Bakan’a göre büyüyoruz

Ekonomi Bakanı Berat Albayrak mikrofonu her eline aldığında “büyüyoruz” diyor..
Diyor da, “bizi kim dövüyor o zaman?!

Klasik boksör fıkrasını bir de ben anlatmayayım.
Bilenler bilmeyenlere anlatsın!..

29 Ekim ve Diyanet

Bu neyin kafası?
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin en büyük bütçeli kurumlarından biri olan, Atatürk’ün kurduğu diyanet, artık milli bayramlara denk gelen hutbelerinde Atatürk ve Kurtuluş savaşı kahramanlarının adını tamamen anmaz oldu.
Şu sorunun cevabını versinler, yine anmasınlar..
Atatürk önderliğinde milli mücadele ve kurtuluş savaşı olmasaydı Anadolu’da bu gün din ve diyanetten söz edilebilir miydi acaba?

ÜRETİMDE GELE GELE TAVUĞUN DÖTÜNE BAKAR HALE GELDİK!

ÜRETİMDE GELE GELE TAVUĞUN DÖTÜNE BAKAR HALE GELDİK!
Sadece 2018 yılında;
712 bin ton ayçiçeği ithal etmişiz.
391 bin ton ham ayçiçeği yağı ithal etmişiz.
146 bin ton pirinç, 355 bin ton mercimek ithal etmişiz.
2 milyon 121 ton mısır ithal etmişiz.
Samsun’da tütün üretimini yasaklamışız, Adana’da pamuk üretiminden vazgeçmişiz..
Şeker fabrikalarını kapatarak şeker pancarını bitirmişiz.
93 bin ton nohut ithal etmişiz! Bengladeş nohutundan Çorum leblebisi yapmaya başlamışız..
Ortalıkta köy bırakmamışız..
Neredeyse tüm köylüyü büyük marifet gibi şehirlerin varoşlarına doldurmuş aç bilaç bırakmışız.
3 milyon ton buğday ithal etmişiz.
Handisi mübarek ekmeği dışarıdan alır hale gelmişiz..

Köy yerinde, işini aksatmadan üretim yapan tek gariban tavuk kalmış..
Sermayeyi tavuğa yüklemişiz..
Bağırta bağırta günde iki yumurta yumurtlatmaya çalışıyoruz!
Yazıklar olsun!

Google’ın Kuantum Bilgisayarı

Bizim ulemalar, “Yapay zeka ve robotların günahından kim sorumludur?” diye hararetle tartışırken , Google ulemaları öyle bir bilgisayar yaptı ki; klasik bilgisayarların on bin yılda çözebildikleri bir problemi sadece 200 saniyede çözebiliyor..
Yani on bin yıla karşı sadece 3 dakika!..
Bu neredeyse internet gibi bir devrim..

Bilgisayar işlemcisinin bu kadar hızlanması akla hayale zor sığacak bir olay.
Bunun sağlayacağı bilimsel ve teknolojik olanakları tahayyül etmemiz bile zor..
Ancak bir o kadar da sorun potansiyeli taşıdığına hiç kuşku yok.
Böyle bir bilgisayarın hackerler tarafından kullanılıyor olması atom bombasının teröristler tarafından kullanılmasına eşdeğer bir sonuç yaratacaktır.
Ne banka şifresi, ne de gizli servis seküritesi kalacaktır..
O halde..
O halde tek çözüm kalıyor..
Dürüst, açık ve şeffaf bir dünya..

Geleceğin dünyası, bu yeni nesil kuantum bilgisarları sayesinde cam gibi şeffaf olmak zorunda kalacak.
Hem de çok uzun bir zaman sonra değil.
Bunu hep beraber göreceğiz..

ÇİLE ÇEKMENİN SONU KEPAZELİK!..

ÇİLE ÇEKMENİN SONU KEPAZELİK!..
“Çile, yaya bağlanan ipe denir. Kepâze ise, kemankeş olmak isteyenlerin, 1000 gün kadar kaslarını güçlendirmek amacıyla oksuz bir şekilde boş boş çekmek zorunda oldukları yayın ismi. Ok atmaya yaramadığı, boşu boşuna çekildiği için, kepaze olmak deyimine ilham vermiş. Çekilen kirişin ismi de çile… Kemankeş olmak isteyenler evvela ok kullanmadan boş yayı ellerine alırlar ve 1000 gün boyunca çile çeke çeke kepâze olurlardı. ”
Kepazelik öyle kolay değildi..
Hey gidi günler!.
Gazetepencere.com – 26.10.2019

Fahri doktor poliklinik yapar mı?

FAHRİ DOKTOR POLİKLİNİK YAPAR MI?
Bizde poliklinik değil ameliyat yapıyor!.
Hani birisi:
“Benim branşım ekonomi!” deyip duruyor ya..
ekonominin de vaziyeti de ortada..
Fazla söze ne hacet!..
26 Ekim 2019 – Gazetepencere.com

Putin de bizi kandıracak Trump da..

PUTİN’DE BİZİ KANDIRACAK TRUMP DA
Şunu baştan söyleyeyim.Hani “Zam” sözcüğü yerine “Ayarlama, düzenleme”
gibi sözcükler buluyorsunuz ya!
“Kandırıldık!” yerine de artık bir şeyler bulmanın zamanıdır.
Makul bir süre sonra “Putin’de bizi kandırdı!”, “Trump’da bizi kandırdı!”
sözlerini hep birlikte buradan döner döner okuruz..
Aha buraya yazıyorum!..
Çünkü artık Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan biliyoruz.

Neymiş!.. O meşum mektubu Amerika’ya yanlarında götürüp Trump’a hesap soracaklarmış!
Ah benim temiz kalpli saf insanlarım!..
Sormuyorlar!.. : “Yahu hani yırtıp çöpe atmıştınız! yırtık parçaları mı yapıştırdınız?”

Lütfen şurayı dikkatli okuyun: Türkiye’den Suriye’ye her sabah 10 otobüs kalksa,
ancak sadece o gün doğan suriyeli bebekleri taşıyabiliyor.
Çünkü Türkiye’de her gün annesi babası suriyeli 400 bebek doğuyor.

Putin ile Trump ile Suriye sorununu, Kürt sorununu çözeceğine inananlara,
Einstein’in bir cümlesini söyleyeyim.
“Hiç bir sorun onu yaratan bilinç seviyesi ile çözülemez!”
www.gazetepencere.com / 24 Ekim 2019 Perşembe

Erdoğan açıkladı: Barı Pınarı Harekatı’nda TSK’nın 7 şehit,  95 yaralısı var. ÖSO’nun 96 kaybı, 374 yaralısı var. Ayrıca 20 sivil hayatını kaybederken 187 sivil yaralandı.

 

Bak postacı geliyor!

ABD Başkan’ı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a siyasi edepten uzak bir mektup gönderdi.
Mektup gönderildikten 11 gün sonra yine Trump’ın mektuptan bahsetmesi sonrası ortaya çıktı.
(Bizimkiler sümen altı etmiş yani..)
Trump mektubunda, Erdoğan’a hitaben birebir aynı değil ama mealen, özetle şöyle diyordu.. “Suriye’ye çektiğin hareket yanlış. Vazgeç kahraman ol! Aksi halde tarih seni şeytan olarak tanır. …Hem ben seni kurtarmak için biliyorsun çok uğraştım. Aynı zamanda Rahip olayında yaptığım gibi ekonomini de dağıtabilirim.  Kabadayılık yapma!.. Aptal olma!”
Biz; Erdoğan’ın, Trump’ın bu salvosuna alışık olduğumuz şekilde gözlerini benirte benirte, alın damarlarını dışarı uğratarak: “Eyy Trump!..” diye başlayan klasik çıkışıyla başlayan, adeta Kılıçdaroğlu’nu hayal ederek, yarım saat süren baş döndürücü, muhteşem babalanmasını beklerken, bizi son derece şaşırtan başka bir yaklaşımını izledik.
Erdoğan gayet sakin ve munis bir şekilde, belli belirsiz; “Trump’ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubunu elbette unutmadık. Ama karşılıklı sevgi ve saygımız nedeniyle bunları gündemimizde tutmamamız gerekiyor. Vakti saati geldiğinde de bu konu ile ilgili olarak gereğinin yapılacağını da bilmenizi istiyoruz.”   diye cevap verdi.
Şimdi, -bizim bilmediğimiz bir nedenle- Trump’ın hak ettiği yanıt kendisine verilemeyince, yandaşlar tarafından memleket sathında Trump ile ilgili “Delidir. Ne yapsa yeridir!” anlayışı pazarlanmaya çalışılıyor!
Aslında konuya pek yakın düşen başka bir atasözümüz daha var.. “Sopa saklama” ile ilgili..
Onu da siz buluverin artık!..

GazetePencere – 22 Ekim 2019

Kazandık mı kazıklandık mı?

Gazete Pencere 1. Sayı (21 Ekim 2019)
Ortalıktaki barut kokusu ve toz bulutu dağıldıkça görüntü netleşiyor..
Ortadoğu bataklığı, bu coğrafyaya adımını atanı bir kez daha çamura buluyor.
Üstüne bulaşan sadece çamur olsa ne ala..
Müslüman müslümanı vura vura yok ederken onları birbirine düşürenlerde bu pespaye süreçten vareste değil..
Aslına bakarsanız kazananı olmayan bir oyun..
Sadece daha çok kaybedeni var..

 

Komşularla Sıfır sorun’dan binalarda sıfır Atık’a

TÜİK’in 2018 araştırma sonuçlarına göre borç ödeyen vatandaş oranı %70’in üzerine çıkmış.
Halkın bankalara 520 milyar TL’nin üzerinde borcu var.
Bu borcun 20 Milyar TL’si takibe düşmüş durumda. Yani icralık..
Borcu olanlar, borçlarını öteleyebilmek için artık bankalardan yeni kredi de alamıyorlar.
Çünkü, “findex puanları” düşük.
Cumhurbaşkanı, 18 senede beraber yürüyerek geldiğimiz noktadan birleşmiş milletlere sesleniyor.
“2023’te  400 bin binada sıfır atık sistemine geçeceğiz!”
El hak doğru..
Yemeyen, içmeyen, enerji kullanamayan vatandaşların oturduğu binada atık mı olur!.