LOMBOZ 13 ŞUBAT 2022 PAZAR

 

Hükümetin Altın günü!

Işıldak gözlü Nebati abi, Londra’dan eli boş dönünce, yedekte bekletilen, Zihni Sinir’in pabucunu dama atacak ‘yastık altı altın projesi’ acilen devreye alındı…


Bankalar ve kuyumcular da müdahil edilerek, binlerce altın teslim noktası oluşturulacak, vatandaşın yastık altındaki altınlarını, mücevherlerini, çeyreklerini, cumhuriyetlerini, reşatlarını bu noktaya getirmeleri beklenecek!

Bunun aynısı daha yeni dövizde yapılmıştı.
Neredeyse tek farkı, tasarruf aracı olarak altın yerine dövizin kullanılmasıydı.
Oldu mu?

Olmadı!
Yani beklendiği gibi olmadı!
İtiraz eden olursa diye söylüyorum; “olmadı ki iş yastık altındaki altına kadar geldi”
Ben şimdi bu işbilir abilere, standart Aristo mantığı ile soruyorum!
Dövizde olmayanın altında olmasını hangi gerekçe ile bekliyorsunuz?

Işıldak gözlü Nebati abi, sunumunda diyor ki: “Bu yolla iş dünyamız sermaye olarak bu altınları kullanacak ve ülkemiz kalkınma ve gelişme sürecine girecek!”

Yani tercümesi ne?
Tercümesi “Geldik Kars’a!”
veya “Ya herru ya merru!”

veya “Bundan sonrası fisko billuk!”
Fıkrayı burada anlatamam!.. Bilenler bilmeyenlere anlatsın!

 

 

Yeliz konuşuyor

Sanal alemde ‘Yeliz’ nikiyle bilinen, AKP milletvekili, yandaş kanallardan birinde katıldığı bir programda zamlardan CHP’yi sorumlu tuttu ve, “Bu zamların oluşmasında bizim bir dahlimiz yok. En büyük dahil CeHaPe’de” dedi.

Herkes gibi “zırva” deyip geçmedim!
İyiniyetle anlamaya çalıştım!..

Menderes’in iktidara geldiği 1950’den bu yana, 6 aylık, 11 aylık, 1 yıllık parçalı sürelerle toplamda sadece 2,5 yıl iktidar olabilmiş bir CHP bu zamlardan nasıl sorumlu olabilirdi?

“Acaba Yeliz Bey, birşey demek istiyor da demeyi mi beceremiyordu?
Acaba kafasından geçeni aktarmaya kelime dağarcığının naif kapasitesi mi engel çıkarıyordu?
Acaba yüce milletimizin bu müstesna vekili aslında anlatmak istediğini bihakkın anlatıyor da biz mi anlayamıyorduk?” şeklinde düşüncelerle söylediklerini tekrar tekrar başa sararak dinledim..
Sonra, terminal nöronlarımdan yanık kokusu alınca çalışmalara mecburen ara verdim!

Biraz dinlenip kendimi toparlayınca konuya yeniden odaklandım ve galiba sonunda problemi çözdüm.


Bir anekdot ile açıklayayım…
Yıl 1977.. Suudi Arabistandayım.. Arap Çölü’nün ortasında küçük bir kasaba.
Çalıştığım şirketin şoförlerinden biri bir Suudi vatandaşı ile bir otomobil kazasına karışıyor..
Bizim şoför kendi yolunda fakat Suudi, ters yoldan geliyor ve çarpışıyorlar!
İlçe Kadısı’nın huzuruna çıkıyorlar.
Kadı iki tarafı da dinliyor. Bizim şoför ile kadı arasında tercüman aracılığı ile şöyle bir diyalog geçiyor:
-Sen buraya nereden geldin?
-Türkiye’den
-Gelmemiş olsaydın burada bu kaza yaşanır mıydı?
-Kem.. Küm!..
-Demek ki suçlu sensin!
Sonuçta bizim şoför suçlu bulunuyor ve tazminat ödüyor!.

Yeliz Bey demek istiyor ki:
-Cumhuriyetin kurucu partisi kim?
-Cehape!
–Cehape cumhuriyeti kurmasaydı bu gün bu zamlar olur muydu?
-Olmazdı!
-O halde suçlu ‘Cehape’dir!

Böyle düşününce, mantık “cuk!” diye yerine oturuyor!
Benim terminal nöronlar da rahatlamış oluyor!

CHP Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bu konu ile ilgili bir twitter paylaşımı yapmış.
“Sayın Cumhurbaşkanı keşke şoförü yerine arabasını milletvekili yapsaydı. En azından konuşmazdı” demiş..

Ben daha da geriye gidip bir “kondom” sorgulaması yapmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum!

 

Birisi Cumhurbaşkanını kandırmış olabilir
Açık açık yazıyorum.
Birisi ya da birileri, bilmem kaçıncı kez yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kandırıyor!

Çünkü Erdoğan, çok net bir şekilde elektriğe zam değil indirim yapıldığını sanıyor!

“Onu da nereden çıkardın?” derseniz, buyrun!
Cuma namazı çıkışında gazetecilere konuşan Erdoğan’ın söylediklerinin bir bölümünü kelimesi kelimesine, noktasına dokunmadan aşağıya aldım!
Erdoğan diyor ki:
“..Aslında tabi muhalefetin anlattığı, yaygarasını kopardığı gibi bir durum söz konusu değil. İşte televizyonlara baktığımız zaman Batı’da şu anda elektrik fiyatları nerelerde, doğalgaz fiyatları nerelerde, bizde ise tatamiyle, biz şu anda vatandaşımızı çok daha rahatlatabilmek için elimizden gelen her türlü gayreti yaptık!.. Her türlü indirimi uyguladık, uygulamaya da devam ediyoruz!..”

Bu paragrafta Sayın Cumhurbaşkanımız, açık ve net bir biçimde elektriği ucuzlattıklarını, ucuzlatmaya da devam edeceklerini söylüyor..

Ortalıkta bir prompter ve dolayısıyla promptera aktarılan metinlerin metin yazarından kaynaklanan bir hata gibi bir durum da yok!


Bu elektrik zammı hadisesinin iyi organize edilmiş bir Fetö operasyonu ya da dış güçlerin bir tuzağı olması ihtimalinden huylanıyorum!

 

 

Yeni bir varyant

Acaba insandan insana bulaşan, hafazanallah şöyle bir virüs dolaşımda olabilir mi?
Bulaştığı kişide gerçeklik algısını tersyüz eden, olmamış şeyleri oldu gibi algılatan,

Beyinde, doğrudan  gerçek ile sanal arasındaki geçiş bölgesini belirginleştiren nöronlara saldıran ve onları yok eden, böylece kişiyi sahte bir sanal gerçeklik aleminde yaşatan, onu bu sanal gerçekliğe hücrelerine kadar inandıran bir virüs!


Mesela bu virüs, haliyle grupları ile, televizyonları ile, mekanları, partileri ile birbirinden ayrılmış iki kesimin birinde çok yaygın olarak bulunsun ve bu keskin izolasyon nedeniyle karşıt gruba o denli bulaşmamış olsun!


Sanırım böyle bir virüs var.
Dört harfli, ve tarihte ilk kez Lidyalılarda görülmüş!

 

Kandil meselesi

Yok, öyle PKK, Kandil değil!..
Bu kandil, Kılıçdaroğlu’nun, “Elektrik faturamı ödemiyorum” konulu sivil itaatsizlik eylemini başlattıktan sonra, ‘ömrü yetenesi süre başımızda kalası’ büyük devlet büyüklerimizden Devlet Bahçeli’nin başlattığı ‘kontr sivil itaat’ hareketinin objesi olan kandil!


Bahçeli, faturasını ödemeyecek olan Kılıçdaroğlunun elektriğinin derhal kesilmesi ama yine de karanlıkta kalmaması için kendisine tüm MHP il ve ilçe teşkilatları tarafından manidar bir şekilde kandil göderileceğini açıkladı.
Bu talimat üzerine ilk kandil Rize il teşkilatı tarafından güzelce paketlenerek Kılıçdaroğlu’nun adresine kargolandı.

Merkez ilçeler dahil Türkiye’de 973 ilçe var.
2016 yılında Bahçeli’ye muhalefet eden ve olağanüstü kurultaya gitmek isteğiyle imza topladığı için merkez tarafından kapatılan il ve ilçelerin ne kadarının tekrar açıldığını bilmiyorum.
Ama en azından 900 civarında ilçe teşkilatı olmalı…

Teşkilat disiplini gereği emir telakki etmeleri gereken Bahçeli’nin bu talimatına umarsız kalacak değiller ya!
Bu ilçelerin hepsinin Kılıçdaroğlu’na birer kandil ya da gaz lambası göndermesi durumunda, hatırı sayılır bir mağaza envanteri ortaya çıkacaktır!

Valla, önümüzdeki muhtemel elektrik kesintilerini de hesaba katarsak hiç de fena bir malzeme sayılmaz!

Neden ‘Askıda kandil’ ya da ‘askıda gaz lambası’ şeklinde bir kampanya için iyi bir başlangıç sermayesi olmasın?

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir