Mühim Hatıralarım 22 Mart Pazar

 

MUHİM HATIRALARIM

MUHİM HATIRALARIM

Alkış derken Gezi’ye gelmeyelim!

Tembih ettim. Külliye’ye kargocu bile sokmuyorum. Kimseye güvenim yok.

Zira bu korona denilen illet o kadar ufak ki, Orhangazi Tıp’tan fahri doktoram olması hasebiyle bir miktar biliyorum. Şişe dibi camlı gözlüğün olsa, bu musibetleri göremezsin. Belli bir yaşın üzerindekilere affı da yok. Sen denizi geç, gel derede boğul!

Ellerimi kolonya ile ovalamaktan bitap düştüm. Allahtan kolonya sıkıntımız yok!

-Kimsenin evinden dışarı çıkmaması bir nevi iyi.. En azından “Gezi olayı” gibi bir risk yok. Millet sağlık çalışanlarını alkışlayalım demiş.
Kendi kendime;
“Bunda bişey yok! Çıkın balkona, pencereye, alkışlıyor musunuz, o acayip tesis dansından mı yapıyorsunuz! Ne yaparsanız yapın!” dedim ama sonra da huylandım. “Bunlar alkış malkış derken gaza gelip sokaklara inerlerse!” diye düşündüm. Gezi’den önce de böyle balkonlardan tava, tencere çalmamışlar mıydı?.. Haydaa! buyur bakalım!..
Aldı beni bir vesvese!
Öte yandan, Külliye’ye bile gitmiyorum. Toplantı yapmıyorum. Kendimi Kısıklı’ya kapadım. Sosyal mesafeye bir metre, siyasal mesafeye sen de yüz metre katmışım. Konutun bahçesine bile kimseyi almıyorum neredeyse..

Aradım Mehmet ile İbrahim’i; ”tele konferans yapın, mühim bir hadise var!” dedim. Mevzuyu anlattım.

İbrahim, “Biz arkadaşlarla istişare edelim. Bir hal çaresi buluruz!” dedi.

Bir saat kadar sonra beni aradı.. “Bulduk!” dedi.. Meraktayım tabi!.
“Ne buldunuz?” diye sordum!

“Efendim, bu akşam balkona çıkıp yengeyle birlikte siz de alkış yapın, biz televizyonları çağıralım. Akşam haberlerinde çıksın. Sorun kendiliğinden çözülür! Gitgide süner!” dedi.

Çıktık alkışladık dediği gibi..Bakalım ne olacak?!

Yalnız, bu çocuk problem mi çözüyor, bana mı çakmaya çalışıyor? Bir netleştirebilsem, ne yapacağımı biliyorum onun o İngilizce konuşan çenesine..

Fakat laf aramızda öyle bir hakim ki kefere lisanına, yabancı misyon toplantılarında, o kara yağız İspirli tipini görmesen Aha, İngiliz lordu konuşuyor, şimdi de parmağını şıklatacak sanırsın!..

Bir özeleştiri!

Tebdili kıyafet edip vatandaşın korona ile ilgili durumunu tespit edeyim dedim. İyi fikir değilmiş. Virüse karşı ‘kıyafet tebdilinin’ bir anlamı yokmuş tabiyatıylan. Külliyen vazgeçtim.

Külliyen deyince aklıma geldi. Külliye’de bütün odaları dezenfekte edin, öyle döneyim dedim. Üç gün oldu.
Daha yarısı bile bitmemiş.
Bir özeleştiride bulunmak icabederse bu durumu da öngöremedik tabi..
Yoksa bu kadar çok odalı bir yer yaptırmanın manası yoktu.
Yine kandırıldık desem olmayacak. Zira fikir benim!..
Bu defa, kendi kendini kandıran sensin diyecekler!..
Bir o kalmıştı zaten.

Uçak biletinde KDV’yi neden düşürdük?

İnsanlar da duyarlı olacak. Sadece bizim yöneticiler olarak duyarlı olmamız bir şey ifade etmiyor.

Korona destek paketi açıkladık. Amaç vatandaşa hizmet. Bunun ötesi var mı?

Misal bu sıkıntılı dönemde uçak biletindeki KDV’yi yüzde bire çektik. Sebep ne? Sebep şu!

Şöyle söyleyeyim.. Eee.. Şey!.. Sebep şu ki!..

Bir dakika!.. Tünele gi..  Yok telefon çaldı!..

Evet sevgili günlük! Nerede kalmıştık? Ha!.. Destek paketini tarihe not düşüyordum..

Paketin ikinci önemli unsuru ev satın almak için çekilen kredi oranını yüzde seksenden yüzde doksana çıkardık.
Korona nedeniyle dışarı çıkıp satılık ev arayacak değilsiniz tabiyatıylan.
Diyelim ki eş dost haber verdi.. Veya internetten, misal 100 bin TL’ye bir ev buldunuz..
Krediye de uygun!
Bankaya gidiyorsunuz, banka size eskiden 80 bin TL kredi verirken şimdi 90 bin TL kredi verecek. Cebinizden üste yirmi yerine on bin çıkacak!..
Güzel değil mi? Güzel!.
On bin TL daha fazla kredi almış oluyorsunuz..

Bazı gafiller diyor ki; “Bunun korona ile ne ilgisi var? Bunun batan müteahhitleri kurtarmak için yapıyorsunuz!”

Peki ben de soruyorum! Müteahhit korona olmaz diye bir ayet mi var? Ayrıca koronadan korunmanın en önemli unsuru nedir? Evden çıkmamak! Peki ben şimdi tekrar soruyorum! Senin bir evin yok ise evden çıkmama uyarısına nasıl riayet edeceksin? Allah bunlara akıl fikir versin!..

Pakette emeklilerin bayram ikramiyelerini bir ay öne çektik. Az şey mi? Şimdi de diyorlar ki:
“Erken verince para da erken bitecek. Biz bayramda torunlara ne dağıtacağız?”
“E kardeşim! Koy bir kenara, harcama! Bayram gelince ver torununa mı vereceksin, komşunun çocuğuna mı dağıtacaksın.. “ diyorum!..
“O zaman da bir ay erken vermenin ne manası kaldı?” diyor.
Devlet ricalinde, her şeye de mantık çerçevesinde bakmak doğru değil demek ki!
Bazen “adaam sen de!” demeyi de bilmek lazım!

Meclis etkisiz değildir

Yüce Meclisin, bu kaotik atmosferde açık olmaması iyi.
“Meclisin etkisi kalmadı!” diyorlar ya! Buyrun ben izah edeyim!.. Mecliste bir tek koronalı olsa inan olsun, daha ikinci gün 650 kişi bunu birbirine bulaştırır.
Nihayet son oturumda gördük! Resmen birbirini ısırıyorlar. Biz hafif bir okşayın dedik!.. Isırmak ne?
Tutanaklara ısırmalar, tırmalamalar geçiyor. Hadi sıra kapaklarını vurdun! Isırmak niye?

Gerçi şahsıma hakaret ederek “bilmem ne” diyen adamı bizzat ısırsınlar. Ona da bir şey dememem lazım ama görüntü iyi değil. Biz devlette itibardan tasarruf olmaz diyoruz. Adam ısırıyor!.
Bu korona denilen illet ısırıktan da geçiyor. Hem ısırana, hem de velev ki ısırdığı şahısta var ise ısırılana geçiyor.
O da bir nevi temas.
Bu bizim bilim kuruluna telefon etmek suretiyle sordum. Hakikat böyle!
Şimdi diyelim ki bu 650 kişi, ısırarak tepişerek birbirine bulaştırdı.
Sekreteri, basını, görevlisi sen buna üç bin de!..
Akşam evde hanımları çocukları derken çarpan etkisini de hesap et!
Sen etkiyi gör o zaman!..
E, hani Meclis etkisizdi?!

Telefondan sirayet etmediği malum

Bir de, ben bu yabancı zevat ile artık telefonla görüşüyorum ya! Dillerini anlamam etmem.
Tercüman aracılığı ile görüşüyorum elbette.
Telefondan sirayet etmediğini biliyoruz.
Fakat bu sefer benim bu tercümanlar ağzımın içinde.
Buna bir çare bulmak lazım!
Bekiri bilirsiniz!
Hani bu tavuk eti zehirli mi değil mi diye bir düzenek kurmuştu ya makamda. Bir düzenek de bu korona için kur bakalım demek için aradım!

Evdeyiz, meşgale lazım. Latife olsun diye takılacağım.
Neyse, aradım bunu.. Ne deseler beğenirsin?
Hastaneye test yaptırmaya gitmiş. “Niye, hayırdır?” diye sordum.
Düzenek kurmaya kalkmış gerçekten de!
Düzeneğe virüs bulaştırmak için birkaç kaçak ümreciyi getirtip öksürtmüş.
Ama kendisi kapmış virüsü..
Durduk yerde icat çıkarmamak lazım.

Erzurumdan gelen üç ton dut pekmezini evin çevresindeki vatandaşa dağıttırdım.
Uçakta “Ben her sabah bir kaşık yerim! Virüs’e iyi gelir!” dedim diye kamyonla göndermiş mübarek adamlar.
Virüse iyi gelir dediysek, belki virüse de iyi gelir!.. Yani virüs de dut pekmezini seviyor olabilir!
Öte yandan, biliyoruz ki Erzurum serhat şehri.  Yani İran’a yakın. Zaten “serhat” ne demek? Sınır demek. İran kavrulmuş gidiyor..
Ben bu pekmezi nasıl yiyeyim tek başıma.. Tek kaşık almadım..
Dağıttım gitti kapış kapış. Birer paket çay da attım yanında yine..

“Serhat” dedim de Aklıma geldi.. Bu bizim Tansu Hanım, vaktiyle başbakan filanken, miting için gittiği her şehirde, kürsüye çıkıp “Eey Serhat Şehri Konya!, Eey serhat şehri Adıyaman!” diye başlardı konuşmaya..
Çok gülerdik.
Serhat’ı ne sanıyorsa artık!..
Neyse, Yine de fazla gömmek istemem. Zira bu kesintisiz iktidarı biraz da ‘o serinin’ bu engin zeka ve yeteneğine borçluyum.

Korona affı konusu

Korona destek paketinin bir parçası olarak bu ceza evlerindeki bazı tutuklu ve hükümlüleri salacağız ama duydum ki bazıları çıkmak istemiyorlarmış!..
“Dışarıda hastalık var, işsizlik var, adaletsizlik var, adam kayırmacılık var, şimdilik burası daha güvenli!” diyorlarmış.
Öyle ya cezaevinde ekmek elden su gölden. Her gün somon füme yemiyorlarsa da açlıktan ölen yok!.. (Bir bu grup yorumcular hariç tabi.. Onlar da zaman zaman grev yapıp kendileri yemiyor!)

Neyse! Demişler ki “Bizi dışarı salmayın! Dışarıdan buraya koronalı adam getirmeyin yeter!..“

Yani suç işleyeni, koronası varsa içeri tıkmayalım mı?
Öyle şey mi olur? Yarın bu malum gazetecilerin hepsi para yalayıp korona pozitif testi alır. Benim tepeme çıkarlar!
Ben şimdi buna ne reaksiyon vereyim bilemedim!
Bizim danışman taifesine atayım topu.. Bakalım ne çıkacak!..

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir