LOMBOZ 16 MAYIS 2021 PAZAR

 

Aşılıyım, keyfini çıkarın!

Doğrudan konuya girelim.

Ekonominin acil kana ihtiyacı var. 

Kasada 70 değil 10 cent bile yok!

Neredeyse bütün turist gönderen kaynaklarımız: 

“Geçen yıl bizi kandırdığınız için bu yıl size turist göndermiyoruz!” modunda!..

Ama mücadeleyi de bırakacak değiliz.

Bu anlamda, en üst resmi kanaldan “Turistin gördüğü herkes aşılanacak” denildi!

İş kaldı, bunu turist gönderecek ülkelere duyurup kamuoyu oluşturmaya.

Turizm Bakanlığı’nın hazırlayıp ‘Go Türkiye’ kanalından yayınladığı -ve tepkiler üzerine yayından kaldırdığı- malum tanıtım videosu, çaresizce işte bu kamuoyunu oluşturmayı amaçlıyordu.
Diyelim ki bunları anlıyoruz!

Elbette, o videoda reklam objesi olarak kullanılan personelin yüzünde: “Keyfinize bakın, ben aşılıyım!” yazılı maskeler “sektörü aşıladık” anlamında sembolik olarak kullanılmış bir reklam tasarımıydı.. Belki bütün garsonlara, barmenlere, kat görevlilerine “bu maskeyi takın!” denilecek değildi. 

Hadi bunları da anlıyoruz!

..

Da, aynı anlama gelecek daha zekice bir fikir üretecek adamınız yok muydu kardeşim?
Bu reklam yaklaşımının: “içinden çocuk çıkan karpuzu” bir kent simgesi, meydan heykeli olarak üreten ya da kabul edenden ne farkı var?1
Hayır, ülkenizi müstemleke gibi gösterecek imalar oluşturan, -bu yüzden algısı normal olan- herkesin itiraz ettiği reklam sembolleri dışında bir yöntem bulamıyor musunuz?

Analitik mantık, bir sorunun çözüm tercihlerini oluştururken sorunun kaynağına bakar.

Bu sorunun kaynağında iki temel sıkıntı mevcut: 

Bir: Geçen yıl cümle alemi kandırdınız! Güvenmiyoruz! 

İki: Bu işleri hakikaten hiç bilmiyorsunuz! İletişim modeliniz berbat çalışıyor!

Bu kadar basit!

Bu nedenle artık, ne kendi vatandaşınız ne de yabancı ülkelerin vatandaşlarının size itimadı kalmış!
Hem yönetimde, hem üretimde bilimden feyz almadığınız için sürekli duvara tosluyorsunuz!

 

Gelelim Ali Atıf Hoca’nın twitine:

Twitter hesabının tanıtımında kendisini “herşeye muhalifim kardeşim!” cümlesiyle tanıtan reklam profesörü Ali Atıf Bir hoca, kendi hesabından attığı twitte bu reklama hiç de muhalif olmuyor ve diyor ki:
“Bu kampanyada aşağılayıcı hiç birşey yok.. İtiraz edenler ya cahil ya da müzmin muhalif.. Türkiye turizmde ikna edici bir şeyler yapamazsa hep birlikte iflas edeceğiz. Turisti Türkiye’ye çekmek için bundan daha iyi bir kampanya düşünemiyorum”

Sevgili hocam!

Ben bu reklama “itiraz eden bir cahil ve işi gereği bir müzmin muhalif olarak” daha iyi bir kampanya söyleyeyim de siz yine “düşünememeye” devam edin.
Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi bilimsel yaklaşım bir sorunu çözmeye girişirken önce nedenlerine bakar..
Mesela havuz taşıyor ise duvarları yükseltmeye girişmeden önce basit bir hareketle musluğu kapatır!

Keşke öyle diyeceğine: “açıklıktan, dürüstlükten” daha iyi kampanya düşünemiyorum” deseydiniz;

Keşke öyle diyeceğine: bunun için en güzel kampanya içeride ve dışarıda bu değiştirilemez kötü algıyı oluşturmuş hükümetin topluca istifa etmesidir” diyebilseydiniz bir profesör olarak daha yakışıklı olmaz mıydı?
Çünkü memleketçe “vaziyeti” kurtaracak tek kampanya bu!

İşine gelince toplumun sağduyusuna methiyeler düzüp, gelmeyince de “cahiller” yaftasını yapıştırmayı sizden görmek ne kadar üzücü!

Bakanlığın bile kusurunu anlayıp, hemen yayından çektiği videoyu hala “daha iyisini düşünemiyorum” cümlesiyle savunabilmek için şöyle sağ elinizin işaret parmağı ve baş parmağı arasına aldığınız kırarmış sakallarınızı sıvazlayarak aşırı “duygusal” takılmak lazım!

 

19 Mayıs Kuş Cenneti’nde son durum

Samsun 19 Mayıs Kuş Cenneti sınırları içerisinde 36 endemik ve göçmen kuş türünün koruma altındaki Galeriç Su Basar ormanlarını artık su basmadığını. Çünkü oraya düğün tesisi yapıldığını;
Daha öncesinde, Allı turnaların üreme alanına komşu, denizbisikletleri ve bungalovları ile Pideci tesisin yapıldığını;

Bölgenin denize yakın kumsal bölümünde göçmen kuşların yuva yaptığı gogo sazlığının 50 dönümünün ilginç bir yangınla yok olduğunu;

Bu mavi bayraklı attın kumsala Katarlılar ya da öyle birileriyle birlikte bir otel planlandığı dedikodularının dolaştığını;

Ramsar sözleşmesi ile korunan, halen Unesco Dünya Mirası listesine aday, -normalde 

çivi çakılması yasak olan- bu bölgenin bir bölümünde, iki yıl önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile imar durumunun da değişikliğe gidildiğini;

Bölgeye açilen sahip çıkılması gerektiğini Gazete Pencere’de yazmıştık.

Hem bu yazılarımız hem de “Cennetin fotoğrafçısı” Hasan Aktürk’ün fotoğrafları ve girişimleri ile CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu konuyu meclis kürsüsüne taşıdı, İyi Parti Milletvekili Erhan Usta da yazılı bir soru önergesi verdi.


Ancak henüz Delta’da, projelerden vazgeçilmiş gibi bir görüntü yok!
Düğün tesisi çevresinde, “düğün kutlayanlara tehlike oluşturmaması için” yıkılan ağaçlar bunun göstergesi.
Milletvekilleri Sayın Hancıoğlu ve Sayın Usta’nın konuyu takip edecekleri konusunda kuşku yok. 


Ancak asıl çözüm, önceki yönetimler tarafından önemli bir aşamaya getirilmiş bu eşsiz tabiat parkına Samsunlular’ın sahip çıkmaları..
Endemik kuşların türlerinin yok olması, göçmen kuşların da tercihlerini değiştirmelerinden sonra “ah, vah etmenin” bir manası kalmayacak.

 

Sedat Peker de mi kandırdı?
İki güç kıyasıya çatışıyor.
Ağız burun girmişler!
Ancak nasıl beceriyorlar ise her ikisi de asıl çamuru, çevrede bu çatışmayı seyredenlere fırlatıyor! Kendi üzerlerinde zerre miskal toz, kir yok! Yüzlerinde çizik yok!
Gerçi Sedat Peker, “günahım yok diyemem!” diyerek bir miktar sorumluluk üstleniyor ama.. Diğerleri pirüpak!

Bu arkadaşlara, bizim de gördüğümüz somut bir olgu üzerinden bir soru soralım, diyelim ki hepsi yalan: 

Size bir takım ağır suçlamalarda bulunan, kendisini “pislik ve suç örgütü lideri” olarak tanımladığınız kişi; Cumhur İttifakı adına il il dolaşıp, ittifakın organizasyon şemsiyesi altında, bir eliyle rabia, bir eliyle bozkurt işareti yaparak mitingler tertip ederken gözleriniz neyle bağlıydı ki bu kirleri görmediniz?

Bilimde tek bir hatalı işaret tüm sistemin yanlış olduğunu kanıtlar. 

Affı yoktur!
Misal, Genetik dizilimde, ilk hatalı nükleik asiti bulduğunuzda gerisini taramaya gerek kalmaz. Çünkü zaten tüm sıralama değişmiştir.

Biz siyasette bunun örneğini o kadar çok gördük ki, 

15 yıl önce gömüldüğü iddia edilen silahların bir hafta önceki gazete kağıdına sarılmış halde bulundukları anda aslında “Ergenekon kumpası” çökmüştü.

Salt bu tek soru işareti bile medeni ülkelerde değil bir bakanı bir hükümeti düşürür!

Bizde ise, çamur seyredenlerden başkasına değmiyor!

Yine “dilimiz sürçmüş, beynimiz sürçmüş, yanılmışız, aldatılmışız, kandırılmışız!” dersiniz

Abi valla bıktık sizin bu kandırılmalarınızdan!

Helallik

Cumhurbaşkanı, kepenkleri kapatmış, belediyelerin gıda yardımlarına muhtaç hale gelmiş esnaftan helallik istiyor.

Helalliği nereden istiyor?

Marmaris, okluk koyundaki sadece iskelesi bile 170 metre uzunluğundaki yazlık saraydan!


Bir yazlığın iskelesi neden 170 metre olur?
“Şöyle yürürüz, gider gelir iyotlu bir deniz havası alırız” diye değil!
100 metrenin üzerindeki tekneler de yanaşabilsin diye!
E, helal olsun valla!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir