LOMBOZ 5 Temmuz 2020 Pazar

Lomboz 5 Temmuz PAZAR 2020

———-

 

Metin Feyzioğlu’na ne oldu?

Enver Aysever bu soruyu Halk Tv’de, ‘Düşünelim’ programına konuk olan CHP Sözcüsü Engin Altay‘a sordu.

Aysever: “Feyzioğlu’nun, CHP kurultayında, delegeden en fazla oy almış bir geçmişi de var. CHP Genel Başkanlığı hedefi de var idi. Ona ne oldu?” diye sordu..

Altay, özetle şöyle cevap verdi. “Biz Feyzioğlu ile birlikte Parti Meclisi üyeliği yaptık. CHP delegeleri ona önemli bir jest yaptı. En yüksek oyu verdi. Ama hani Covit’te mutasyondan söz ediyoruz ya, Feyzioğlu’da tıpkı Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Devlet Bahçeli gibi mutasyon geçirdi. Beyni ve beklentileri değişti.. Sebebini bilmiyorum. Burayı bir gıybet mekanına çevirmek istemem.  Egolarına, kaprislerine yenilmiş olabilir. 

Birliklerinin başkanı olduğu seksen Baro’nun başkanlarının kendisine sırtlarını dönmelerinibu mutasyonu ile sağlamıştır.” dedi ve konuyu ‘Hırs’ vurgusu ile bağlayarak devam etti: 

“Hırslı ve iddialı bir arkadaştı.. Bakın azimli demiyorum. Hırslı diyorum! Keşke Azimli olsaydı.. 

Hırs başa karar eyleyince akıl baştan firar eylermiş!” diye bitirdi.


‘Azimli’ olmak ya da ‘Hırslı’ olmak!..

İşte bütün soru bu!

 

Mim!

  • Berat Albayrak’ın ailesine bir kişi tarafından yapılan çirkin küfür sosyal medyadan yapıldı.
    Ama bu saldırıya tepki gösteren milyonlarca kişinin mesajını ve varlığını da yine sosyal medyadan izledik!
  • Devlet Bahçeli sosyal medyayı protesto için sosyal medya hesaplarını kapattığını açıkladı.
    Ama bu açıklamayı da sosyal medya hesaplarından duyurdu.

O halde, sosyal medyayı “sehpaya” doğru götürmeye çalışırken bir kez daha düşünmek gerekmez mi?

—-

 

Doğru söze ne denir..

Normal’in başına bir sıfat geliyorsa, o artık normal değildir!
‘Yeni Normal’ denilen şey de başka bir anormaldir..

Celal Ülgen / Avukat

—-

 

Ve beklenen mutasyon!..

 

Gazete PENCERE’nin dünkü sayısında umut verici bir haber okuduk.

Haber özetle; Kovid-19’un mutasyon geçirerek, ilk versiyonundan 4 ila 9 kat daha hızlı yayılan fakat hastalık yapma özelliği daha az olan yeni bir mutantını müjdeliyordu.

Aşağıda, ‘salgın’ın başlangıç dönemlerinde bu köşede yayınlanan
“Ve virüs kendi kendisinin aşısı haline gelir!”  

başlıklı yazıdan bir alıntı yapıyorum.


“…Evrim böyle işler.

Konaktan konağa geçerken trilyonlarca kez kopyalanan ve milyonlarca kopyalanma hatasına, yani mutasyona maruz kalan kopyalardan birinde öyle bir yerde değişiklik meydana gelir ki, ‘bulaşma yeteneği daha yüksek ama hasta etme yeteneği bozulmuş bir mutant ortaya çıkar..

Bu, bulaşma yeteneği yüksek mutant haliyle diğer versiyonlardan çok daha hızlı yayılır, insanların çoğunu aşılar ve geriden gelen öldürücü versiyonlar insanların hazırlanmış savunmaları tarafından bulaşır bulaşmaz, çoğalamadan yok edilir.

Bu ihtimallerden biridir ve mümkündür.

Ya da çoğu zaman böyle olur!
Benzer şekilde hem bulaşma, hem de öldürme yeteneği yüksek mutantlar da oluşur. Ama onlar çoğunlukla konaklarını yok ettiklerinden yayılma şanslarını da azaltmış olurlar ve yok olurlar.

Evrim; Tanrının nefesi gibi..

Bunu umut edin ama bu olana kadar önlem almayı asla bırakmayın..”

Şimdi de diyorum ki, bu iyi halli mutantı, bir yolunu bulup ülkemize getirelim.
Salalım ortama gitsin!
İşte o zaman sürü bağışıklığı modeline geçebiliriz.
Bu sıkıntıdan bir kaç yıl içerisinde tamamen kurtulabiliriz.
Benimkisi naçizane bir öneri!..
“Saçmalama!” derseniz, altı ay sonra bu yazıdan da alıntı yaparak tekrar okuyanın önüne koyarım!

 

 

—-

 

Terminolojik karışıklık mı, fırsatçılık mı?

 

Netflix sosyal medya değil!..

Netflix bir “PodCast” yayıncısı!

PodCast, Apple’ın, walkman furyasını neredeyse sonlandıran girişimi, Ipod’u piyasaya sürmesi esnasında, Broadcast’den kesip hibrit ederek ürettiği bir isim.

Sonrasında bu işin “Sana yağı” gibi oldu kaldı.
Sadece ses değil, görüntülü yayınlar da PodCast olarak isimlendirilir.
Gelecekte, televizyon yayıncılığının yerini alacağı öngörülen PodCast yayınların, Geleneksel Televizyon yayıncılığından temel farkı, yayını, istediğin zaman ve istediğin yerinden tekrar, üstelik de reklamsız izleyebilmene olanak sağlaması.

Mesela ‘TV+’, yarı PodCast, yarı geleneksel televizyon yayını ile bu gelecek öngörüsüne en yakın yayıncılardan biri. 


Üstelik Netflix, feed ve RSS konusundaki yaklaşımıyla, skalanın ‘televizyon yayıncısı’ tarafına daha yakın duruyor..
O halde, sosyal medya yasağı çıkışında neden hemen Netflix’in de adı zikrediliyor?
Netflix, sosyal medya değil ki!

Bu sorunun cevabını anlamak için Netflix’in kimlerin rakibi olduğuna, hangi tahtları sarsmaya, sallamaya doğru gittiğine bakmak lazım.
Sizce bu tahtları sarsılan ve abonelik ücretlerini gönüllerince arttıramayan televizyon yayıncıları kimler olabilir?

İnsan beyni her şeyi düşünüyor. Saçma sapan çıkışlar, ister istemez sizi bazı “hin” düşüncelere sevkediyor.

Netflix; PayPal ve Booking.com’a daha yakın bir pozisyona konumlandırılıyor olabilir.
Ama kapatmak yerine oturup vergi konusunda düzgün anlaşma yapmak daha anlamlı ve daha kazançlı değil mi? 

..
Sosyal medyayı, Çin gibi, Kuzey Kore gibi kapatabilmeniz için, mutlak hakim bir diktatör olmanız gerekir. Türkiye’de, risk var ise de iş henüz öyle bir noktada değil.

Bu durumda, Türkiye’de sosyal medyanın kolay kolay kapatılamayacağı bilindiğine göre, bu çıkış, sadece, kapatılabilirliği daha mümkün olan Netflix için yapılmış olmasın?


 

 

 

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir