LOMBOZ 25 ŞUBAT 2022 CUMA

Ukrayna krizinin en hakiki nedeni!

Ben söyleyeyim:
Ukrayna ile Rusya’nın arasını nasıl becerdiyse bizim Emrah bozdu.
Ukrayna’da Havalimanı inşaa eden ünlü bir Türk inşaat şirketinde mühendis olarak çalışıyordu bizim Emrah.

İki yıldan fazla Ukrayna’da kaldı.. 

Havalimanı inşaatı bitince Türkiye’ye döndü.
İşte ne olduysa tam Emrah Türkiye’ye döndükten sonra oldu.
Ukrayna’da bir iç karışıklık çıktı.
Millet birbirine girdi.
İşte ‘Turuncu devrim’ denilen olay o sırada gerçekleşti.

Aynı şey Libya’da da olmuştu..
Bizim Emrah, Kaddafi zamanında, Libya’nın çöl bölgesinde bir büyük kanal projesinde mühendislik yapıyordu.
Bunalıp Türkiye’ye dönmeye karar verdi ve döndü.
Sen misin dönen?
Hemen peşinden ortalık karıştı.
Libya işgal edildi.
Kaddafi’yi petrol borusunda saklanırken yakalayıp öldürdüler.

Şimdi ne alakası var? dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Şöyle bir alakası var!

Bir haftadır, ‘yandaş’ı ‘candaş’ı envai çeşit televizyon kanalını dolaşıp hepsinde aynı konuyu izliyorum. Hepsinde başlık aynı:
“Ukrayna’da ne oluyor?”

Anlamaya çalışıyorum!

Akademik strateji uzmanları konuşuyor!..

Askeri strateji uzmanları konuşuyor!..
Siyasi bilirkişiler, uluslararası güvenlik uzmanları, eski dışişleri ileri gelenleri konuşuyor…

Ben anlamaya çalışıyorum..


Putin konuşuyor, Biden konuşuyor, Zelinsky konuşuyor, Boris konuşuyor ama nafile!

Nato diyorlar, buğday diyorlar, Dinyeper diyorlar, Kırım diyorlar, gaz diyorlar, tuz diyorlar, bez diyorlar!
Bir hafta olmuş, yüzlerce uzman dinlemişim, henüz bırakın ne olduğunu, bu meselede kimin haklı olabilme ihtimali olduğunu bile anlamış değilim!

Her babayiğit yoğurdu farklı bir yerinden yiyor!
Her uzman kendi meşrebinden başka bir şey anlatıyor..
Herkes farklı birşey söylüyor, başka bir yorum yapıyor!..
Her önüne gelen konuşuyor!..


Televizyonda kendi kendine uzman diyen birkaç düzine insan var ama hepsi “uluslararası analiz” başlığı altında başka bir hikaye anlatıyor!


Madem öyle ben de en gerçeğe yakın bulduğum kendi analizimi ortaya koyuyorum!
Üstelik de bir mantık bağı, makul bir örüntüsü var!
Bana göre, anlatılanlar içerisinde en mantıklısı bu:
Evet, Ukrayna krizinin nedeni, tıpkı Libya krizinin de nedeni olan bizim Emrah’tır.

Şimdi ben Emrah’ın paçasına yapışmış, onun Türkiye dışına çıkmasını engellemeye çalışmakla meşgulüm.

Mazallah, adamın terkettiği yer karışıyor!

 

Bunların matematiği böyle

 

Hani ‘Yeliz Bey’ bir tv mülakatında: “benim dedem matematiği icat etmeseydi, Trump Macron’a ‘git şuradan bakkaldan kahvaltılık al da gel deseydi, kahvaltının hesabını ancak duvar kadar bir tahtada yapabilirlerdi!” demişti ya; belli ki AKP’liler, Yeliz Bey’in dedesinin icat ettiği matematiği kullanıyor!

İçişleri Bakanı Sayın Soylu; Türkiye sınırları içerisinde toplam 160 terörist kaldığını, ve bunların da 550’sinin İBB’de işe alındığını iddia ederken kullandığı matematik elbette Yeliz Bey’in dedesinin matematiği idi.

AKP Grup Başkan Vekili Akbaşoğlu’na da, Almanya’daki enflasyonun yüzde 1’den,  yüzde 7’ye çıktığında oradaki fiyatların 7 kat artacağını, Türkiye’de ise yüzde 20’den yüzde 50’ye çıktığında buradaki fiyatların 2 kat artacağını -sunucunun “rezil olursunuz!” uyarılarına rağmen- ısrarla savunduran matematik de Yeliz Bey’in dedesinin matematiği idi.

“Ben ekonomistim!” diye hançeresini paralayan Reyiz’in, “Faizi düşürürsek enflasyon düşer!” önermesinde olağanüstü bir ısrarla direnip, defaatle aynı formülü uygulayarak hem faizi hem de enflasyonu tarihi zirvelere taşıması da aynı dedenin tedrisatından geçmiş olmaktan kaynaklanmıyor muydu?

 

Peki bu matematik yanılsamaların sebebi ne?

Cevabı basit!
Çünkü aldığı tedrisat nedeniyle “gerçek bir siyasal islamcının” zihni sayısal çalışmaz!

Para sayma dışındaki sayısal işlemlerde çuvallar!

Siyasal islamcı zihin, mühendis olur ama mucit olamaz!
Zira sorgulamayı günah sayar! Misal, kapıya ‘Uzay Ajansı’ tabelasını asıp, çay makinesi ile servis minibüsünü denkleştirince aya sert iniş yapabileceğini sanır! Hatta ‘asronot’ kelimesi yerine bir Türkçe isim buldu mu, kendini aya gitmiş varsayar!

Doktor olur, hastahane sahibi olur, sağlık bakanı olur ama misal Covit-19 nedeniyle ölenleri bir gün bile doğru sayamaz!
Mimar olur, bina yapar, koca Süleymaniye’nin önünü kapatır.. “Bizim buradan bakınca net görülüyor!” der.

Asker olur, hatta ite kaka general olur, ama akşam saat dokuz’da, millet işinden evine dönerken darbe yapmaya kalkışır!

Benim anlamadığım; 

6’yı ters çevirince 9 olduğunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Grup kürsüsünde kanıtlayan;
Altı olunca CHP’nin 6 ok’u, dokuz olunca ise MHP’nin dokuz ışığı ile ilintilendirmek gibi

dahiyane bir tespiti yapma kabiliyetine sahip; performansını daha önce ilan ettiği, kırkla başlayan sayılı beyanlarından bildiğimiz bir büyük matematik filozofunun, bu aritmetik fukaralarıyla ne işi olduğu?

Sahi Başbuğum!
Bırakın artık bu hesapsızlara arka çıkmayı yahu!

 

 

Yancı

69 mevzusu ile Bahçeli’yi anınca aklıma geldi.


Yancılık, Anadolu kahvehane kültüründe bir müessesedir.

Yancılar, oyun oynanan masadaki -genellikle oyunlarda güçlü olduğu tescilli- oyunculardan birinin yanına ilişir. Çünkü kazanan oyuncu, daha rahat ısmarlar… 

Embed olduğu oyuncunun kahveciye, “bak abime!” komutuyla  başlayan bir akış içerisinde yer, içer beş kuruş para vermeden gününü gün edip akşamı yapar.


Yancı, asla oyun oynamaz!

Nadiren, acil işi çıkan ya da sıkışıp tuvalete kalkan bir oyuncunun yerine, oyunun duraklamasını veya dağılmasını önlemek amacıyla geçici bir süre oturur o kadar!
Oyunu kaybetme ve hesap ödeme riski nedeniyle bu aciliyetler dışında kendi iradesi ile kesinlikle oyuna oturmaz.
Kaldı ki yancının, mecbur kalınca dahil olduğu oyunlarda hesap ödeme sorumluluğu yoktur!

Hem, oynayan oynamayan, gelmiş geçmiş bütün oyuncuları eleştirir, hem yenilme ve dolayısıyla hesap ödeme riski taşımaz.

Ez cümle ‘yancılık’ güzeldir.

Bahçeli’nin, kendi siyaset tarihi içerisinde, başbakanlık ya da cumhurbaşkanlığı koltuğuna göz koyduğunu; bu yolda bir beyanatta bulunduğunu; “Been başbakan olunca şöyle yapacağııım!.. Böyle yapacağııım!“ gibi bir söylev çektiğini hiç duydunuz mu?

Ben duymadım!

Aksine, “…bizim başbakan adayımız Sayın Ecevit, bizim başbakan adayımız Tayyip Bey, bizim cumhurbaşkanı adayımız Sayın Erdoğan…” cümlelerini hep duyduk!

Neden?

Çünkü Bahçeli akıllı adam!

Yancılığın ferasetini çözmüş.
Yancılık felsefesi ile nefsini marine etmiş. (Karadeniz’de marine etmeye ‘piceltmek’ derler de ben keferecesini kullanayım, yanlış anlaşılmasın!) 

Bahçeli, görmüş-geçirmiş, bu felsefede inkişaf etmiş, yolunda ölmenin varmaktan daha değerli olduğunu herkesten evvel fark etmiş!
Öyle ya, insan denilen ‘garip bende’nin kaç günlük ömrü var?
Değer mi?

E, madem bu kadar girdik, konuyu ‘bizim Janet’ten bir fıkra ile pekiştirelim, kaçacak yerimiz kalmasın!..

Öğretmen derste Aliye sorar

“Büyüyünce ne olmak istersin?”

Ali cevap verir.

“Öğretmenim, ben çok zengin olmak isterim, avradıma ayrı kendimi ayrı araba almak isterim. Avradıma ayrı kendime ayrı ev almak isterim. Avradım altınlarla, elmaslarla, incilerle, oyuncakla oynar gibi oynasın isterim!”
“Avradıma ipek elbise, avradıma burma bilezik, avradıma şöyle, avradıma böyle…“ Öğretmen, kendi sınıfında böyle bir paragözün yetişiyor olmasının çaresiz hicranı ile biraz burulur!
Ali’ye “Tamam, kes, otur!” der. 

Bir umut, aynı soruyu bir kız çocuğuna sorup ferahlamak ister!.
Bu kez yan sıradaki Fatma’yı kaldırır:  

“Kızım söyle bakalım, sen büyüyünce ne olmak istersin?
Fatma tereddütsüz cevap verir; 

“Valla, Ali’nin avradı olayım bana yeter!”

 

Ortaya Karışık
“Her an Yemeksepeti’ni gitarla basabilirim. ‘Haluk abiniz geldi ulan, ne oluyor, şu işi çözelim’ demeyi düşünüyorum.”

Haluk Levent / Sanatçı-Ahbap Derneği Başkanı

“Ben işçilerle konuşuyorum. Büyük işyerleri çalışanlarına Çin yemeği yediriyor. Öğle yemeği için verdikleri para sadece üzerine sıcak su dökerek noodle yemelerine yetiyor. Çalışanlar için artık domates-peynir bile lüks!”

Barış Terkoğlu / Gazeteci

Montrö, Türkiye Cumhuriyetinin en önemli kalelerinden biridir. Bu kriz Montrö’nün ne kadar titizlikle korunması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Merdan Yanardağ/ Gazeteci

Rusya – Ukrayna krizinde Türkiye’nin durumu Ukrayna’dan daha kritik! 

Savaşın merkezi olan Ukrayna Türkiye’den daha iyi durumda!..
Mustafa Hoş/ Gazeteci

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir