardından, hıza Trump’un 7 Ekim’de yaptığı Washington davetini gündeme aldı.
13 Kasım’da malum can sıkıcı mektupla birlikte -Yeliz’in de belirttiği gibi, mektubu rulo yaparak- ABD’ye uçtu ve Trump ile 1 saat 15 dakika süren ikili görüşme sonrası, gayet sakin bir şekilde “istediğimizi aldık!” diyerek Türkiye’ye döndü.
Oysa ilk 4 madde olduğu yerde duruyordu..
Şimdi Trump ile Erdoğan’ın araları son derece iyi.. İlişki herşeye rağmen, yumuşak ve centilmence, karşılıklı komplimanlarla, iki saygın başkanın seviyesine uygun olarak devam ediyor.
Gelelim vehbinin kerrakesine!
Herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının canını yakan, burnunun direğini sızlatan, boğazının tam ortasına öküz oturması gibi bir ağırlık bindiren bir 5. madde var!
Yani orada sözümona beş tane sopa var! Hadi ilk dördünü anladık da beşinci sopa neyin nesi arkadaş?
İki kıytırık senatör, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına “kendisinin ve ailesinin mal varlığını araştırma!” tehdidini neye dayanarak yapar?
Sen kimsin ulan Graham?
Sen bu şuyu vukuundan beter küstah cesareti hangi bilgiye dayandırarak sözde “5.Madde” haline getiriyorsun?
Ama az bekle!
Şu nato zirvesi de bir bitsin!
Bizim Cumhurbaşkanımız vakti saati geldiğinde,
“Eeey Graham efendi! Benim mal varlığım işte şu parmağımdaki alyanstır! Araştırmazsan namertsin! Açıklamazsan şerefsizsin!” demesini bilir.
Vakti saati yakındır!
Kayyum meselesi
/0 Yorumlar/in Canlı Yayın /tarafından bulentDali
/0 Yorumlar/in İlüstrasyon /tarafından bulentMarilyn Monroe
/0 Yorumlar/in İlüstrasyon /tarafından bulentEnflasyon sepetinde ne var?
/0 Yorumlar/in Canlı Yayın /tarafından bulentDarel Huff, “İstatistik ile Yalan Nasıl Söylenir” isimli kitabında, “Üç çeşit yalan vardır!” diyor ve devam ediyor; “Yalan, Kuyruklu yalan ve İstatistik”.
Türkiye’nin istatistik kurumu TUİK’in hazırladığı Enflasyon sepeti, artık ne yazık ki iktidarın, halka yalan söylemesinin bir aracı haline geldi.
Rakamları iktidarın istediği gibi vermeyen başkan görevden alındı. Yerine Hazine Bakanı -Damat- Albayrak’ın bir arkadaşı getirildi. Enflasyon Sepeti bildiğiniz gibi yaşanan yani geçmiş dönemin fiyat artışının bir hesabı. Hava durumu gibi bir tahmin değil. Normalde hesabın yanlış çıkma şansı yok!. Sepet denilen şey elbette bir liste. Bu liste, kimi her ay, kimi birkaç ayda bir fiyatı takip edilerek yenilenen, arada bir bazıları sepet dışına çıkarılıp yerlerine yenileri eklenen 418 üründen oluşuyor.
Diyeceksiniz ki “bunun neresinden yanlış hesap çıkabilir?”
Hesaplamada ürünlerin fiyatları yanında bir de ağırlıkları var.
Örneğin TÜİK verilerine göre dizel otomobillerin fiyatı 1 yılda yüzde 4,3 oranında arttı.
Ancak dizel otomobil, enflasyon sepetindeki ağırlığı en yüksek ürünlerin 2’ncisi konumunda.
Buna karşılık sepetteki ağırlığı 170’inci sırada olan ve geniş halk kesimlerinin bolca tükettiği bulgur yüzde 27 oranında zamlandı.
Bulgura daha fazla zam gelmesine rağmen dizel otomobildeki fiyat artışı enflasyon sepetini bulgurdan 6 kat daha fazla etkiledi.
Sözün özü sepetin sapı kimin elinde ise Süleyman o oluyor.
Yoksa son bir yılda her şeyin fiyatı yüzde elli artmışken resmi enflasyonun % 8’lerde dolaşması nasıl mümkün olur du?
,,,
İlgi çekici linkler
Here are some interesting links for you! Enjoy your stay :)Kategoriler
Arşiv
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Aralık 2020
- Kasım 2020
- Ekim 2020
- Eylül 2020
- Ağustos 2020
- Temmuz 2020
- Haziran 2020
- Mayıs 2020
- Nisan 2020
- Mart 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Aralık 2017
- Kasım 2017
- Ekim 2017
- Ağustos 2017
- Mart 2017
- Şubat 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Ocak 2016
- Aralık 2015
- Kasım 2015
- Ekim 2015
- Eylül 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Ekim 2014
- Ekim 2013
- Aralık 2012
- Ağustos 2005
- Nisan 2005