Lomboz 27 Mart 2020 Cuma

27 MART Cuma – LOMBOZ

Sektörünü düşün(e)meyen bakan olur mu?

İş hayatının hiç bir kesimi iyi durumda değil ama turizmci perişan durumda.

Değil virüs, -evlerden ırak- göktaşı çarpsa bu kadar olurdu.

Daha Wuhan’dan ilk haber geldiğinde önce kimin fermanının yazıldığı, sephaya önce kimin çıkacağı belli olmuştu.

Turizmci deyince, sadece işletme olarak düşünmeyin. Bu sektörde sezonluk çalışan sayısı 1,5 milyonun üzerinde.

Sezonluk deyince sandığınız gibi değil. Çoğu profesyonel. Geçen yıl da aynı iş yerinde aynı işte çalışmış, işi öğrenmiş, kimisi belge, sertifika almış, okul okumuş insanlar.

Özellikle konaklama ve yerel tur operasyonları yapan işletmelerin çoğu kışın kapalıdır. Antalya’da bu oran %70 iken örneğin Alanya’da %90’ı bulur. Tatile gittiğimiz tesislerde, yazın harıl harıl koştururken gördüğümüz çalışanların hemen hemen tamamı kışın işsizdir.

Günübirlik işlerle gün geçirerek ya da gelecek sezon hesabından borçlanarak yazı beklerler.

Her turizm sezonunda, yarısı kayıt dışı, 1.5 milyon eleman işbaşı yapar ve bu personel, sezon sonu, bir dahaki sezon açılışına kadar en az 4-5 ay işsiz kalır. Sezon açılınca çoğu kez aynı iş yeri ile yeniden sözleşme yapar. Hayat devam eder.

Oteller çoğunlukla içinde bulunduğumuz günlerde yaza hazırlık ve istihdamlarını tamamlamış ya da tamamlamaya yakın olurlar.

Oysa bu yıl ne otellerini açabildiler ne de tek bir eleman istihdam ettiler.

Sadece konaklama sektörü değil dışarıdan turist getiren, dışarı turist götüren büyük tur operatörleri yüzlerce çalışanı ile yollarını ayırmak üzere..

Belli ki bu yıl kayıp!

Turizme bağlı çalışan 40’a yakın sektörün hepsi bu durumda olduğu için söyleyecek fazla bir şey yok!

Ancak anlamadığım yer şurası:

Hükümet’in açıkladığı “Kısa Çalışma Ödeneği” neden turizmciler hiç hesaba katılmadan yapılmış?

Diğer koşullar bir yana, bir turizm çalışanının 3 ay destek ödeneği alabilmesi için ‘son 60 gün hizmet akdine tabi olması’ şartı var..

İyi de sektörün fıtratı icabı zaten 1,5 milyon çalışanı 5 aydır işsiz. İşe girişi yeniden yapılacak..

Hangi son 60 gün?..

Sanki devlet turizmcilere: “siz bu işe karışmayın!” demiş.

Hem de Bakan’ı sektörün tam göbeğinden, işi bildiği için atama ile getirilmişken.

Bu memleket, bu iktidar döneminde Hiç tatil yapmadığını övünerek söyleyen bir turizm bakanı da gördü.

Toplantılarda uyuyan bakanı da oldu. Hatta, bizzat turizm beldelerinde “turist ahlakımızı bozuyor gelmesin!” diyen yöneticiler bile gördü. Bu memleket, sezon başında bombalar, kitle katliamları, bizzat turistlere yönelik saldırılar gördü.

Domuz gripleri, kuş gripleri, darbeler, askeri harekatlar, bir gecede, %8’den, %18’e çıkan KDV’ler, içki yasakları gördü.

Ama turizm hep yükseldi..

Bu yılın ilk iki ayında da, geçen yıla göre %7,4 artarak  3 milyon 520 bin turist geldi.

Sonra malum tık diye bitti!.

Yani bu yıl turizm patlayacaktı. Başka türlü patladı!

Üstüne bir tokat da kendi bakanından yemek üzere!..

———

‘Efendi Bakan’ diyor ki:

“Herkes kendi olağanüstü hal’ini kendisi uygulasın!”

Ne kadar demokratça bir yaklaşım değil mi?

“Kendi sokağa çıkma yasağını kendin uygula!..” Yasağı delersen de kendi kendini tokatla!..

Kendi işine devleti bulaştırma!.. Devletin eli ağırdır!

Geçmiş tecrübelerimizden bildiğimiz kadarıyla, olağanüstü hal’e bunca meyyal bir iktidar, bu sefer neden uygulamayı kendisi yapmıyor da topu vatandaşa atıyor.

El cevap, iki sebebi var!

Bir: Gerek yok ki abisi!

İktidarın olağanüstü hal ile yapıp da şimdi yapamadığı ne var?

  • Doğal Koruma Alanları’nı, yaylaları imara mı açamıyor?
  • İstediği muhalif gazeteciyi yakasından tutup içeri atmakta bir sıkıntısı mı var?
  • Kanal İstanbul ihalesi mi yapamıyor?
  • Geçilmeyen köprüler için yandaş müteahhitlere aktarımda bir sorun mu var?
  • Merkez Bankası’na mı söz geçiremiyor?
  • İstediği belediyeye kayyum mu atayamıyor?
  • Tacizciyi, tecavüzcüyü, uyuşturucu kaçakçısını af kapsamına mı alamıyor? (Neyseki büyük tepki üzerine bundan vazgeçilecek gibi)

İki: Olağan üstü hal’i hükümet ilan eder ve sokağa çıkma yasağını hükümet uygular ise işe gidemeyen her çalışana iş kaybını tazmin etme hukuku doğar.. En azından makul bir devletten beklenen bu!

Neden başına böyle bir işi alsın ki? Ver yetkiyi kendisine, bitsin gitsin!

——

Dizi yok diye dizimizi dövmeyelim!

Tam da herkesin evde, televizyon ve bilgisayar başında olduğu bir zorunlu dönemde dizi sektörü dizi çekimlerini durdurdu.

Tv’lerde yayınlanan 40 civarındaki dizinin çoğunun erken sezon finali yapacağı konuşuluyor.

Hatta önemli bir kısmı çekimlere ara vermiş durumda. Mesela, Bir Annenin Günahı, Savaşçı, Mucize Doktor, Hekimoğlu, Babil, Çukur gibi dizilerin stoklu olanları bir iki bölüm daha yayınlanacak.. Yapım firmaları yeni çekim yapmayacaklarını internet sitelerinden yayınlamaya başladılar..

Şu halde iş yine vatandaşa düşüyor.

“Kendi dizini kendin çek!”

Sosyal medyaya bakarsan, ya youtuber sayısında bir patlama var, ya da paylaşan sayısının geometrik artışı nedeniyle hissedilen etki bu şiddette!..

Saç saça baş başa kavga eden karı-kocalardan, karısını döven dedelere kadar, kimi kurgu kimi gerçek, ama dizileri aratmayacak görüntüler youtube’da mevcut!..

Yeni nesil telefonların üst modellerinin, bir iki aksesuar ve aplikasyon ile bir jimmy Jib kamera ve bir montaj stüdyosu haline gelebildiği düşünülürse önümüzdeki bir kaç ay boyunca, damardan yerli dizi sıkıntısı çekmeyeceğimiz ortada..

Yalnız yeni mahalli ve apachi yönetmenlere bir çift sözüm var!

Aman ha! sosyal medyaya vermeden önce ne çektiğinize, ne söylediğinize dikkat edin!

65 yaş üstü amcayı sıkıştıran ve toplumu bir anda “Çıkmasınlar canım dışarı, ne işleri var!”  noktasından “65 yaş üstündekiler neden hor görülüyor!”  noktasına getiren yeni nesil yönetmen kardeşimiz biliyorsunuz, İhsan Amca’yı eziklemek suçundan karakola çekildi. Ayağına elektronik pranga bağlanarak iki hafta ev hapsi ve evine yakın huzurevini ziyaret cezası verildi.

Youtube’nin RTÜK’ü yok! diye düşünmeyin.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir