LOMBOZ 26 KASIM 2021 CUMA

On milyar dolar landed!

Birleşik Arap Emirliği Veliaht Prensi valizinde 10 milyar dolar ile yatırıma geldi. 

Getirdigi, getireceği para, hiç kuşkunuz olmasın öncelikle, ödeme zamanı gelen ‘yap işletçi’ müteahhit abilere ilaç olacak.  

Kendilerine bu bahiste, kısaca BAE diyoruz!..

BAE Prensi Türkiye’de yatırım yapacakmış!

Peki yatırımı nedir, Veliaht Prens neye yatırım yapacak? 

Devamını Oku

LOMBOZ 21 KASIM 2021 PAZAR

Enver Aysever’den özür dileyin!

Hatırlarsınız, İzmir Belediyesinin açtığı yazarlık atölyesinde telif ücreti mukabili ders vermek üzere anlaştığı için bir anda doğduğuna pişman edilmiş, üstelik bu işi ihaleyle aldığına yönelik iddialar üzerine, sadece iktidar medyasının ağır puntoları altında çiğnenmekle kalmamış, Cumhuriyet gazetesindeki yazarlık görevine de son verilmişti.


Aysever, telif karşılığı katılımcılara ders verdiğini ancak ihale ile ilgisi olmadığını söylemesine rağmen ‘ağır linç’ten kurtulamamıştı….Sekiz ay sonra, davasını kazandı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Mahkeme kararı ile Aysever’in ihale ile ilgisi olmadığına dair bir açıklama metni yayınladı.
Ama ne çare?
İhale lafı bir kez ortalığa saçılmış, sadece linç yemekle, gazetedeki işinden olmakla kalmamış, tv programlarından bile ‘buharlaştırılmıştı’ Aysever!

Sinesinde açılan yaraya rağmen; birkaç gün önce İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi önünden yaptığı açıklamada özetle, kendisine yapılan çirkin ithamdan aklandığını, buna karşın aleyhine yazan kimseyi dava etmeyeceğini belirtti.

8 ay önce bütün medya olayın üzerinde zıplarken, sonucu bir iki internet yayını dışında gören olmadı!

Demek ki “iktidarı o kadar eleştiriyoruz, en ufak bir şüphede bizden birine de vuralım da adil görünelim” mantığı ile öyle bedava adam harcamamak lazım!

Ben Enver Aysever ile hiç tanışmadım.
Kendisini yazılarından, kitaplarından ve programlarından bilirim.
Aysever’i sevmek ya da sevmemek gibi bir duygum yok!
Oturup bir kadeh rakı içmişliğimiz yok!
İçer mi içmez mi onu da bilmem!
Katıldığım, katılmadığım görüşleri olabilir. Ama başardığı işlerden ötürü kendisine saygım var.
Çünkü biliyorum.. ‘Boyu kadar kitap yazmak’ öyle kolay bir iş değil!..
Devamını Oku

LOMBOZ 19 KASIM 2021

Kısır döngü

Biz yazmaktan çizmekten bıktık. Onlar yapmaktan bıkmadı!
Bu satırları yazarken Merkez Bankası faiz kararını henüz açıklamamıştı..
Ama belli ki yine yapacaklar!
(edit: Açıklandı ve yaptılar yine!)

 

Çünkü Reyiz son grup toplantısında Merkez Bankası’na ayarı verdi. “Faizi savunanlarla beraber olamam, olmam!” dedi.  Yani faizi yükseltmeye kalkarsanız haritadan yer beğenin demeye getirdi. 


Yahu yüksek faizi kim sever?

Ama vücut, mikrobu öldürmek için önce ateşi kırka çıkarır.
Ateşin yarattığı havale ile gitmezsen mikroptan kurtulursun!

Devamını Oku

LOMBOZ 14KASIM 2021 PAZAR

Afgan Afganisi

Tabi ki gündemi ‘şehit yakınına küfür’e kitlemeye çalışacaksınız!

Tabi ki gündemi ‘CeHaPe kapatılsın’a kitlemeye çalışacaksınız?

Nedeni açık!

Misal; Afganistan ekonomisi ile Türkiye ekonomisi kıyaslanabilir mi?
“Ne alaka?” diyeceksiniz!

Ama kazın ayağı öyle değil!

Devamını Oku

LOMBOZ 12KASIM 2021 CUMA

CHP Kapatılmalı!

Milenyum öncesinin ve sonrasının ünlü büyük Türk fikir büyüklerinin en büyüklerinden üstad Mehmet Barlas, giderayak, yanaklarından makas alarak, hükümete son suflesini veriyor. 

Diyor ki:

“…Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir…”

Devamını Oku

LOMBOZ 7 KASIM 2021 PAZAR


Ya inerse

Kütahya’da, yap işlet devret usulü ile yolcu garantili olarak yapılan; garanti verilen tahmini yolcu sayısı ‘yüzde 99’ hata ile şaşan; böylece ilk dokuz ayında hazineden, işletmeciye 5,2 milyon Euro, bu şaşmanın bedeli olarak matiko edilen; elden canlı tokalanan, bir Zafer Havalimanımız zaten vardı…
Bu da onun adeta ruh ikizi!

Devamını Oku

LOMBOZ 5 KASIM 2021 CUMA

 

Yüzde seksen muhalif

Hani Afyonkarahisar Belediye Başkanı, ‘Yıllık, 140 bin biniş garantili’, yap-işlet-devret modeliyle teleferik yaptırıyormuş da, “Muhalifler binmesin” diye ferman buyurmuş ya!..

Emrin olur beyefendi!
Sen çakma efeler gibi bol keseden üfürdün diye muhalifler teleferiğe binmez artık!

Devamını Oku

LOMBOZ 31 Ekim Pazar 

Erkek Yaşlandıkça:

-Dostlarınla bir araya geldiğinde birinci konu sağlık olmaya başlar. Çünkü hem fazla ortak konu kalmamıştır. hem de hafızadaki en taze obje sabah yuttuğun ilaçlardır. Hele o Aganigi maganigi mevzuları uzak mazinin sisli anıları arasında yitip gitmiştir.


-Yaşlanmak, artık tuvaletin kapısını kilitlemekten korkmaya başlamak ile başlar!.. 

Çünkü düşersem, ya da ani bir kriz-mriz geçirirsem bana ulaşmak için bari kapıyı kırmasınlar diye düşünürsün. Hayır, aksi gibi sağ kalırsan o lanet kapıyı yaptırmak için yine seni koşturacaklarını bilirsin!

Devamını Oku

Lomboz 29 Ekim Cuma

Yalanla besliyorlar sizi?

Dünya, koskoca bir ulusun beyninin,  Hitler gibi bir zır deli tarafından esir edilebildiğini deneyimleyince, yoğurdu üfleyerek yemeye başladı.
2. Dünya Savaşı 70 milyon can almıştı.

En derin yeri 61 metre olan Sapanca gölünden yan yana 7 tane hayal edin ve 7’si de tamamen insan kanı ile dolu olsun!
İşte, Dünya tarafından zamanında durdurulamayan Hitler’in insanlığa armağanı buydu!

Bu trajik deneyimi yaşayan Avrupa’da, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş, hepsi “karşılıklı anlaşma” anlamına gelen sözleşme, pakt, konvansiyon, komisyon, essamble gibi kurumlar tam da ‘bir daha yeni Hitler’ler türeyemesin’ diye oluşturuldu.

Bizim de, katılım tarihimiz itibariyle, kurucu üyelerinden biri sayıldığımız Avrupa Komisyonu 1949’da kuruldu. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunun yargı kanalı; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yine bu ihtimali bertaraf etmek için yapılandırıldı.

Kurucu fikir babası Teitgen: “Hiç kimse yıllar sonrasının geleceğine bakıp kendi medeniyetinin totalitarizm ve diktatörlüğe dönüşmeyeceğini ve ülkesinin böyle risklerden azade olduğunu iddia edemez. Bu nedenledir ki bizler önce davranıp, zamanı geldiğinde alarm çanlarını çalacak bir bilinci ve vicdanı yaratmalıyız. Bu özel vicdan da ancak özel bir Avrupa yüksek mahkemesi yoluyla oluşturulabilir.” diyordu…

İşte, bizim de 49 üyesinden biri olduğumuz ve aldığı kararların kanunlarımızla çelişmesi halinde bile daha önde ve geçerli olduğunu ANAYASAMIZA İŞLEYEREK kabul ettiğimiz Avrupa Komisyonunun en önemli organlarından biri olan AİHM bu kurum!

Gelelim bu güne!

Bu 49 üye ülkeden, yarısı 10 kurucu üye arasında bulunan, diğer yarısı da gözlemci sıfatını taşıyan 10 ülke, sorumlulukları gereği, büyükelçileri aracılığı ile Erdoğan’a ne diyor?

“Arkadaş, AİHM’e ülkenden bazı başvurular var. İçinde ‘senden gelen hakimlerin de çalıştığı’ mahkemelerimiz bu başvuruları inceledi, bazı kararlar aldı. Ama ısrarla bu kararlara uymuyorsun. Lütfen uy! Kuralı bozma! Seni görmezden gelirsek uymayan başkaları da ortaya çıkar! Bu işin altından kalkamayız!”

Erdoğan ne diyor: “Vaay, içişlerime nasıl karışırsın?”

Sonra aynı devletler ikinci bir mesaj yayınlıyor: “Güzel kardeşim! İlk mesajımızın arkasındayız! Bu içişlerine karışmak anlamına gelmiyor. Viyana Sözleşmesi 41’e göre  böyle bir hakkımız var!” mealinde, tekrar ilk uyarının altını çiziyor!

Erdoğan ve yandaş basın ne diyor?
“Bakın nasıl geri adım attırdık! Yedi düvelin sırtını nasıl yere vurduk!”

Halbuki çocuğa anlatsan anlar!
Öyle bir sıkışmışlık var ki, halkın anlamadığını sanıyorlar.
Gürültüyle ‘yediririz’ sanıyorlar.

İnsaf!
Ayıptır, yazıktır, günahtır!
Dört yıldır içeride tutulan;
iddianamesinde dişe dokunur tek bir madde olmadığını bütün aklı başında hukukçuların ortaya koyduğu;
özgürlüğü gasp edilmiş; boşlukla mücadeleden yılmış;
artık kendisini savunmamaya karar vermiş bir vatandaş var!

Onu savunanlar Türkiye düşmanı kafir!..
İçeride tutanlar, yerli, milli müslüman!
Öyle mi?

Evden kadın ve çocuk çığlıkları yükseliyor! Kapının altından kan sızıyor!
Apartman yöneticileri kapıya dayanmış. Elinde baltayla kapıyı açan adama
“Yapma, karına, çocuklarına eziyet etme!..” diye uyarıda bulunuyor!
Kapıdaki adam: “Karışmayın, benim karım, benim çocuklarım, asarım da keserimde!” diyor.

Kaldı ki;
Erdoğan’ın vaktiyle hapse girdiğinde başvurduğu, adli sicil kaydının temizlenmesi için başvurduğu, milletvekili seçilebilmek için üç kez başvurduğu AİHM aynı AİHM..

Sen başvururken hak dağıtan bu kurum, şimdi nasıl oluyor da başvuranın vatan haini, yargıçlarının da işbirlikçi olduğu bir ‘dış güç’ haline dönüyor?

Anayasamızın 90. Maddesinde: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” yazıyor.

“AİHM kararlarını tanımak zorunda değiliz!” diyebilmek için, önce Anayasa’dan ve yasalardan ilgili maddeleri çıkarmak ve kurucusu sayıldığımız Avrupa Komisyonundan çıkmak gerekiyor.
Bunu yapabilecek petka var mı?..
Nokta!
Devamını Oku

LOMBOZ 24 EKİM 2021 PAZAR

 

İstif çarkı!

Diyelim ki bir muz cumhuriyetinde en üst düzey yöneticisiniz. 

Ülkenizin kasasından indiregandi yaptığınız milyarlarca dolar paranız var.  

Yokmu böyle yöneticiler?
Gidin Afrika’ya, Ortadoğu’ya Güney Amerika’ya çuvalla!..

Devamını Oku